Uykum kaçmıştı. Saat sabahın altısıydı. Uykum yoktu. Bir türlü uyuyamıyorum. Bu yüzden İlayda'yı izliyordum. İki elini birleştirip kafasının altına koymuş eğik bir açıyla uyuyordu. Burnunun kaydırak gibi olması dikkatimi çekmişti. Her şeyi çok güzeldi. Üzmeye asla kıyamazdım. O an Mete'nin gerçekten bir gerizekalı olduğuna karar verdim. İki günlük heves için İlayda'yı bırakmıştı. Sonra da geri dönmek istemişti tabii ki. Ama o artık bana aitti. Ben sahip oldum. Benimdi o. Sıkıyorsa gelip alsın.
Onu izlerken tekrar uykuya dalmam da garip olmuştu. İşte bu denli yola getiriyordu beni İlayda.
Sabahın köründe neden uyandığımı bilmesem de tekrar uyumayı başarmıştım. Bizi uyandıran ise Nazlı Hanımın çığlığı oldu. Gözlerimi açtığımda kendimi İlayda'nın arkadan beline sarılıp ona sokularak uyuduğumu gördüm. Saçları yüzümdeydi. Her ne kadar bırakmak istemesemde Nazlı Hanımın ikinci çığlığından sonra onu bırakıp doğrulmak zorunda kaldım. Yüzünde acayip bir maske ve sabahlığıyla karşımızda duruyordu.
"Yatağımda ne işin vaaar?" diye bağırıyordu.
"Nerede uyuyacaktık be?" diyen İlayda'nın sesini duydum. Sanırım ona sarıldığım an uyanıktı. Ama sesini bile çıkarmadı.
"Bana sorabilirdin. İzinsiz yatağıma girdin. Ay Allah kahretmesin," diyerek dert yanıyordu.
"Ne haliniz varsa görün deyip uyumaya giden kimdi acaba?" diyerek yataktan çıktı. İlayda'nın çıktığını görünce bana yaklaştı ve elimden tutarak, "Furkancığım özür dilerim. Seni bu varoşla yatmak zorunda bırakmak istemezdim. Ben onu müştemilatta yatıracaktım ama unuttum," deyince şaşırdım.
"Ben evimde de karımla beraber uyuyorum zaten, Nazlı Hanım." deyince yüzü buruştu. "Siz onu müştemilatta yatıracak olsaydınız, emin olun bende orada uyurdum," dedim hışımla. Elimi de elinden çekip ayağa kalktım.
"Evde bir varoşla beraber mi uyuyorsun?" deyip doğruldu. Beni süzerken gözleri omzumda durdu. Bana yaklaştı ve göğsümde yazan dövmeye dokunmak üzere iken İlayda onun elini havada yakaladı. Beni arkasına alıp Nazlı Hanım ile karşı karşıya geldi.
"İyi inceledin, fazla bakma bence," dedi İlayda. Baktırmak istemediği şeyin vücudum olduğunu çaktırmamaya çalışsa da anlamıştım.
"Ne saçmalıyorsun be?"
"Üstümü giyineceğim, çıkar mısın Nazlı Hanım?" dedi İlayda.
"Furkancığım, tekrar kusura bakma. Ben üstümü giyinmek için çıkıyorum şimdi. İstediğin bir şey var mı?" deyip gülümsedi.
"Teşekkürler," deyince odadan çıktı. Kapıyı kapattığı anda dibimde olan İlayda'nın arkadan beline sarıldım. O ise elini hemen giydiği gömleğimin uçlarına götürüp çekiştirmeye başladı. Uyurken öyle güzel sarılıyordum ki ona Nazlı Hanım yüzünden keyfim boka dönüşmüştü.
"Ne yapıyorsun Furkan?" dedi sinirli sesiyle. Karıma sarılıyorum diyemezdim.
"Gömleğim bana lazım, onu giyinmem gerek," dedim hâlâ onu tutarak.
"Bırak da çıkarayım," dedi.
"Ben çıkarırım, sen çok yavaşsın," dedim elimi gömleğin en alttaki düğmesine görürerek. Alttan ikinci düğmeyi açmak üzere iken elimi tuttu.
"Hızlı çıkaracağım be, bıraksana beni." deyip zıpladı.
Belini daha çok sıktım. "Dün sen çıkardın gömleğimi, bugün de ben çıkarmak istiyorum. Olamaz mı?" dedim. Ellerimi tuttuğu ellerini gevşetti ve kafasını bana doğru çevirmeye çalıştı. Sanırım özgüven patlaması yaşıyordum. Çünkü İlayda'yı bacaklarından tutup kucağıma aldım. O da ellerini boynuma sardı. Yatağa doğru götürürken tek kelime bile etmedi. Onu yatağa bırakıp düğmelerine ulaştığımda elimi tuttu. Elimi geri çekmeden düğmeleri açmaya devam ettim. Kafamı birden boynuna gömdüm ve deli gibi hunharca koklayıp kokusunu içime çektim. Bir kaç gündür kokusuna hasrettim. Dudaklarına yaklaşmak üzere iken kapı açılmıştı ve İlayda hareketlenmeseydi hâlâ fark etmeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK | TAMAMLANDI
RomanceHem romantizm hem eğlence okumak istiyor iseniz doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.... Kapak Tasarımı : Enabel