40. BÖLÜM

2.2K 94 11
                                    

Multimedya: Tolga Sarıtaş (Furkan'ın Abisi)

Abimler sigaradan sonra masaya dönünce babamın yanından kalkıp eski yerime geri oturdum. Karşımda İlayda ve Ece vardı. İkisi de telefonlarını almış. Artık ne yapıyorlarsa. Tolga Abim de yanıma oturunca artık tatlı faslına geçmek istedik. Cenk Abim tatlıları çağırınca ben konuştum;

"Abi, biz tatlıdan sonra gidelim. Benim bugün gezmeye hiç halim keyfim yok," dedim. Cenk Abim biraz bekledikten sonra Tolga Abim'e sordu;

"Sen nerede kalmayı düşünüyorsun Tolga? Benim ev boş, istersen bana gel,"

Tolga Abim bana baktı, göz kırptı ve;

"Valla ben Furkan'ın evini daha boş buluyorum. Ne dersin?" dedi.

Tabii ki gelsin başımın üstünde yeri var ama İlayda'nın ayağı kırık, üstüne üstlük konuşmuyor. Konuşmamak için ant mı içti onu da bilmiyorum. Eğer Tolga Abim gelirse sorun yaşayabilir. Bu yüzden cevap verdim:

"Abi başımın üstünde yerin var ama bizim ev biraz bakımsız falan," dedim. İlayda'yı işaret ederek, "Aha bunun ayağı da kırık. Yemek yiyemiyoruz. Kısacası sorun yaşarsın bizim evde. Bence ikinci kez düşün," dedim. Bana yaklaştı ve kulağıma fısıldadı;

"Biliyorum salak. Ben de onun için diyorum. Şimdi yengem falan uğraşır benle. Seninki suskun puskun bir şey," dedi. O değil de "salak" deyince İlayda bir ağzını kapattı, altından güldü. Daha sonra abime dönüp cevap verdim;

"Tamam abi sen bilirsin. Ama sana söyleyeyim, İlayda'ya bu kadar güvenme. Bu aralar ağzı kapalı belki ama ayağı bir iyileşsin göreceksin. Felaket," dedim. Tolga Abim bu sözüm üzerine gülüp İlayda'ya göz kırptı. İlayda'da gülümseyerek karşılık verdi. Ben anlamıyorum daha ilk görüşte nasıl bu kadar samimi olabiliyorlar?

***

Tatlılar bitince Cenk Abim yanıma geldi. Sesini hafif kısarak kulağıma eğildi, "Şu sarı kızı evine götürün, yazık, kız buradaki kimseyi tanımıyor. Tek kalmasın. İlayda'yı da yanında götür eve gidersiniz tamam mı?" dedi. "Tamam," diyerek onayladım. Cenk Abim kafamı okşayarak geri yerine oturdu. Tolga Abim bana döndü ve "İstersen sen yorulma. Sen karını al evine git. Ben Ece'yi götürüp gelirim," dedi. Aslında iyi fikir ama daha Cenk Abim az önce kızın kimseyi tanımadığını söyledi. Tanımadığı biriyle giderse olmaz.

"Abi, daha az önce kızın buradakileri tanımadığını söyledi ya abim. Seni tanımıyor ki. Ben götürürüm. Sen İlayda'yı alıp eve git. Ben kızı bırakıp gelirim," dedim.

"Furkan saçmalama ne olacak? Tanısa n'olur, tanımazsa n'olur?" dedi elini sallayarak.

"Tanısaydı senin götürmen de bir sorun olmayacaktı. Ama tanımadığı için olmaz yani," diyerek itiraz ettim. Uzun süre bekledi ve "Tamam lan tamam," dedi. Sonunda kabullenince masadakilerden izin alarak dördümüz de kalktık. Tolga Abim İlayda'yı sırtaladı ve dışarıda duran lacivert arabasına yerleştirdi. Bende Ece ile birlikte kendi arbama bindim. Tolga Abim önden sol yola saparken biz de sağ taraftan gittik. Yolda kısa bir süre sessiz kaldık. Sonra ben konuşmayı yeni akıl ederek sohbete başladım.

"Ece, uzun zamandır görüşemiyoruz. Neler yaptın son görüşmemizden bu yana?" diye sordum.

"Sorma ya. İşten ayrıldım," dedi.

"Kimin? Erhan Abi'nin işinden mi? Ama iyiydi orası niye ayrıldın?" dedim şaşırarak.

"İlayda olmadan yapamadım. Çok sıkılıyordum. Çıktım bende," deyiverdi. Biraz düşündüm ve gülümsedim. Evine varınca arabadan inmeden durdum.

KORKAK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin