Sabah uyandığımda başımın ağrıdığını hissedebiliyordum. Yatağın diğer tarafında İlayda'nın sırtını çıplak bir şekilde görünce dün geceyi hatırladım. Bir anlık hevesle İlayda'ya sahip olmuştum. Hiçbir kare gözümün önüne gelmiyordu. Yerde duran kıyafetimi giyindikten sonra İlayda'yı uyandırmak için ona uzandım. Dokunmak üzere iken elim havada kalmıştı. Bir an tereddütte kalsamda onu sallayıp uyandırmıştım. Esnedikten sonra gözlerini açtı ve elleriyle başını tuttu. Sanırım onun da başı ağrıyordu. Gözlerini bana çevirdikten sonra yataktan çıkmak için doğrulamak üzere iken kafasını geri yastığa koydu. Yorganını kendi görebileceği bir şekilde kaldırdı ve elini ağzına koyarak geri bıraktı.
"Furkan ne yaptık biz?" diye sordu titrek sesiyle. Onun sesinin titrekliğini hissedince boğazıma bir yumru oturdu. Kendimi cinayet işlemiş kadar suçlu hissettim.
Ne sorduğunu anlamamış gibi, "Ne yapmışız," diye cevap verdim.
Gözünden yaş dökülürken, "Bakireliğimi aldın mı benden?" diye sordu. Yutkundum. Cevap veremez durumdayım. Kendimi çok kötü hissettim.
Sustuğumu fark edince daha çok ağlayarak, "Ya ben sana zamanı değil dememiş miydim?" dedi. Eliyle yüzünü kapatıp ağlamaya devam etti.
"Karı koca değil miyiz?" diye masumca sordum. Kendimi savunabilecek tek kozum buydu.
"Bakireliğimi aldın diyorum Furkan! Mutlu musun şimdi?" diye kızarak çıkıştı.
Bir şey diyecek gibi olsam da demedim. Benim sessizliğimden istifade ederek konuşmaya devam etti. Elleri yüzünde olduğu için sesi boğuk çıkıyordu.
"Allahım! Affet! Ben ne yapacağım şimdi?" dedi ağlamaklı sesiyle. Affet demesi benim sinirlerimi germişti. Bir kere İlayda benim helalimdi.
"Sorun ne İlayda?" diye sordum.
"Sorun ne mi? Sorun, boşanmak üzere iken senin bana sahip olman! Benden habersiz. Allah kahretmesin! Hiçbir şey hatırlamıyorum."
"Boşanmayız o zaman! Senin şu an derdini anlayamıyorum," diye çıkıştım.
Ağlamasını durdurarak, "Ne dedin? Boşanmayız mı?" dedi.
"Evet, benim için sorun değil. Sana katlanırım ömür boyu," dedim sakince. "Boşanmak istersen de boşanırım," diye ekledim.
Gözündeki yaşları sildi ve kafasını yorganın altına koydu. "Çıkar mısın odadan? Üstümü giyineceğim," dedi. Zaten ağlamasına sebep olduğum İlayda'yı, vakit kaybetmeden dinledim ve odadan çıktım. Yaklaşık yarım saat kapının önünde bekleyince içeri girdim. İlayda kırmızı kıyafetiyle dünkü kadar tekrar etkilemişti beni. Bir şey demeden odadan çıktı. Odaya göz gezdirip eksik bir şey olmadığını görünce onun peşinden gittim. Bir gecelik masrafı ödedim ve dışarı çıktık. Arabam burada değildi. Barın önünde bırakmıştım. Bu yüzden arabaya kadar yürüdük. Bindikten sonra eve doğru gitmeye başladık. İlayda iki dakikada, bir kahvaltı masası hazırladı. Ben odama geçip üstümü değiştirirken o mutfağı topluyordu. Oturma odasına geçince bu sefer o, üstünü değiştirmeye gitti. Kendime kızgındım hala. Yanlış bir şey yapmıştım ve bu İlayda'nın bana karşı olan güvenini sarsabilecek bir hal almıştı. Bugün günlerden pazar idi ve yarın iş vardı. Bunu düşünürken Tolga Abi'm aramıştı.
"Efendim Abi."
"Furkan yarın kadınla kapıda buluşacaksınız, sonra direkt eve. Hiç ofise girme," deyince şaşırdım.
"Ne kadını ne evi?"
"Dinime imanıma seni gebertirim! Geçen beni arayıp teklifi kabul eden sen değil misin? Delirtme beni!" deyince içkili eve geldiğim günkü halimi hatırladım. İlayda'ya sinirlenip içmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK | TAMAMLANDI
RomanceHem romantizm hem eğlence okumak istiyor iseniz doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.... Kapak Tasarımı : Enabel