Aramasına aldırmadan gözlerimi kapattım. Ama birkaç dakika sonra tekrar aradı. Telefonumu alıp yataktan kalktım ve odadan çıktım. Telefonu açtım ve ilk cevabı kendisinden bekledim.
"Alo, İlayda sen misin?"dedi telefonunu açtığım kişi.
"Evet benim sen kimsin? Ne istiyorsun?"dedim.
"Yavrum, ben Mete. Korkma. Sizin kapının önündeyim dışarı çıkar mısın?"
"Ben o evde değilim. Hem orda olsaydım bile gelmezdim." dedim sinirli bir şekilde. Hangi yüzle arayıp beni dışarı çağırıyordu?
"Neredesin yavrum? Seni özledim. Sensiz bana bu gece haram."
"Mete, Allah aşkına kapat çeneni."
"Sen evlendin değil mi? O yüzden burada değilsin. Beni hiç düşünmedin mi evlenirken? Mete ne yapar diye düşünmedin mi İlayda? Sen buraya geleceksin. Yoksa intihar ederim."
"Allahın öküzü nerdesin söyle. Sadece bir kaç dakika ona göre."
"Yavrum, ben sizin evinin önündeyim dedim ya. Bizim mahallemiz, aşkımızı yaşadığımız yer, mutlu mesut günlerin olduğu yerdeyim."
"Tamam. Bekle salak geliyorum."dedim ve telefonu kapattım. Sesi garip geliyordu. Sanırım içmişti. Her zamanki gibi. Ne zaman kendini kötü hissetse böyle yapardı.
Tekrar odaya döndüm ve askılıkta duran kabanımı giyindim. Gözlüklerimi takmadım ve saçımı açık bıraktım. Cebime telefon ve biraz para koydum. Evde olmadığımı fark etmesinler diye bir yastığı daha 'ben' niyetine yorganın altına koydum. Sessizce odadan çıktım. Bütün lambalar kapalıydı. Merdivenlerden inerken fotoğrafımın düştüğü anı hatırladım. Onu sonra düşünürüm. Şimdi Mete'nin yanına gitmeliyim.
Evden tamamen çıktım ve babamın ve karının yaşadığı mahalleye kadar yürüdüm. Telefonum tekrar çalınca açtım.
"Nerede kaldım İlayda?"diyerek Mete açtı telefonu.
"Geldim geldim. Asıl sen neredesin?" Cevap vermedi ve gözümün önünde belirdi. Sarhoş yürüyüşü gibi bana doğru geldi. Tam önümde bitiverince sarıldı bana.
"İlayda, biliyor musun? Selin beni aldattı. Başka bir adamın koynuna girdi. Beni hiç düşünmedi, düşünmedi İlayda."dedi.
Kendimi onun kollarından kurtararak bir banka oturturum. Leş gibi de alkol kokuyordu. Konuşmasına devam ederek;
"Sen de beni aldattın. Gittin evlendin herifin tekiyle. Beni sen de düşünmedin, Selin de düşünmedi, babam da düşünmedi. Ben yapayalnız kaldım. Hiç kimse beni istemiyor İlayda. Beni yalnız sen seviyorsun. Biz birbirimizi seviyoruz."
"Mete. Kusura bakma da sen aldattın beni malın tekiyle. Ben senin oyuncağın mıyım canın sıkılınca oyna sonra at bir kenara? Sen o Selin denen kızla gününü gün ederken ben her gün senin yokluğunun acısını çekiyordum. Hatırlıyor musun? Kafenin önünden geçtiniz. Beni görünce de yolunuzu değiştirdiniz. O zamandan beri içimde ukte kaldı." Bunları söylerken gözlerim dolmuştu.
"Yavrum, ne diyorsun sen? Bende seni çok seviyordum hala da seviyorum. Evlenmenin hiç bir önemi yok. Hemen bugün, bu gece benim olursan önümüzdeki bütün engeller kalkar ve biz yine kavuşuruz."
Oturduğum yerden ayağa kalkarak "Ne saçmalıyorsun sen ya."dedim. Tam gidecekken Mete kolumu tuttu.
"Hiçbir yere gidemezsin. Şimdi burda benim olacaksın."dedi. Kolumdan tutarak beni kendine çekiyordu.
"Mete delirdin herhalde bırakır mısın beni? İstemiyorum seni. Anla artik. Seni sevmiyorum."
"Evet lan. Delirdim, sen delirttin beni. Biliyorum, beni istiyorsun, seviyorsun."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK | TAMAMLANDI
Roman d'amourHem romantizm hem eğlence okumak istiyor iseniz doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.... Kapak Tasarımı : Enabel