66.Bölüm: Yaşayan Aşk

244 27 9
                                    

Bazen ruh rahatlamak ister, her şeyden önce rahatlamaya değecek bir neden ister, yoksa öyle kolay kolay avutulamaz.
İnsan sevilmek ister, yaşamak için kalbine denk gelen bir kalp daha ister, yoksa kolay kolay yaşayamaz.

Kalbime denk gelen sen, beni her defasında yeniden yaşatıyorsun, her anlamda..

O el, o çekiş.
Acı çeken ruhumu sensiz yaşayamayan bedenim ile yok ediyordum bu hayattan, ama sen yine izin vermedin Uyumsuz.

Beni yine sensiz bırakmadın karanlığın pençesinde, ölümün eşiğinde.

Beni çekip çıkardığı an o korkunç kabustan tekrardan denk geldi gözlerim gözlerine aynı o günkü gibi.

Sağnağa mecbur kalan gözlerim bahçeleri çiçek açmış bir edayla bakakaldı Uyumsuz'un gözlerine.

Gözlerim beni yanıltmadı, hem de karşımda ki Uyumsuz ise asla.

Gözlerimin gri bulutu Uyumsuz'un gözlerine istikamet etmişti çoktan, çünkü onunda uzayı düşürüyordu tek tek yıldızlarını.

"Mert."

Beni yine aynı yerde hayata yeniden başlatan adam şu an üstümde ikimiz de yerde yatıyorduk ve o tam karşımdaydı.

On gün...

Tam on gün sonra çıkıp geldi.

Ne yaptı, ne etti, ne yedi, ne içti, nerede kaldı, kiminleydi, neden geri döndü, neden gitti?

Gözlerine bakarken hasretimden, bir yandan da sırası ile cevabını bekleyen bu sorularla cebelleşiyordum kafamın içinde.

"Az kalsın ölüyordun."

On gün sonra sesini duydum.
O kadar özlemişim ki sesinin soluğunu, duyar duymaz ölüm eşiğinde olan panzehiri bulunmuş hasta gibiydim. Ama bu özlemim onun beni bırakıp gittiği gerçeğini değiştirmezdi.

"Sen. Ama nasıl? Sen gitmiştin sen yoktun ben kafayı yemek üzereydim sensizlikten, sen beni nasıl buldun?"

"Yanlış bildiğin şeyler var yada kafanda yanlış kurduğun şeyler. Ben gitmedim ben hep senin yanındaydım."

Onu üzerimden ittim ve ayağa kalktım benim ardımdan Mert de ayağa kalkıp karşıma dikildi.

"Sen ne dediğini zannediyorsun? Dalga mi geçiyorsun benimle? Ben on gün neler çektim senin haberin var mı Mert he?"

"Var, neler çektiğini de biliyorum. Çünkü hepsini sen yaşarken ben senin yanındaydım."

"Mert sen iyi misin gittiğin yerde kafana bir şey mi düştü senin he?"

Önce sırıttı ardından ekledi.

"Bak ben sapasağlamım ve sana her şeyi anlatıcam, ortalıktan neden kaybolduğunu da anlatıcam tamam mı ama lütfen önce sakinleş her şeyin mantıklı bir açıklaması var."

Bir kaç dakika sessizligin kucağına bıraktım kendimi kafamı toparlayıp olanı biteni dinleyip ona hak vermek için.
Çünkü aşığım ve garip bir şekilde kalbim onu dinlediğim de hak vereceğimi söylüyor.

Aradan on dakika geçti ve konuya giriştim.

"Evet dinliyorum sakinim şimdi bana her şeyi anlatman için sadece on dakikan var."

"On dakika mi?"

"Evet on dakika. Neden mi on dakika çünkü sen benim hayatımda on gündür yoktun ve bu bana on yıl gibi geldi. Bu yüzden benim uzun yıllarım senin sadece bir kaç saniyene bedel kendini açıklaman için evet şimdi dinliyorum."

MERAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin