49

1.6K 69 3
                                    

Furkan çok sinirliydi. Şu an içeriye kim gelirse onu dövebilecek haldeydi. Bu yüzden kapıyı kilitledi. Yatağa oturdu. Kafasındaki yara başını ağrıtıyordu. Ama o başka şeyler düşündüğü için umursamıyordu. Canı çok sıkkındı. Biraz sakinleştikten sonra güç bela ayağa kalktı ve kapıyı açarak lavaboya gitti. Kafası birden ağrısını büyütmüştü. Elini yüzünü yıkayıp geri odasına dönmek istedi. Ama kafasındaki ağrı onu odaya kadar gitmesine izin vermeden koridorun ortasında bayıltmıştı. Etraftaki hemşireler hemen yardıma koşup odasına yerleştiriler. Doktor gelene kadar müdahale ettiler.

Sonunda doktor Burak gelince hemşireler odadan çıktı. İlayda yanındaydı ve korku dolu gözlerle Furkan'ın kendisine gelmesini bekliyordu. Burak kontrolünü yapınca Furkan'ın çıkardığı sargıyı tekrar kafasına sardı. Daha iyi olmasını sağlayacak iğneler de yaptıktan sonra uyanmasını beklediler.

"Umarım erken uyanır," diyerek İlayda'ya baktı Burak.

"Neden öyle dedin? Geç uyanırsa kötü bir şey mi olucak yoksa?" diye sordu.

"Hayır, yaptığım aşının etkisi kısa süreli olduğu için erken uyanması daha iyi olur. Eğer geç uyanırsa aşının etkisi çoktan bitmiş olucak ve böylece ağrısı daha fazla olacak," dedi Burak.

"Aşının süresi ne kadar süre?"

"Tam bir saat 40 dakika. 10 dakika daha erken uyanması çok iyi olucak. Yani umudum tam bir buçuk saat. Dua edelim daha erken uyansın, yoksa ameliyat olması gerekebilir."

"Burak, korkutuyorsun beni."

"Korkmana gerek yok. Çünkü Furkan güçlü biri. Erken uyanacak kesinlikle. Eğer sende izin verirsen," deyip göz kırptı. İlayda hiçbir şey anlamamıştı ve sordu;

"Nasıl ben izin verirsem?"

"Göreceksin İlayda," diyip odadan çıktı. İlayda ise öylece kalmıştı. Burak'ın ne söylediğini anlamamıştı. Çaresizce koltuğa oturdu ve uyanana kadar Furkan'ı izledi. Bir Burak'ın söylediği saatin geçip geçmediğine bakıyor, diğer yandan dua ediyordu.

                                       ***

Aradan bir saat geçince artık 30 dakika kalmıştı. İlayda endişelenmeye başladı ve şırıngadaki ilacın bitişini izledi. Az miktarda kalmıştı. Ellerini birleştirdi ve bekledi, bekledi. Bir kaç dakika sonra Furkan kımıldamaya başladı. Hemen yanına yaklaştı ve uyanmasını bekledi. Ama gözleri hala kapalıydı. Uyandığını sanmıştı ve hayal kırıklığına uğradı. Furkan, İlayda görmeden hala gözü kapalı bir şekilde gülümsedi.

"Elimi tut," dedi aniden. Sesle birlikte irkilmişti. İlayda hemen ayaklanıp yatağın köşesine oturdu. Uyandığını düşündü ama gözleri hala kapalı olduğunu görünce ümidi tekrar kesildi.

"Furkan? Uyandın mı?" diye sordu çaresizce. Furkan'dan çıt çıkmadı. Endişeli bir şekilde bekledi. Beklerken Furkan'ın az  önce gerçekten seslenip seslenmediğini düşündü. Hayal gördüğünü sandı. Ama yine de düşündü: Elini tutsa geçer miydi? Çok basit düşünüyordu belki ama böyle olmasını çok istedi.

Yavaşça elini Furkan'ın eline götürdü İlayda. Elini tuttu. Furkan'ın bir anda tüyleri diken diken oldu. İlayda görmüyordu ama Furkan aslında uyanıktı. Avucunun içinde İlayda'nın zarif ve ince parmakları vardı. Cesaret edip gözlerini açamadı. Soğuk terler döküyordu. İlayda Furkan'ın ısındığını fark edince elini anlına koydu ve ateşini kontrol etti. Normal olduğunu hissedince, yüzündeki terlere baktı. Zararlı birşey olduğunu düşündü ve yanağına sert bir şekilde vurup;
"Furkan çabuk uyan, iyi misin?" dedi. Furkan, İlayda'nın vuruşuna tepkisiz kalamadı ve bir küfür savurup gözlerini açtı.

KORKAK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin