62. Bölüm: Öfke

227 26 4
                                    

 Eve vardık Mert arabadan indi benim daha kendi kapımı bile açmama izin vermeden gelip benim kapımı açtı ve beni elimden tutup aşağıya indirdi.

Hızlı adımlarla eve doğru gittik Mert kapıyı açtı Uyumsuzlar arkamızdan baka kaldı resmen.
Biz eve girdik ve direk Mert beni atölyesine doğru götürdü.
Merdivenlerden indik o siyah parlak kapıyı açtı ve beni içeriye soktu kapıyı kapattı ardımızdan sertçe ve beni tuttuğu gibi siyah deri koltuğa itti.

O deri koltuğa düştüğümde içimden bir şeyler kopup gitti. 
Şimdi daha çok korkuyordum ama Uyumsuzdan değil onun sevgisinden.

Uyumsuz beni koltuğa itti ve arkamda duran boş alana gitti orada tuvaller vardı, Uyumsuzun yaptığı resimler ve birkaç tane boş tuvaller.

Gelen sesler ile irkildim. Gelen ses Uyumsuzun öfkesinin sesiydi, tuvalleri bağıra çağıra parçalıyordu, oradan oraya vuruyordu hepsini.
Arkamı dönüp bakmaya cesaret bile edemedim. 

Sonunda sesler duruldu ve arkamı dönmeyi düşündüm ama korkuyordum onun öfkesi ikimizi de yok edebilirdi.

Yavaşça arkamı döndüm ve Uyumsuz yerde oturuyordu tüm tuvaller paramparçaydı.
Yerimden kalkmaya yeltendim ama Mert buna izin vermedi.

''Sakın kımıldama.''

''Mert ben..''

''Konuşma.''

''Mert lütfen.''

''Ya sana bir şey yapsaydı, o zaman ben ne yapıcaktım.''

''Yapmadı ama , yapamazdı da zaten.''
Yerden kalkıp bana doğru yürüdü ben hala koltukta duruyordum.

''Ya sen bunun garantisini nereden veriyorsun, sen neden beni dinlemiyorsun Afra!'' Mert karşıma geçip bana bağırıyordu haklıydı da.

''Ben sana gitme dedim beni bekle dedim ama sen ne yaptın ben telefonu kapatır kapatmaz size yetişemiyim diye koştura koştura o herifin arabasına bindin öyle mi?''

''Ben plan bozulmasın diye Mert senin için, sen onla kavga etseydin daha kötü olacaktı her şey.''

''ya başlarım plana programa.''

Mert bana eğildi ve kollarımı sıkı sıkı tutup benim burnumun dibine kadar girdi.

''Ben sana bir şey olucak diye kafayı yedim anlamıyorsun. Ben sana güvendim Afra. Ben onun ne mal olduğunu bildiğim için en başından beri bu plan program işlerini istemiyordu o it salak değil senin benim sevgilim olduğunu biliyordu da bilerek geldi buraya intikam almaya geldi. Sen beni biraz dinleseydin belki işler bu raddeye kadar gelmezdi. ''

''Mert lütfen yapma sen de biliyorsun senin için yaptığımı.''

''ya sürekli senin için yaptım diyip durma Afra!
Sürekli senin için yaptım diyip durma, sana soruyorum bak o sana bir zarar verseydi ben ne yapıcaktım bana bunun mantıklı bir cevabını ver haklısın diycem. ''

sadece susuyordum çünkü buna yeryüzünde hiç bir insanın verecek bir cevabı yoktu.

''susuyorsun değil mi? çünkü mantıklı bir cevabın yok, beni sakinleştirecek bir cevabın yok!
Afra, bak sen beni anlamıyorsun ya da sana olan sevgimi çok hafife alıyorsun hangisi bilmiyorum ama ben sana o sorunun cevabını veriyim. Sana bir şey olsaydı benim iki yol vardı önümde, ya mezar ya da cezaevi anladın mı?''

Başımı kaldırıp gözlerine baktım ağlıyordum gözlerim yaştan görünmüyordu.

''Mert deme öyle lütfen ALLAH korusun.''

''ALLAH korusun diyorsun ama önlemini almıyorsun.''

Mert kollarımı bıraktı ve derin bir nefes verip yanıma oturdu başı yere bakıyordu. Ben ise haksızlığımdan ve utancımdan başımı kaldıramıyordum.

Ortam birkaç dakika sessizleşti ve sakinleşti.
Mert hala aynıydı yere bakıyordu. Başımı büyük bir cesaretle Uyumsuza çevirdim ve yutkunup söze girişmek istedim.

MERAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin