O aşçı da fena değilmiş. Tabi benim kadar hiç kimse güzel yemek yapamaz. Orası kafi. Kimse bana yemek yapmayı da öğretmedi zaten. Google Amca sayesinde kendi kendime öğrendim. Ufak tefek yardımları olmuştur bana bazı konularda. Ama en çok kendim öğrendim.
İzlediğim filmin tam ortasında kapı sesi duydum ve filme olan bütün konsantrem kapıya doğru yöneldi. Furkan gelmiştir belki. Eski eve alışık olduğum için zilin çalmasını bekliyorum hala. Ben tüm dikkatimi tekrar filme verdim. O sırada Furkan odasına üst kata çıkmıştı. Takım elbiselerini çıkartıp günlük kıyafetlerle geri döndü. Mutfağa uğrayıp yanıma geldiğinde "İlayda kalk, hazırlan gidiyoruz. " dedi.
Hala gözlerim televizyonun üzerindeyken "Dur bi ya. Reklam olsun kalkarım. " dedim.
"İyi misin kızım? Bunun reklam olması kaç dakika sürer. O kadar zamanımız yok."
"Bir sussana sen ya. Şu sahne geçsin gelicem."
"Bak İlayda. Filmini sonra izlersin. Benim babam daha değerli. Zor kullanmadan kalk."
Oturduğum yerden ayağa kalkarak "Tamam be. Ama bak sonra izleyeceğim. Gelince bana uykum geliyor kapat şunu demeyeceksin. "
Hiçbir şey demeden masanın üzerindeki anahtarlarını aldı. O kapıya doğru gidince ben de televizyonu kapatıp arkasından dışarı çıktım. Furkan arabanın şoför tarafına bindi. Ben de arka koltuğa yerleşince gaza bastı. Aynadan bakıp yüzümü kontrol edince gözlüklerimin gözümde olmadığını fark ettim. Sahi ya. Ben neden gözlüğümü sonradan fark ediyorum? Gözlerimi kısarak aynaya bakarken Furkan beni fark etti. Arabanın bir yerlerine elini soktu ve elinde gözlüğümle bana uzattı. "Al bakalım gözlüklerin burda. Ama bunları sadece şimdilik veriyorum. Geri alacağım onları. Bu arada merak etme makyajında bir sorun yok." dedi.
Elinden gözlüklerimi alarak "Makyaj mı yaptım sanki gerizekalı." dedim.
"Kızım senin ağzın ne kadar bozuk. İnsan kocasına böyle mi der akilsiz?"
"Sen benim kocam falan değilsin biz bosanacagiz bir kere."
"Yav he he. Gevezelik yapma da in, kıyafet seçelim."
Arabadan inerken arkasından "Daha geveze görmedin sen, gevezeymiş. "
Mağazanın içerisine girince renk renk muhteşem elbiseler gördüm. Üstündeki fiyat tabelasını görünce "Oha." diye fısıldadım. Resmen benim evde yeri sildiğim bezin kumaşını inanılmaz fiyatlara satıyorlar. İçeriye biraz daha ilerleyince iç çamaşırlarının satıldığı tarafa geldim. E yuh ama yani. Don bu, bu kadar da pahalı olmaz artık. Burdan alış veriş yapacağıma çıkarım pazara bir liraya iki tane don alırım.
"Neyi bekliyorsun? Beğendiğini seç al işte." diyerek bana döndü Furkan.
"Burası çok pahalı ama. Evde yeri sildiğim bezin kumaşı bile burda yüksek fiyatlara satılıyor. Seni kasmasın?" diye cevap verdim.
"Sen seçmeyi düşünüyor musun yoksa ben mi seçeyim bir tane?"
"Haha. Allahını seversen seçsene bir tane nasıl seçiyormuşsun."
Etrafa biraz göz gezdirdikten sonra "Ne seçersem giyeceksin tamam mı?"
"Sen önce bir seç te beğenirsem giyerim."
Tatlı bir gülümseme atıp elbiselerin olduğu tarafa ilerledi. Askılıklardaki elbiselere hiç dikkat etmeden kamuflaj ve oldukça kısa aynı zamanda çingene kıyafetine benzeyen bir elbise getirdi.
"Iııyy. Bu ne be? Kusura bakma ama ben bunu giyinmem. " dedim.
"Nah giyinmezsin." Kolumu sıkıca kavrayıp "Mağazada şu an bir tek ikimiz varız ve sen bunu giyeceksin ben de göreceğim. " dedi.
"Bırakır mısın kolumu? Canımı acıtıyorsun hayvan. Sen öldürsen de giyinmem ben bunu." diyerek elinden kurtulmaya çalıştım ama nafile.
"Bak sen şuna. Önce dalganı geç. Sonra yok giyinmem falan. Giy şunu hemen."
"Ya giymeyeceğim. " desemde beni kolumdan çekiştirip soyunma odasına kadar götürdü. Lambaları kapalı olan odanın lambalarını açtı ve elbiseyle birlikte içeriye girdi.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Sadece bir kıyafet bu. Çekil önümden gideceğim." dedim. Kapıya doğru yönelerek.
"Kendin de diyorsun ya. Kıyafet bu. Ya bunu giyeceksin yada gece yarısına kadar burada tek başımıza kalacağız. Ona göre." Gözünü kırparak "Seçimini iyi yap."
Biraz düşündükten sonra elindeki elbiseyi çektim ve inceledim. Bunu giyersem eğilirken popom görünür. Dekolteye bak hele. Don ve bikini giysem daha iyi bence.
"De hayde. Neyi bekliyorsun?" diyerek bana doğru yürüdü.
"Tamam. Elin ayağın bir rahat oynasın. Arkanı dön ve kesinlikle arkana bakma. Kafanı kırarım. " dedim.
"Tamam." deyip arkasını döndü. Ben elbiseyi hala inceliyordum. İncelemem bittikten sonra odanın en köşesine geçip soyunmaya başladım. Lanet olsun. Bacaklarimdaki kılları almayı unutmuşum. İğrenç. Ama mecbur giyinmek zorundayım. Elbiseyi giyinince duvardaki ayna dikkatimi çekti. Aynadan bakınca Furkan ile göz göze geldim. Ne yani? Şimdi heryerimi gördü mü bu? Ama nasıl?
"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Sabahtan beri aynadan beni mi izliyordun?" diye sordum.
"Saçmalıyorsun. Ben arkamı yeni döndüm." dedi.
"Ya döndüğünde hala çıplak olsaydım? "
"Fermuarın sesini duydum. Bir şey yok. Görmedim yani. Bu arada elbise yakışmış."
"Elbise yakışmışmış. İçin rahat oldu mu? "
"Hemde çok. " Telefonunu alarak "Poz ver karıcığım. "
Üstüne doğru hızlı hızlı yürüyerek sinirle elindeki telefonu yere attım. Paramparça olmuştu. Ama ona doğru yürürken kendi kıyafetlerime takıldım ve düştüm. Furkan nin üstüne düştüm. Düşerken gözlüklerim de yerdeydi. Bir süre birbirimizin gözlerine baktık. Ben o yemyeşil gözlere ve o da ela gözlerime. Elini kolumda hissettim ve korktum. Kolumu kaldırdı ve kızaran bileğime baktı. O yapmıştı bunu. Ben onun üzerinde olduğum için elbisenin dekoltesinden göğüslerim sarkıyordu. Bir süre oraya baktı. Daha sonra belimi kavrayıp ayağa kalkmaya çalıştı. Ayağa kalkınca odadan hızlıca çekip gitti. Ama ben bu kıyafetleri değiştirmek için hayatta mağazaya girmem. Ne yapacağım diye düşünürken elinde başka bir kıyafetle içeri geldi Furkan. Getirdiği kıyafet elbise değil bir kot pantolon ve v yaka bir bluzdu.
"Al giy bunları geç kalacağız. Ben arkamı dönüyorum. Biraz hızlı ol." dedi kıyafetleri bana vererek.
"Tamam. Ben de intikam alacağım haberin olsun." dedim.
Arkasını dönerek "Bak sen yine. Göreceğiz."
Gözlerimi devirdim ve kıyafetleri giyinmeye başladım. Tam da üstüme oturmuştu. Hayret. Bedenimi falan nerden biliyor acaba?
Kıyafetlerimi giyinince yerde duran gözlüklerimi aldım. Furkana doğru yaklaşıp omzuna vurdum. Arkanı döndü ve giyindigimi görünce kapıyı açtı. Ben de arkasından yürüdüm ve sonunda mağazaya girebildik. Furkan ödemeyi yaparken ben hiç onu beklemeden dışarıda arabasına bindim. Onu beklerken telefonuma gelen mesaja baktım. Bilinmeyen bir numaradan ve mesajı şöyle: "İnci kafede bekliyorum seni. Umarım gelirsin. Bu arada ben özel numara." Kim bu yine şimdi? Endişe duymam gerekse de endiselenmedim. Kendimi güvende hissediyorum çünkü Furkan nin yanında. Bu yüzden mesajı Furkan a göstermek üzere sakladım. Belki yine her zamanki gibi halleder.
![](https://img.wattpad.com/cover/120800180-288-k409228.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK | TAMAMLANDI
RomanceHem romantizm hem eğlence okumak istiyor iseniz doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.... Kapak Tasarımı : Enabel