1

17.3K 618 269
                                    

🌌

James Buchanan Barnes, tam sekiz sene önce, şu anda durmakta olduğu yerde durmuş ve ne geçmişte ne de gelecekte hiçbir şeyin değişmesini istemediğine karar vermişti.

Elleri, öldürdüğü her insanın kanıyla yıkanmıştı bir zamanlar. Zihni ile oynanıp, insanlığını ve ruhunu kaybetmişti ancak çektiği tüm acılara rağmen mutluydu. Hemen yanında kardeşi kabul ettiği adam ve karşısında kalbini ısıtan bir kadın olduğu için mutluydu. Günleri sıkıcı bir rutinlik kazanmasına rağmen mutluydu fakat bir şeyler değişmişti.

Geçen seneler yaşayan her insana yaptığı gibi onları da etkilemişti. Süregelen olayların kazandırdığı tecrübe ve yaraları sırtlanmışlar, değişimlere alışmak için çaba göstermişlerdi.

Sekiz sene önce, şu anda durmakta olduğu yerde bilinçsizce hızlanan kalp ritmi ile beraber heyecanla işaret parmağını dişlemekte olan genç kızı izlemişti. Şimdi ise elinde pahalı bir içki şişesi tutarak boş ve karanlık mekâna bakıyordu.

Leda Stark, artık genç kız değil, oldukça göz kamaştırıcı bir kadındı. Bucky onu tanıdığında sadece on yedi yaşındaydı. Yaşına rağmen olgun, cesur, deha ve tehlike arz eden bakışlara sahip donanımlı biriydi. O hâliyle Bucky'nin kalbine ve zihnine girmiş, kendisine verilen Winter Soldier ismine bakıldığında manidar şekilde soğuk olan kalbi bilmeden ısıtmıştı...

Arkalarında bıraktıkları sekiz sene içerisinde beş üniversite daha bitirmiş ve altı dalda bilgi sahibi, en genç yaşta 'profesör' ünvanını ilk alan isim olmuştu. Kendi dili haricinde bildiği altı dilin üzerine dört tane hâlâ kullanılmakta, dört tane de ölü dil eklemişti. Kendi adına açılmış Köpek Barınağı'nı geliştirerek tüm hayvanlara hizmet eden bir kuruluş hâline getirmişti. Ardından, bu sefer evsiz ve sahipsiz her yaşta insanı barındıracağı bir yardım derneği yaratmış, süper güçlere sahip olmaksızın ülkesinin kahramanı hâline gelmişti. Stark Endüstrileri'nin başına geçerek geliştirdiği teknolojiyi sağlıktan sanayiye her alanda kullanarak dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmeyi hedeflemişti.

Yetenekleri de azımsanamayacak derecede artmıştı. Saldırı ve savunma açısından ustalaşmasının yanı sıra, tehlike arz eden bakışları karşısındaki insanı korkuyla sarsıp etkisiz hâle getirmeye yetiyordu. Çoğu zaman onun yüreğe korku salan derin tehditkâr bakışlarından Bucky bile çekiniyordu.

Boğazını yakan ancak onu sarhoş edemeyen sıvının son yudumlarını alan demir kollu adam o bakışları anımsadı.

Bazen bakışları soğuk bir günde avuç içlerini ısıtan bir bardak kahve kadar rahatlatıcı, bazen ise avına yaklaşan yırtıcı bir hayvanınki kadar korkutucuydu. O hep böyleydi. Anlaşılmaz ama büyüleyici. Bir insana, aynı anda birçok farklı duyguyu hissettirecek kadar beklenmedik...

Eskiden, Bucky Barnes için Leda Stark çok güzeldi. Sadece Bucky Barnes için. Bunun sebebi ise Leda'nın, Avengers kulesinden dışarı çıkmaya pek istekli olmamasından kaynaklanıyordu. Sürekli Bucky'nin gözünün önündeydi. Gün içinde mutfak tezgahında mevsimi umursamaksızın dondurma kaşıklarken, teras olarak gördüğü uçak pistinin bir köşesinde kitap okurken, çalışma odasında yeni şeyler icat ederken ya da salonun ortasında herhangi biriyle derin bir sohbetin içerisinde iken onu bolca görme imkanına sahip oluyordu ama sonra sık sık dışarı çıkmaya başlamıştı, Leda. Tony Stark'ın peşinden ayrılmayan basın, aynı şekilde kızının peşinden de ayrılmamaya yemin etmiş gibi sürekli Leda Stark'ın yanındaydı. Bu süregelen olayların hemen ardından Stark Endüstrileri'nin başına geçmesiyle artık Bucky'nin değil, tüm dünyanın gözü önünde olmuştu.

Eskiden, Bucky Barnes için Leda Stark çok güzeldi. Şimdi ise Leda Stark herkesin kalbine kolayca giriyor, gözleri kamaştırıyor ve baş döndürüyordu. Tony Stark'ın dillere destan bir zamparalığı, kızının ise inanılmaz bir cazibesi vardı. Elbette, Leda Stark o dolgun vücuda sahip iken kimse peşine takılan erkekleri garipsemiyordu.

Barnes | My Precious Gem 🌌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin