Hâlâ İlayda'nın bana karşı sinir dolu bakışlarından kurtulamamıştım. Mendil satan çocuk yüzünden sürekli bana bakıyor, daha sonra sessizce bir şeyler söyleyip kafasını geri çeviriyordu. Gideceğimiz yere kısa bir süre kalmıştı fakat İlayda eğer bu davranışını burda bırakmazsa arkadaşlarımın yanında sorun çıkarabilirdi. Aramızda sessizlik vardı. Bir şey söyleyecekmiş gibi bakıp bakıp dönüyordum. Sonunda toparladım.
"İlayda somurtmayı kes ve beni dinle. Arkadaşlarımın yanında nasıl davranmam gerektiğini hatırlıyorsundur umarım," diyerek sessizliği bozdum. Arabanın camına yasladığı kafasını bana doğru çevirdi ve, "Merak etme. Unutmadım ki hatırlamaya ihtiyacım olsun," dedi.
"Peki bu somurtkan halin ne olacak?" diye sordum.
"Ben somurtmuyorum aptal. Sadece biraz kızgınım ve çok sıkıldım. Ne kadar yolumuz kaldı?"
O bunu sorarken çoktan buluşacağımız mekana varmıştık bile. "Aptalı sorucam sana ben. Neyse. Geldik," dedim ve indim arabadan. İlayda'nın da inmesini bekledim. O inene kadar arkadaşlarıma mesaj attım. Bara kadar sessiz sakin yürüdük. Kapıya vardığımızda İlayda bana döndü ve;
"Elimi tutmak ister misin? Yani birbirimizi seviyormuşuz gibi görünmek için," diye sordu. Sorunun etkisiyle öylece kalmıştım. İlayda'dan böyle bir teklif beklemiyordum açıkçası. Bu muhteşem fikrinden vazgeçmemesi için hemen ellerini sımsıkıca tuttum. Elleri soğuktu.
"Ellerin buz gibi olmuş İlayda," dedim.
"Senin elin de maşallah soba gibi. Zaten asıl amacım ellerimi ısıtmaktı ama neyse."
"Ulan ben de diyorum ki bu kız durup dururken neden elimi tutuyor."
"Çok meraklıyım ya senin eline ondan (!). Allahım ya," dedi ve sustum.
İçeriye girdik ve kendi arkadaş ortamının bir köşede toplanmış olduğunu gördüm. Onlara doğru gittik ve yanlarına oturduk. Aramızda bizde dahil toplam dört çift vardı. Bunlar Murat ile Selin, Berk ile Gamze, Serkan ile Melis ve bizdik. Murat atılgan ve çok meraklı bir tip iken Selin onu hep desteklerdi. Berk ile Gamze sıradan bir çiftken Serkan ile Melis çok eğlenceli tiplerdendi. İlayda herkes ile tokalaştı ve yanıma oturdu. Murat İlayda'yı baştan aşağıya süzdü ve bana döndü.
"Furkan, sen yengemizi yedirmiyor musun? Epey kilo vermiş. Onu en son nikah masasında görmüştüm ve o zamana nazaran daha zayıf görünüyor."
Boğazımı temizledim ve "Aslında o kadar kilo vermiş sayılmaz ki. Görmüyor musun şu fazlalıkları," diyerek İlayda'yı işaret ettim. İlayda ona doğru uzattığım parmağıma sertçe vurdu ve "Şişko mu demek istiyorsun sen bana? Şişko senin ebendir tamam mı?" deyip Murat'a döndü;
"Murat'tı değil mi? Evet. Sence de ben çok fit bir bayanım, değil mi?" dedi.
"Yenge sen fit'in kraliçesisin be. İçmek istediğiniz bir şeyler var mı? Hemen çağırayım," diye ekledi.
Ben, "Alkolsüz kokteyl istiyoruz ikimizde," dedim. İlayda'nın fikrini almamıştım aslında. Bu yüzden ona döndüm ve sordum, "Senin için uygun mudur?" deyince gözlerini devirdi. En sonunda kafasını sallayarak onayladı. İçeceklerimiz gelmişti. Biz içerken Murat yerinde doğruldu ve dikkatlice bize baktı. Aynı anda kız arkadaşı Selin de öyle. Selin elini çenesinin altına koydu ve bir süre bize öyle baktılar.
"Sence de tuhaf değil mi hayatım?" diye sordu Murat'a Selin.
Murat, "Kesinlikle öyle. Fazla uzaklar."
"Fazla samimiyetsizlik. Eksik sanki. Garip biraz."
"Evet evet. Sanki iki farklı insanmış gibi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK | TAMAMLANDI
RomanceHem romantizm hem eğlence okumak istiyor iseniz doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.... Kapak Tasarımı : Enabel