65.BÖLÜM

1.6K 54 3
                                    

Nutkum tutulmuştu böyle bir güzellik karşısında. Bir an önce günün başlamasını istiyorum.
Elini tutup kendime doğru yaklaştırırken elini öptüm. Birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Uzun süre böyle kalabilirdik.

"Gün biticek, artık gitsek mi?" diye sordu.

"Gün bizim için daha yeni başlıyor, güzelim," dedim. Gülümsedi. Kolumu ona doğru uzatıp girmesini bekledim. Koluma girince artık dış kapıya yönelip evden çıktık. Arabaya doğru giderken binmesi için kapıyı ona ben açtım. Şoför yerine geçip, ayırttığım restoronta doğru sürdüm. Özellikle çok uzak bir restoran seçmedim. Çünkü daha gitmeden, arabada uzun süre durup baygınlık geçirmek istemiyorum.

İstediğim restoranta varmıştım. El frenini çekerken İlayda'ya baktığımda, elindeki şalı boynundan geçirip omzunu, boynunu ve göğsünün görünen kısımlarını kapatmaya çalışıyordu. Bunu yapmasını istemiyorum ama bunu ona yemek yerken söyleyeceğim. Yemek yerken o şalın manzaramı bozmasını istemiyorum. En nihayetinde arabadan indik ve yine kol kola içeriye girdik. Bomboştu ve sadece bir masa rezerve edilmişti. O masa da bizimdi.

Oturması için İlayda'nın sandalyesini çektim ve kendi yerime oturdum. Yemekleri beklerken sohbete başlamıştık.

"Güzel restoran seçmişsin," dedi.

"Söz konusu sen olursan," dedim gülümseyerek. Hafif gülümsedi. Utandığı belli oluyordu.

"Şu şalı çıkarsana," deyip boynunu işaret ettim.

"Neden?"

"Güzel durmuyor."

"Güzel durması için mi koydum sanki, az düşün," dedi tavırlı bir şekilde.

"Biz bizeyiz, aç şu manzarayı," dedim birden. Lafımı toparlamaya çalışarak, "Yani şu şalı at üstünden, seni gördükçe ben boğuluyorum," diye devam ettim.

"Böyle şeyleri çok giymediğimi biliyorsun. Hatta hiç giymediğimi. Bir pantolon ve gömlek yeterdi."

"Saçmalık. Dalga mı geçiyorsun? Pantolon ve gömlek mi? Kafana bir şapka eline de tespih vereyim de okey oynayalım istersen," dedim sinirle. Söylediklerimi İlayda ironiye alıp gülmeye başladı.

"Böyle şeyleri giymeyi bilmediğimi bilmiyor musun? Vücudumu açamıyorum. Alışık değilim."

"Benim gittiğim barlara git, senin üzerikinden daha kapalı bir kıyafet bulursan benim adım Furkan değil. Çık dışarı bak! Utanılacak bir şey yok. Amma uzattın," dedim.

"Tamam be ağlama," diye çıkışıp şalı hızla boynundan çekip masaya koydu. Göğüs dekoltesini açmıştı. Bembeyaz teni içinde çok güzel görünüyordu. Gözlerim orada takılı kalmışken İlayda konuştu.

"Lütfen göz teması kurarak iletişim sağlayalım," dedi ellerini masada birleştirirken.

Ellerimi masaya koyup yüzüne yaklaştımda kendini azıcık geri çekip gözlerimin içine dalmıştı. "Oldu mu?" diye sordum mayhoş bir tavırla. Cevap vermesini bekliyordum ki öylece durduğunu fark ettim. Hâlâ gözlerimin içine bakıyordu.

"İlayda?" deyip durdum. Cevap vermeyince devam ettim. "Ne oldu aşık mı oldun?" deyip gülümsedim.

Birden hareketlendi ve, "Hayır, hayır. Yanlış anladın. Öyle bir amacım yoktu, gerçekten," dedi. Şaşırmış bir şekilde ona baktım.

"Şaka yapmıştım zaten, niye bu kadar ciddiye aldın şimdi?" dedim.

"Gözlerinin rengini siyah zannediyordum, yaklaşınca yeşil olduğunu fark ettim. O yüzden," dedi gözlerini kaçırarak.

KORKAK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin