KORKAK | TAMAMLANDI

18

"Sen de mi acıktın?"

Eyvah! Furkan geldi. Acıktım desem olmaz. En iyisi susadığımı söyleyeyim.

"Yooo. Susadım sadece. "

"Suyu çiğneyerek içiyorsun galiba. "

Cevap vermedim. Bana yaklaşıyordu. "Gelme " diyerek elimi kaldırdım.

"Neden?"

"Üstümü görme diye.?"

"Çıplak mi geziyorsun mutfakta?"

"Ya ne kadar fesatsin. Nazmiye Ablanın taytı yüzünden iğrenç görünüyorum. O yüzden bakma."

"Nazmiye değil o. Nazenin Abla. Ayrıca ben senin üstünü ne yapicam."

"Olsun. Böyle görünmek hoşuma gitmiyor."

"Seni mi bekleyeceğim ben?"

"Bana bir penye getirirsen pek de beklemene gerek kalmaz."

"Hırkamı beğenemedin mi yoksa zilli? "

"Hırkanın altına tayt çok rüküş görünüyor. Üstelik hırka da kocaman. Penye getir de uyumlu olsun. "

"Hırkayı çıkarma getireceğim penye nin üstüne giy. Üşürsün. "

"Tamam ama uzun bir penye getir. Tayt yüzünden vücut hatlarım belli oluyor. "

"Peki. "

Gittiğinde etrafıma çaresizce baktım. Onu bekledim. Gelmesi uzun sürmüştü. Beyaz bir penye getirmişti. Bu da içimi belli ederdi. Bu yüzden Hırkayı üstüme geçirdim ve fermuarını kapattım.

"İnsan bir teşekkür eder nankör."

"Ben mi sana dedim eşofman ver diye. Ama büyüklük bende kalsın. Teşekkürler. "

"E hadi yemek koyda yiyelim. Nazenin Abla yatıyor. Onu uyandırmak olmaz."

"Neden ben hazırlıyorum? Acıkan sensin."

"Sen de açsın biliyorum. Ne kadar çok uzatıyorsun. İlerde kocana nasıl yemek yapacaksın?"

"İlerde bir kocam olmayacak. Yemek yapmasını da biliyorum zaten. "

"O zamn hazırla bir şeyler. Adam akıllı yemek de yiyemedik zaten."

"Çay yapayım mı? "

"Yap. Ama tavşan kanı olsun."

"O zaman yanına da gözleme yapayım. "

"O ne be? "

"Gözleme. Bilmiyor musun? Benim sorduğum da soru mu yani sen ne anlarsın gözlemeden."

"Yağlı bir şey mi? "

"Evet.'

"O zaman yapma. Yağlı şeyler yemem ben."

"Man kafalı misin oğlum? Gözleme yenmez mi? "

"Kilo yapar. Kaslarıma da zarar verir. Allah muhafaza. "

"Sen yemezsen yeme. Ben kendime yaparım. Sen ne istiyorsun. "

"Peynir zeytin reçel koy işte. "

Mutfaktaki masaya yiyecekleri koydum. Gözleme de hazırdı. Furkan peynir zeytin yerken ben mis gibi gözleme yiyordum. Belki o da yer diye iki tane fazla yapmıştım.

Ben yerken arada bir gözlemeye bir de bana bakıyordu.

"Kokuttun her yeri gözleme yapacağım diye."

"İster misin? Bak vallahi tadı mükemmel."

"Ver bakalım" deyince iki tane uzattım. Elinde bakarken

"Merak etme bir tarafların bozulmaz gözleme ile. " dedim.

Ben böyle diyince içine birazcık peynir koyup dürüm haline getirdi. Ağzına kocaman bir ısırık alıp üstüne çay içti.

"Oh. Yarasın bakalım. Nasıl yapmışım. "

"Fena değil. İlk defa yiyorum böyle bir şey."

"Benim annem eskiden çok yapardı. Bitirince bir tane daha istiyorduk. Hiç bıkmadan yapıyordu yapıyordu. Ama artık yapamıyor."

"Neden? "

"Öldü.

"Basın sağ olsun. Üzüldüm. "

"Nerden geldik buraya ya?"

"Sen getirdin."

Yemeğimi bitirince masadan kalkıp yağlı ellerimi yıkamak için banyoya gittim. Banyo bile koskocaman di. Ben ellerimi yıkarken arkamdan o geldi. Sırada ellerini yıkamak için bekliyordu.

Ben elimi yıkayıp havluyla durulamaya gittiğimde sırtımda islaklik hissettim. Arkama baktığımda Furkan bana su atmıştı.

"Ne yapıyorsun salak?"

"Su savaşı manyak. "

Ben hemen duş akabinin suyunu açıp avuç avuç ona fırlatmaya başladım. Meşhur su savaşımız bitince ikimiz de sırılsıklam olmuştuk.

"Ya benim yedek kıyafetim yok ben nasıl kurulanacagim şimdi?"

"Benim T shirt larimi giyersin. Taytın ıslanmamıs pek o kalsın bence. "

"Tamam git bana bişeyler getir. "

Elinde kahverengi bir tişört ile döndü. Banyodan çıkmasını söyleyerek üstümü giyindim. Saat cok geç olmuştu. Artık uyusam iyi ederim. Odaya çıktım. Kapıyı da kilitledim. Yatağa attım kendimi.