Üzerimde hissettiğim sıcaklık ile gözlerimi açtım.
Sırtımı tamamen kaplayan bir sıcaklık.Mert'in bedeni..
Bana arkamdan sımsıkı sarılmış bir şekilde uyuyordu.
O kadar masum ve savunmasız uyuyordu ki karşı konulamaz bir şey bu..
Seni bana özel mi yaratıldın?
Bedenimi yavaşça Mert'e çevirdim.
Ve şimdi onunla yüz yüzeydik.
Onun nefes alış verişini dinlemek bana huzur veriyordu.
Verdiği nefesi içime çekmek için çabalıyordum.Elleri bedenimi kendine dolamış iken,
elimi onun yüzünde gezdirdim.O kadar pürüzsüz ve kusursuzdu ki dokunmaya bile cüret edemiyor insan.
Mütemadiyen soluksuz bir şekilde onu izliyorum.
Ellerim yavaşça saçlarına yöneldi.
Siyah saçlar beyaz tenine o kadar çok yakışıyordu ki anlatılamaz..YAŞANIR...
Mert hafifçe gözlerini araladı ve beni görünce tebessüm edip bir anda belimden tuttuğu elini daha çok gerip beni kendisine çekti..
"Günaydın ufaklık."
"Günaydın Uyumsuz."
Mert gerındi ve devam etti.
"Dün gece rahat uyudun değil mi?""O gördüğüm rüya hariç evet."
"O gördüğün rüya beş dakikalık bir şeydi. Benim sıcaklığıma beş dakika içinde alışamazsın. Ondan görmüşsündür onu. Sonrasında rahattin ama çünkü bütün gece bana sarılarak uyudun."
Bir de tebessüm ediyor. Şuna bak şuna.
Bir kaç dakika Mert bana baktı."Neden bana bakıyorsun Mert?"
"Çünkü yanımda şu an doğan güneşten daha güzel bir şey var bakmam doğal değil mi?"
"Meert böyle yaparak beni daha çok utandırıyorsun farkında mısın?"
Evet o bir Uyumsuz aynı zamanda misilleme uzmanı.
Tamam bu sabah da pancar gibi uyanacaktım kabul ediyorum artık.
Yanaklarim kipkırmızı olunca Mert kocaman gamzelerini ortaya çıkartıp güldü başımı tutup göğüsüne koydu, ben de gülüyordum.Biz mutlu uyanışımıza devam ederken bir anda kapı çaldı.
"Hu huuu! Bay ve bayan Uyumsuz müsait misiniz?"
Bağıran kişi Bensu'ydu.
Mert ile ben yatakta oturur pozisyonu aldık ve Mert tişortünü giyinirken ben de Bensu ya girmesi için bağırdım."Gel Bensu."
"Günaydınlar kusura bakmayın rahatsız ettim ama kahvaltı hazır, haber veriyim dedim."
"Hemen geliyoruz."
Bensu tamam anlamında kafasını salladı ve kapıyı kapattı.Bensu gidince Mert yanağıma kocaman bir öpücük kondurup yataktan hemen kalktı ve lavaboya gitti.
Ben ise dağınık saçlarımı toplamak için başımı ön tarafa doğru attım.
Sıradan bir at kuyruğu yaptıktan sonra Mert lavabodan elinde bir havlu ile çıktı."Afra sen de bir elini yüzün yıka ben seni bekliyorum canım."
Ayağa kalktım ve lavaboya girdim.
Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra havlu ile yüzümü kuruladım ve lavabodan çıktım. Mert yatakta oturuyordu ve kocaman camdan dışarıyı seyrediyordu. Bana döndü ve,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERAF
RomanceRuhu çalınmış bir insanın bedeni kaç yazar? Ölü gibi yaşamaktansa ölmeyi tercih eder bir insan. Ama ölemez. Çünkü onun ölmesine yasak koymuş biri var. Başında bir melek gibi o görmese de bekleyen biri var. O her şeyden umudunu yitirmiş, yaşamaktan...