Hiç durmadan tam gaz Uyumsuzların köşküne gelmiştik.
Arabadan inip koşarak kapıya doğru gittik ve durup derin bir nefes aldım.Ve işte o an..
İşaret parmağımı zile bastığım an Uyumsuzun o kusursuz yüzünü göreceğim için kalbim g 9
öğüs kafesimden fırlayacak gibi oluyordu.Kapıyı açan Bensu bir anda garip bir surat ile bizi karşıladı ve çok da şaşırmışa benziyordu bizi gördüğüne, özellikle beni.
"Afra, ne işin var senin burada?"
"ne demek ne işin var Bensu, gelemez miyim?"
"hayır canım o anlamda demedim yanlış anlama, yani beklemiyorduk."
Dedi sıkıntılı sıkıntılı."içeri girebilirim öyle değil mi?"
"tabi, tabi."
Bensu geriye doğru çekildi ve içeriye girdik. Salona geçtiğimiz herkes bana kafasını çevirdi ve herkesin suratı beş karıştı.
"sizin neyiniz var hepinizin suratı beş karış."
Murat ayağa kalkıp yanıma geldi.
"hoşgeldiniz, ben sizi en son evde bırakmıştım ne ara geldiniz?"
"sen bana istediğin zaman gelebilirsin demiştin ama sanırım yanlış bir zamanda geldim. Bir sorun mu var Murat?"
"Afra şöyle otursana."
Murat derin ve içten bir nefes vererek söyledi bunu bana.
Geçip o deri koltuklara serbest bıraktım kendimi.Herkes bana bakıyordu anlamıyordum gerçekten.
"bakın bana artık şöyle endişeli ve can sıkıcı bakmayı kesin ve ne olduğunu söyleyin lütfen. Mert nerede atölyesinde mi?"
Ateş araya girdi.
"Iıı Afra şimdi sana söylememiz gereken bir şey var."
"dinliyorum."
"deli yürek Mert gitmiş."
Burağın ani vuruşu bana kendimi box maçında hiç beklemediğim bir sağ kroşe gibi hissettirdi.
"se..sen ne diyorsun bir daha söyle ne?"
"at kafası öyle bir anda mı söylenir."
Dedi Arda Burağa.Sonra Ateş araya girdi.
"Afra gerçekten bizim de dün gece haberimiz oldu sana nasıl söyleyeceğimi iş düşünüyorduk dünden beri."
Koşup Murat'ı yakasına iki elimle yapıştım.
"Hani Mert evdeydi! Hani resim yapıyordu, hani o iyiydi Murat hani öyleydi! Sen bana ne hakla yalan söylersin Murat nasıl söylersin!"
Murat kollarımı tuttu beni kendime geliyim diye azıcık sarsarak,
"sana söylemek için geldim zaten Afra, ama söyleyemedim yapamadım bunu sana söyleseydim daha kötü olacaktın! Seni o halde görümce söyleyemedim özür dilerim!"
Hüngür hüngür ağlamaya başladım yaşlarım isyan edercesine gözlerimde fışkırıyordu.
"hayır gidemez. Nereye gitti gidemez o bensiz yapamaz!"
Ellerimi Murat'ı göğsüne vuruyordum bunları söylerken."güzelim nereye gittiğini bilmiyoruz, ne Bi not bırakmış ne de bir iz."
Dedi Bensu."hayır hayır, hayır! O bana bunu yapamaz!"
Murat'ın kolları arasından sıyırdığım kollarımın ardından koşarak ve bağırarak aşağıya Mert'in resim atölyesine indim.
"Mert! Meert!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERAF
RomanceRuhu çalınmış bir insanın bedeni kaç yazar? Ölü gibi yaşamaktansa ölmeyi tercih eder bir insan. Ama ölemez. Çünkü onun ölmesine yasak koymuş biri var. Başında bir melek gibi o görmese de bekleyen biri var. O her şeyden umudunu yitirmiş, yaşamaktan...