Gözlerimi açtığımda her yeri bulanık görüyordum. Odamda kendi yatağımda uzanıyorum. Yanı başımda ise uykuya dalmış İlayda ve kafamın tepesinde duran bir serum vardı. Bu serum, koluma bağlıydı. Etrafı süzdüm ve kendime gelmeye çalıştım. Anlaşılan bayılmıştım. Güçlükle doğrulmaya çalıştım. İlayda hareketlerimle uyandı ve hemen bana döndü.
"Sonunda uyandın, iyi misin," diye sordu. Sadece kafamı "Evet" anlamında salladım. Artık net görmeye başlayınca kalkmaya çalıştım ama İlayda beni ittirip kalkmamı engelledi.
"Furkan! Kalkma lütfen. Serumdaki suyun bitmesi gerekiyor," diye açıkladı.
Güçlükle konuşmaya çalıştım, "İlayda ben iyiyim. Bunlara gerçekten gerek yok." Koluma yönelip tiksindirici şeyi çıkarmak istedim. Fakat İlayda fark edince beni durdurdu.
"Hayır Furkan. Sen iyi değilsin. İyi olsaydın salonun ortasında bayılmazdın."
"Alt tarafı bir bayılma. Neden bu kadar abartıyorsun?"
"Furkan Allah aşkına! Abartılmayacak bir tarafı mı var bunun? Kafana sahip çıkamadın ve patlattın zaten beynini. Beyin çalışmıyor herhalde. Evde çıplak çıplak dolaşıp üşütüyorsun da kendini. Sonra bayılıp 'Ben iyiyim İlayda. Sen aslında çok abartıyorsun. Vıdı Vıdı vıdı' diyorsun." Taklidimi öylesine komik yapmıştı ki kendimi tutamadan kahkaha attım.
Sonra ciddileşmeye çalıştım ve," Ben öyle bir şey yapmıyorum İlayda. Ben bu odada hapis oturmak istemiyorum. Aşağıya inip size katılmak istiyorum."
Beni dinledi ve sanki aklına parlak bir fikir gelmiş gibi gülümsedi.
"Madem sen aşağıya inemiyorsun. Aşağı sana gelir o zaman. Beni bekle burda hemen geliyorum. Sakın serumla oynama yoksa seni babama söylerim. Yani Fırat Amcaya," deyip koşturarak odadan çıktı. Arkasından gülümsedim. Bu kızdaki enerji bende olsaydı acaba ben nasıl bir şey olurdum?
Seruma döndüm ve kalan suyun miktarına baktım. Sinir bozucu bir şekilde damla damla ilerliyordu. Bunun bitmesini beklemek için sabır taşı olmak gerek.
Kapı sesiyle aniden irkildim. İlayda cümbür cemaat toplamış ve odama getirmişti. Babam, Darling Bey, Ece, Cenk ve Tolga Abim. Önden Burak yanıma geldi ve serumu kontrol etti. Babam ve İlayda yatağımın kenarına birlikte gelip oturdular. Babama gülümserken Burak'ın elini anlımda hissettim. İrkilerek ona dönüm.
"Ateşin yokmuş Furkan. Şimdi daha iyi misin," diye sordu Darling Bey.
"İyiyim," diye cevap verdim. Ardından İlayda Burak'a döndü ve,
"Neden bayılmış?" diye sordu. Herkes dikkatle ona baktı ve ağzından çıkacak cümleleri bekledi.
"Belki garip gelecek ama, bayılma nedeni anlık üzüntü. Sanırım Furkan yemekten önce, anlık bir üzüntü yaşamış. Onu üzen ne olmuş olabilir, merak ediyorum doğrusu," diyerek bana baktı. Aklıma o an babam geldi. Babamın sözlerini düşündüm. 'Mezarımın başına gelme'. Hatırlayınca tekrar üzüntüye kapıldım. Bu sefer herkes pür dikkat bana bakıyor ve beni bekliyordu.
"Bilmiyorum, " diyerek Burak'a baktım. Gözlerini kısarak, önce bana baktı ve sonra babama. Neticede psikoloji uzmanıydı. Durumu anlamış olmasından korktum.
"Gerçekten bilmiyorum," dedim. Bunun üzerine herkes yüzünü astı ve arkasına yaslandı.
"Peki o zaman. Furkan bu serumdaki suyun bitmesi gerekiyor. Bu serumdaki su, seni üzüntü karşısında - bayılmaman için- güçlü kılacak ve her üzüldüğünde bayılmak zorunda kalmayacaksın. Aksi halde uyanman geç sürebilir," dedi. Onun dediklerinin hiçbirini dinlemedim. Belki zoruma gidiyordu ama Burak haklıydı. Babamdan ötürü üzülmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK | TAMAMLANDI
RomanceHem romantizm hem eğlence okumak istiyor iseniz doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.... Kapak Tasarımı : Enabel