-45-

2K 83 6
                                    

Pazartesi sabahı, ötücü alarm ve terk etmek zorunda kalacağım güzel bir uyku... Hiç ayrılmak istemiyor bedenim bu vaziyetten. Ruhum düşlere dalmak istiyor bu hissin karşısında. Uyku ne kadar güzel bir şey. Uykuyu güzel yapanda kim bilir ne kadar güzeldir.

Sırtımdaki ağırlık, uykumdan uyanmamı engelliyordu. Bu yorganın ne zamandan beri bu kadar ağır olduğunu düşünmem de icabı. Çıplak sırtımdaki sıcak nefes. Güç bela gözlerimi açtım ve sanal dünyaya dönmüştüm. Yatağımdan kalkmaya çalışırken, sırtımda bir beden olduğunu fark ettim. Bu farkındalıktan sonra bu anı bozmak istemedim. Üzerimdeki ağırlık İlayda'dan başkası olamazdı. Bu durumu kendisinin fark etmesini istedim ve onun uyanmasını bekledim. Kısa zamanda esnemesini duydum. Uyanmıştı. Uyandıgı gibi sırtıma şaplatması bir olmuştu:

"Off," diye inledim sırtımı tutarak. Tutulan sırtımın ağrısını tekrar diriltmişti.

"Ya aptal. Sen nasıl benim tarafıma geçip altıma giriyorsun?" diyerek indi üstümden.

"Safiye seni elime geçirmezsem... Lan daha geçen gün zar zor iyileşti sırtım. Sen pert ettin," dedim kırınarak. "Yatağın bu tarafı benimdi hatırlatırsan. Sen çıkmışsın benim üstüme. Tabi parfümümün kokusuna bayıldın, sırtıma çıktın," dedim. Aslında her açıdan bu konuda ben haklıyım. Ama İlayda kesinlikle bunu kabullenemez ve mutlaka buna karşın vereceği bir cevap vardır.

"Senin tezek gibi kokan parfümünü ne yapayım ben ya? Zehirlenmem için beni kendi üstüne çıkardın değil mi? Kasten yaptın bunu."

"Allah aşkına İlayda? Şu söylediğinin ne kadar saçma bir şey olduğunun farkında mısın? Benim parfümüm, seninki ile aynı," dedim ve pot kırmıştım. Kullandığım parfüm İlayda'nın parfümü ile aynıydı. Parfümümü en son İlayda Burak'ın yanına gittiğinde değiştirmiştim. Onun kokusuyla, yanımda olduğunu hissetmek için. Şu an bu parfüme tezek gibi kokuyor demesi güldürüyordu beni.

"Furkan, sen benim parfümümü mü kullandın?"dedi ve üzerime doğru yürüdü. Kendimi kurtarmak için:

"Hani sen üstüme çıktın ya benim de üzerimde kaldı o yüzden yani. Yoksa ben senin 'tezzek' kokulu parfümünü kullanmam," dedim. Tezek kelimesini bastırarak söylemiştim. Bunun üzerine sinirlenmişti. Tekrar ayağındaki terliği kafama isabet ederek atmıştı. Ben kafamın ağrısıyla baş ederken odadan çıkıp gitmişti bile.

                                    ****

Karnımın aç olduğunu hissettim ve aşağıya mutfağa indim. İlayda yine her zamanki gibi kahvaltı hazırlıyordu. Bu özelliğine bayılıyorum. Sırf bunun için onu evimde tutmak için her şeyi yaparım.

Yanına yaklaştım ve neler hazırladığına baktım. Yumurta yapıyordu. Beni görünce seslendi.

"Furkan git Abini çağır, aç kalmasın adamcağız," dedi. İlayda'nın şantelleriyle oynamak istemedim ve Tolga Abi'mi uyandırmaya gittim. Kapıyı bir kere tıklattım. İçeriden "gel" sesi gelince içeriye girdim. Kendisi uyanıktı ve üstünü giyiyordu. Benim söylememe fırsat bırakmadan hızlıca odadan çıktı. Sanki acelesi var gibiydi. Hızlı hızlı merdivenlerden indi ve direk dış kapıya yönelip gitti. Bu acelesini anlamadan öylece kalmıştım. İlayda'nın yanına geri döndüm. Tolga Abi'mi unuttum ve kapıya dayanarak İlayda'yı izledim. Kahvaltı hazırlamaya devam ediyordu. Hızlı hızlı gelgitlerini izledim. İlk kez benim için aceleye gelen birini görüyordum. Her davranışından etkileniyordum İlayda'nın. Kapıda olduğumu fark etti ve gözlerini devirdi. Masaya geçmişti ve oturmuştu. Ben ise hala aynı vaziyette onu izliyordum.

"Furkan mal gibi bakmayı kesip şu masaya oturacak misin yoksa şu çatalla gözlerini mi oyayım," diye elindeki çatalı salladı. Kapıdan ayrılıp masaya oturdum. Yumurtanın kokusu mükemmeldi ve hemen ekmeğimi bandırdım. Tek bir tavada ve beraber yiyorduk. İlk lokmamla İlayda hemen bana bağırdı.

KORKAK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin