25

2.4K 115 1
                                    

Yine uykum bölünmese olmaz değil mi? İlla ki bir ses çıkacak ve ben uykumdan mahrum edileceğim. Bu karı bilerek mi yapıyor? Her gün onun sesiyle uyanmak zorunda mıyım ben?

Telefonumu aldım. Perşembe. İşe gitmek için her zaman ki gibi hazırlandım. E tabi Ece yi aramazsam olmaz. Ece yine beni bekliyordu. İşe her zaman beraber gidelim istiyoruz.

Karının yaptığı çaydan bir yudum içtim. İçmez olaydım. Yine saçımı çekti.

"Ben o çayı senin için mi yaptım salak?"

"Sen benim çayımı içiyorsun ama."

"Ben içerim sen içemezsin. Def ol. Git işinin başına. Mümkünse dünkü gibi geç gel."

Bu karı neden böyle Tanrım? Sen akıl yağdırırken bu yağmur sanıp şemsiye mi tuttu acaba?

Çantamı alıp evden çıktım. Ve Ece nin beni her zaman beklediği yere gittim. Bir taksi bekledik. Taksi gelince yine her zamanki gibi Erhan Bey in evine gittik.

Ece yine temizlik yapmaya başladı. Ben de bugünkü yemekleri hazırladım. Bugünkü yemekler azdı. İsim çabuk bitebilir galiba.
Ben akşam için yemek yaparken kapı çaldı. Hizmetlilerden biri kapıyı açtı.

Geleni ses tonundan hemen tanıdım. Gelen Furkan di yine. Bu çocuk neden peşimi bırakmıyor? Ama sanırım gelmesi iyi oldu. Çünkü dünkü attığım sebepsiz tokat için özür dilemem gerekiyordu. Çünkü ben onun gibi hayvan değilim.

Gelir gelmez direkt olarak mutfağa geldi. Elinde bir poşet vardı. Onu masaya bırakırken "Bana tokat atmak neymiş sana göstericem. "

"Şey ya. Aslında ben senden ö-"

"Cık. O kadar kolay olmayacak." deyip gitti. Ben naptim ki? Altı üstü bir tanecik tokat attım. Kimse de görmedi. Yani rezil felan olmadı.

Aman banane. İyi niyetimizi de suistimal ediyor. Ben en iyisi yemeğimi yapayım.

Akşam olunca yaptığım yemekleri servis ettim. Ama masada Furkan yoktu. Ekstra hazırladığım porsiyonu kendim yerim o zaman. Ben de insanım. Acıkıyorum her halükarda. Ece hala temizlik yapmaya devam ediyordu. Ben içerdekilerin yemeğini bitirmesini beklerken Ece ye yardım ettim. Evdeki lanetten az çok biliyorum temizlik yapmayı.

Yemek faslı bitince masayı toparladım ve Ece yle birlikte evden çıktık.

"Ece yeni işimizi sevdin mi?"

"E tabiki de kızım. Paramızı görmüyor musun?"

"Himm. Neyi bekliyoruz şimdi?"

"Furkani."

"O ne alaka şimdi ya?"

"Bizi eve bırakacak. "

"Ya of Ece. Sen onun arabasına bin. Ben taksiyle gideceğim."

"Hic bir yere gitmiyorsun. Benimle geleceksin."

"Bal gibi de giderim." deyip yürümeye başladım. Ece bir kaç adım sonra kolumdan tutup

"Beni elin çocuğuyla tek başıma mı bırakacaksın?"

"Hani o senin biricik arkadaşındı?"

"O farklı konu. Şimdi farklı. Şu an gece ve burası hiç te tekin değil."

"Hayır canım. İkisi de aynı şey. Ben o arabaya binmem."

"O niye? Seni öldürüyor mü çocuk?"

Hakikatten ya. Ne oluyor bana ya? Normalde biri gelip gel sizi evinize bırakalım derse hemen binerdim.

"Sorun öldürüp öldüremezsi değil. Kendin de dedin hatta. Tekin değil buralar."

"Tamam sen git. Ben burda Furkan ı bekleyeceğim."

Onu burda bırakıp gidemeyeceğimi çok iyi biliyor. "Of Ece tamam." deyince sevinçle boynuma sarıldı.

Birkaç dakika sonra Furkan simsiyah arabası ile önümüzde durdu. Ece hiç beklemeyip on koltuğa yerleşmişti bile. Ben hala ayakta dikilirken Furkan bana kaş göz işaretiyle binmemi söyledi.

"Hadi ama İlayda binsene şuna. " diyen Ece nin sesiyle el mahkum arabaya bindim. Ama bu salak şimdi önce Ece yi bırakır. Beni sona bırakır gene.

"Önce beni eve bırakır mısın Furkan?" diye sordum. Sorduktan sonra dudağımı ısırdım. Cevap vermesini bekliyordum ki kendimi kapımın önünde buldum. Dediğim şeyi yapmıştı. Bravo ona. (!)

Ben kapıyı çalıp içeri girdim. Yatağıma geçince Furkan nin ona tokat atmanın ne demek olduğunu düşündüm. Anlamıyorum. İlk defa mı tokat yiyordu bu çocuk? Ayrıca ben savunma amaçlı atmıştım o tokadı. Özür dilememe bile izin vermedi şempaze. Aa yok. Onun adı sempaNzeydi değil mi?

KORKAK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin