61.BÖLÜM

1.5K 57 3
                                    

Furkanın dilinden

Sakinim. Kendimi iyi hissediyorum. Garip. Kötü bir olayın içinde ben kendimi iyi hissediyorum. İlayda perişan, ben şokta, abim ve Ece bekleyişte, Burak telaşlı... Ama ben çok iyiyim. Kırgınlığım ağır bassa da, iyiyim.

Burak yoğun bakıma girdiğinden beri, İlayda ağlıyordu. Onu teselli edemem. Çünkü bütün güvencesi Burak'ta. Ben ne yapabilirim ki?

Olsun Furkan. Hemen boşvermemelisin. Gidip teselli etmeye çalışmalısın en azından.

İlayda'nın yanına oturdum. "İlayda sakin ol," dedim. İrkilerek bana döndü.

"Furkan babam ölüm döşeğinde, sakin olmamı nasıl beklersin! Senin baban olsaydı ne yapardın? Az önce görmedin mi? Baban bu kapıda diye burayı yıktın. Benim sakin olmamı nasıl beklersin Furkan," dedikten sonra gözleriden bir kaç damla daha yaş döküldü.

"Haklısın İlayda, neyse o zaman sakin olma. Ama korkma baban iyi olacak," dedim.

Gözlerini sıkarak daha çok ağladı, "Burak lütfen beni yanıltma," dedi. Anlaşıldı. İlayda'nın bana ihtiyacı yok. Kalksam daha iyi olacak. Kalkmaya yeltenince, İlayda kolumdan çekiştirdi ve geri oturttu. Yüz yüze bakışıyorduk.

"Burak başarır değil mi Furkan, o çok akıllı," dedi. Cevap vermeden kafamı çevirdim. Yanağımdan tuttu ve yüzümü tekrar kendine çevirdi.

"Sen neden ağlıyorsun? Gözlerin yaş dolu," deyince şaşırdım. Elimle gözlerimi bastırdım ve gerçekten gözlerimin yaş dolduğunu fark ettim.

"Bir şeyim yok. Merak etme." dedim.

"Ateşin de var Furkan," deyip ayağa kalktı. Gevşek kolumdan tuttu ve, "Hemşireye gidelim mi?" dedi.

Kendi kendime sevindim. Böyle bir durumdayken bile beni nasıl düşünüyordu? Dediğini ikiletmeden kalktım ve hemşire odasına doğru gittik.

İlayda güç bela hemşireye durumumu anlattı. Bir kaç aşıdan sonra odadan çıktık. Yoğun bakıma doğru giderken Burak'ın dışarda olduğunu gördük. Saçları dik ve terden ıslanmış, kıpkırmızı bir haldeydi. İlayda hızlı adımlarla Burak'a doğru koştu. Beni geride bırakmıştı.

"Burak ne oldu?" diye sordu İlayda.

"Babanın durumu şu an için iyi. Buraya gelme sebebi bir zehirmiş. Bu zehir babanı öyle bir etkilemiş ki ölüm noktasına getirmiş. Midesine baktım, en son çay içmiş. Zehir çayın içinden çıkmış. Ya İlayda, bu adamı kim zehirlemek ister? Aklında biri var mı? Bu adam hak ediyor mu?" dedi.

"Asla hak etmiyor" deyip ona sarıldı.

Sarılma bittikten sonra Burak konuştu, "Senden istediklerim var. Bunlara uyarsan baban daha iyi olacak. Söz veriyorum."

"Hemen söyle, ne yapmalıyım."

"Burda kalmayacaksın. Evine gideceksin. Baban iki ay kadar uzun bir süre burada kalacak. Bu yüzden burda sürünmeni istemiyorum. Bunu istememin tek sebebi bu değil. Bir doktor psikolojisi olarak biz burda baskı altında kalmamalıyız. Ama sen illa ki kalmak istiyorsan korkarım ki sansın %30 kadar düşük bir orana düşer, " dedi.

"Ama Burak ben evde nasıl dururum babam buradayken?"

"İlayda bunu baban için yapmak zorundasın. Bu önemli bir şey lütfen."

Biraz durdu ve, "Tamam Burak, seni dinleyeceğim. Yeter ki babamı iyileştir. Bana her gün haber et tamam mı durumunu bileyim," dedi İlayda.

"Merak etme, Furkan senin de Cenk abin üst katta seni bekliyor," deyince şaşırdım. Kafamı salladım. İlayda ile birlikte merdivenlere doğru yürüdük. Elimi İlayda'nın beline koydum. Burak'ın bize baktığını hissedebiliyorum. İlayda ise habersizce yürüyordu.

KORKAK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin