Bu sabah nedense saat 05.37 de kalmıştım. Uyanmışken mutfağa uğrayayım dedim. Önce penceremin perdelerini aralayıp içeri hava gelmesini sağladım. Mutfağa doğru gittiğimde karı telefon ile konuşuyordu. Oldukça sessiz konuşmaya çalışıyor. Ben yaklaşıp ne dediğini anlamaya çalıştım. Telefondaki her kimse "aşkım" diye hitap ediyordu. Ne dediğinden tam emin olabilmek için biraz daha yaklaştım. "Yapma Meryem, geleceğim dedim ya" deyince kız olduğunu anladım. Bu karıyı babamdan ayırmak için bir açığını bulmam gerekiyor. Ama benim anlamadığım neden böyle gizli gizli konusmasiydi. Telefonu kapatınca beni arkasında görünce ödü patlamıştı.
"Ne geziyorsun ortalıklarda bu saatte salak?"
"Asil sen niye bu saatte kalkmış gizli gizli telefonda konuşuyorsun hayvan?"
"Sana hesap mı vereceğim ben." Saçımı tutarak devam etti. "Eğer bundan babana bahsedersen seni oldun olası bu dünyaya geldiğine pişman ederim."
"Saçımı bi bıraksana sen. Anlamıyorum ne dediğini. " deyip pis ellerini saçımdan kurtarmaya çalıştım. Kafamda onun yüzünden saç kalmamıştı.
"Babana diyorum. Söylersen seni öldürürüm diyorum. "
"Tamam ama bir şartla. "
"Ne şartı? "
"Bana ve Ece ye yüksek maaşlı bir iş bulacaksın. "
"Bu muydu lan? "
"Evet. Neden?"
"Çok kolay da ondan. Ben bu hafta bulup sana haber veririm. Ama sen hele bi geceleri telefonla konuştuğumu söyle babana...."
"Tamam karı. Anladık. " dedim ve odama geri döndüm. Farkında olmadan bana bilgi vermişti. Demek ki her gün bu saatlerde biriyle konuşuyor. Babamın birisiyle konuştuğunu öğrenmesinden çok korkuyor. Neden acaba? Şimdilik sözünü tutacağım ama er yada geç bunu kesinlikle babama söylemem daha doğru olur. Tekrar başımı yastığıma koyup saat 8 e dek uyumaya devam ettim.
Yine alarmım çalmıştı. Bu alarmın sesini bir ara degistirmeliyim. Çok gıcık bir ses. Telefonuma bakınca Ece den üç cevapsız arama ve iki tane mesaj olduğunu gördüm. "İlayda çabuk buraya gel. Sana güzel bir haberim var." Benim de ona güzel bir haberim vardı. Garsonluk tan kurtulcagimizi söyleyecektim. Geceliklerimi çıkartıp üstüme siyah penye altıma kot pantolon giydim. Elime biraz para alıp kahvaltı yapmadan evden çıktım. Kafeye vardığımda Ece kapıda heyecanlı heyecanlı beni beklediğini gördüm. İçeri girip sarılınca ikimizde aynı anda işaret parmağımızı birbirimize uzatarak.
"Bu işten kurtuluyoruz."
"Tatile gidiyoruz."
İkimizde aynı anda konuştuğumuz için şaşırmıştık. Önce ben olanları anlatıp karının bize yüksek maaşlı bir iş bulacağını söyleyince o devam etti.
"Dayım bize bilet ayarladı. İkimizde Almanya ya gidiyoruz. "
"Gerçekten mi?" Bunu duyduğuma inanmamıştım.
"Evett kızım. Geçen yaz ikimizde dangalak gibi çalışıp durduk. Biraz yurt dışına tatil yapalım. "
"Olur da burdaki işimizi kaybedersek nolcak?"
"Takıla takıla buna mı takıldın? Sen dedin ya babanın karısı bize iş bulacak diye. İki hafta takılıp geri gelcez."
"Babamın izin vermesi gerek. Şimdi tek başımıza oraya buraya gitmemize kızar bence."
"Ben babandan izin almaya çalışırım. Sende azcık gayret et babanın sana güvenmesini sağla. Hatta numarasını ver sen hal edemezsen ben konuşurum."
"Tamam. "
Numarayı verdikten sonra işimizin başına döndük. Almanya ve ben? Hala inanamıyorum. Almanya beni sever mi? Eğer babam izin verirse Eceyle çok eglenecegimizi düşünüyorum. Umarım babam izin verir. Çünkü gerçekten biraz kafa dinlemeye ihtiyacım var. Kafede ki işimiz bitince Eceyle beraber çıktık. İkimizin ayrı gireceği sokağa kadar beraber yürüdük. Ama içimde çok tuhaf bir his vardı. Sanki arkamdan biri beni takip ediyordu. Birden arkamı dönünce kimse olmadığını gördüm. Biraz daha yürüyünce aynı hissi tekrar duydum. Daha hızlı adımlarla ilerledim. Tekrar arkamı döndüğümde bir köpek gördüm. İçim rahatlamisti. Derin bir nefes aldıktan sonra yola koyuldum. Köpek önümdeydi. Birisi kesinlikle beni takip ediyordu. Arkamı dönüp bağırmaya başladım.
"Kim var orda?" Ses gelmeyince tekrar bağırdım. "Kim var orda dedim." Bir dalın kırılma sesi duyunca korkudan altıma yapmamak için hızla eve doğru koştum. Kapıyı çalmadan önce şöyle bir etrafıma baktım. Kimse yoktu. Kapıyı çalınca biraz geç olsa da kapıyı açmışlardı. Tam içeri girecekken bir el beni dışarı doğru itti.
"Sen kimsin de böyle lap diye içeri giriyorsun?" Yüzlerine baktığımda yabancı kişilerdi tanımıyorum. Etrafıma bakınca yanlış eve geldiğimi anladım.
"Özür dilerim evleri karıştırmışım. Kusura bakmayın. "
Söylenerek kapıyı kapattılar. Kendi evime varınca önce bir kontrol ettim doğru eve gelip gelmediğini anlamak için. Kapıyı çalınca babam açtı. Sarılıp içeri girdim. Odama gidip üstümü değiştirince babamın yanına oturup tatil için izin almaya çalıştım.
"Babacığım senden bir konuda izin isteyebilir miyim? "
"Tabi yavrum. Buyur."
"Ecenin dayısı benle Eceye iki bilet almış Almanyaya tatile gitmek için. Ece çok ısrar etti benim de gelmem için. Bende senden bu yüzden izin almak istiyorum. " Koca karı hemen atlayarak
"Gidemezsin. İzin vermiyor. Sen gidersen ev işlerine kim bakacak? "
"Sen varsın ya evde." Dedim. Babama bakarak cevap vermesini bekledim. Babam biraz düşündükten sonra
"Olabilir kızım gidebilirsin. Ama hattını yurt dışı aramalara açmamız gerekiyor ki senden haber alabilelim." Ben şaşkın şaşkın onun izin vermesine hayret ederek
"Tamam baba. Nasıl istersen. "
"Ne zaman gidiyorsunuz?"
"Hafta sonu. "
"Yani iki gün sonra. O zamana kadar hattının işini tamamlamış oluruz. "
"Teşekkür ederim babacığım. " diyerek boynuna sarıldım. Daha sonra bu müjdeli haberi Eceye vermek için odama girdim. Eceye babamın izin verdiğini söyleyince sevinçten telefonda konuşamadı bile.
"Bavulumuzu hazırlayalım İlayda. Benim annemin kredi kartinda bir miktar para var onları getireceğim. Sende ne olur ne olmaz diye biraz getir. "
"Peki tamam." Deyip yatağıma uzandım. Almanya'da beni neler bekliyordu acaba?
Bekle Almanya, biz geliyoruz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK | TAMAMLANDI
RomanceHem romantizm hem eğlence okumak istiyor iseniz doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.... Kapak Tasarımı : Enabel