Çok özgür ve kendimi hafif hissettiğim bir dünyanın içindeyim. Etrafımda benden başka hiç kimseyi göremiyorum. Dahası etrafımda hiçbir şey göremiyorum. Sanırsın beyaz bir bulut ve üstünde de ben. Hiçbir şey yapmadan öylece dört dönüyordum. Sonunda karar verip birkaç adım atmaya başladım. İlk adımımda "Furkan" diye bir ses işittim. Etrafıma ne kadar baksam da ne sesin geldiği yönü ne de seslenen kişiyi görebiliyordum. Göremediğim yoluma devam ederken uzaktan bir karaltı belirtmişti gözümün önünde. Adımlarımı hızlandırdım ve karaltındaki kişiye daha çok yaklaştım. Yanına vardığımda, gözleri dışında hiçbir yeri görünmeyen bir kadın vardı. "Furkan" diye yüzüme seslendi. "Efendim?" diye karşılık verdim. Fakat bana cevap vermeden önce gözlerini kapattı. Onun gözlerini kapatmasıyla birlikte her yer kapkaranlık oldu ve hiçbir şey göremiyordum. Birden etraf yeniden aydınlandı. Karşımdaki kişi önümdeydi ve bu sefer başka bir kılıkla idi. Birden gözlerini açtı. Gözleri kıpkırmızı idi. Yüzüme karşı bağıra çağıra "Korkak," diye bağırdı. Bağırmanın şiddetiyle yerimde irkildim ve yere düştüm. Daha sonra üstüme yürüye yürüye devam etti. O bana yaklaştıkça bende daha geriye gidiyordum:
"Korkaksın sen! Folofobi. Bu teşhisi sana en sevdiğin abin koydu. Ne oldu? Korktun mu korkak olmaktan? Kim kurtaracak seni? Bilmiyorsun. Senin kimi kurtaracağını bilmekten bile korkuyorsun sen. Benden de korkuyorsun. Her boktan korkuyorsun. Asla kimseye güvenemiyorsun çocuk. Yazık sana. Çok yazık."
"Yeter artık uyanmak istiyorum,"diye bağırdım. O kırmızı gözlü kadın birden kayboldu ve etraf yeniden aydınlandı. Bu sefer daha farklı bir dünyadaydım. Etrafıma iyice baktım. Gözümün önünde cool bir şekilde bana doğru yürüyen bir güzellik vardı. Yürüyen kişi o kadar güzel idi ki, güzelliğinden yüzü görünmüyordu. Yada ben göremiyordum. Sonunda ayaklarıma kadar geldi. Elimden tutup beni ayağa kaldırdı. Ellerimi suratına koydum ve tam da öpmek üzereydim dudaklarını.
***
"Furkan? Öldün mü? Kalksana salyana tükürdüğüm. Her tarafımı pislik yaptın," diye İlayda'nın sesini duydum. Uykuya dalmıştım. Uyurken İlayda'nın omzuna düşmüştüm ve ağzım açık olduğu için köpek gibi salyam dökülmüştü. Doğrulup kendime gelmeye çalıştım. Rahatsızlıktan sırtım kaskatı kesilmişti. Güç bela ayağa kalktım ve lavaboya kadar gittim. Elimi yüzümü yıkayıp geri döndüm. O sırada Tolga Abim bir köşede uyuyor, İlayda ise elinde mendil ile üstünü siliyordu. Yanına gittim ve ben uyurken neler olup bittiğini sordum:
"Ne oldu Ece'ye? Bir haber var mı?"
Başta gözlerini devirse de, "Bir şey olmadı. Hala bekliyoruz. Ama doktor kötü bir şey olacağını düşünmüyorum dedi bize," dedi. Hala üstünü silmeye devam ediyordu o sırada. Bir süre onu izledim. Sonuda dayanamayarak:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK | TAMAMLANDI
RomanceHem romantizm hem eğlence okumak istiyor iseniz doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.... Kapak Tasarımı : Enabel