Multimedia'yi izlemeden geçmeyin. Fotoshopları kendim yaptım.
Video hakkındaki görüşlerinizi yoruma yazabilirsiniz.Ertesi gün uyandığımda kendimi yatakta buldum. Sersem halde doğruldum ve etrafıma baktım. Furkan ortalıkta görünmüyordu. Arkama yaslandım ve dünü düşündüm. Furkan'ın göğsünde uyumuştum. O sıcaklığı, kokusu her şeyi hissediyorum hâlâ. Anıları düşünürken bir yandan da gülümsüyordum. Ben buraya nasıl gelmiştim acaba?
"Neye gülüyorsun?" diyerek kapıdan içeri girdi Furkan. Bütün düğmeleri açık, beyaz bir gömlekle karşımdaydı. Vücudu görünüyordu. Bana bakarken göz kırpıp, çapkın gülümsemesini eksik bırakmamıştı.
"Hiç." deyip durdum. "Ben nasıl geldim buraya?" diyerek yatağı işaret ettim.
Gömleğinin kol düğmelerini iliklerken, "Gece yağmur yağdı. Seni uyandırana kadar canım çıktı. Uyanmadın. Bende kucağıma alıp buraya taşıdım seni." durdu. "Memnun değil misin yoksa? Islanmak daha mı cazip gelirdi? Hı?" diye sorarken hala gülümsüyordu.
"İyi yapmışsın. Bravo sen(!) ," dedikten sonra dolabına yöneldi. Siyah ceketini alırken sordum.
"Bir yere mi gidiyorsun?"
"Bir yere gidiyoruz." deyip durdu. Ceketi üstüne giyerken, "Alışverişe gidiyoruz. Akşamları pizza yemek istemiyorum. Gerçekten." dedi yüzünü düşürerek.
Yataktan çıktım ve ona yaklaşıp kafasındaki sargıyı inceledim. "Olmaz. Ben tek başıma giderim. Sen otur, ben hemen gidip gelirim." dedim. Ama beni hiç tınlamadan masadan arabanın anahtarlarını alıp kapıya yöneldi. Kapıyı açarken,
"Dışarıda seni bekliyorum. Giyinip gel," deyip kapıyı kapattı.
"Ama Furkan," diye arkasından seslendim ama pek bir etkisi olmadı. Saate bakınca henüz erken olduğunu anladım. Daha sonra dolaba yönelip kıyafetlerimi giyindim. Banyoya geçip kendine çeki düzen de verdikten sonra hazırdım. Odadan çıkarken henüz Ece ve Tolga'nın uyanmadığını gördüm. Aşağıya inip dış kapıya yöneldim. Kapıyı açınca ilerde Furkan'ın arabasını gördüm. Kapıyı kapattıktan sonra arabaya doğru gittim ve Furkan'ın telefonla konuştuğunu gördüm. Beni fark edince telefonunu kapattı. Arka kapıya yöneldim ve arabaya binince Furkan sürmeye başladı.
AVM'ye varana kadar ikimizde hiç konuşmadık. Arada sırada aynadan birbirimize bakıyorduk. Bir ara sanki bir şey anlamak istermiş gibi yüzüme bakması dışında hiçbir şey olmamıştı. Arabadan inince daha önce hiç görmediğim kadar büyük bir AVM gördüm. Genelde pazar ve küçük marketler tercih ediyordum. Ama ilk defa böyle kocaman bir AVM görüyordum. Furkan beni fark edince,
"Burda daha organik yiyecekler satılıyor. Babam, Nazenin Abla'ya hep burdan alışverişini yapmasını tembihlerdi," dedi. Cevap vermeden, -güneşten dolayı kıstığım gözlerimle- yüzüne baktım. Tekrar bakışımı AVM'ye çevirince buradaki yiyeceklerin daha pahalı olduğunu düşündüm. Elimi cebime attım ve kalan parama bakacaktım ki, Furkan bir kredi kartı uzattı.
"Benim param var, merak etme," dedim.
Gülerek, "Burada yiyecekler nakit parayla satın alınmıyor. Özel kartları var, benimki limitsiz," dedikten sonra ceketinin cebinden güneş gözlüğünü çıkarıp karizmatik bir şekilde taktı. Bu hareketiyle nedense beni etkilemeyi başarmıştı. Ona bakıp dalmakla meşgul olduğumu anlayınca, kartı elime tutuşturdu.
Tek elini yanağımda gezdirirken, "Sen içeriye gir alışverişi yap. Ben seni burada bekliyor olacağım," dedi. Onu duymaya başlayınca kafamı "Tamam." anlamında sallayıp yanağımdaki elinin üstüne elimi koydum. Hangi cesaretle bunu yaptığımdan çok, Furkan'ın tepkisini merak etmiştim. Güneş gözlüklerinden pek anlamasam da, gülümsemesinin, yüzüne daha çok yayılmasını fark etmiştim. Hoşlanmış mıydı bu davranışımdan? Elini yüzümden çekerken sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK | TAMAMLANDI
RomanceHem romantizm hem eğlence okumak istiyor iseniz doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.... Kapak Tasarımı : Enabel