50

3K 243 226
                                    

🌌

Leda Stark, Baffin adası üzerine konumlanmış gizli üssün koruma kalkanını kırmayı başardıktan sonra gözünün alabildiğine uzanan geniş tesisleri kahverengi gözlerini ele geçiren ateşle inceledi. Fazlasıyla geniş bir alanı işgal etmişti fakat karla kaplı adanın içinde göze batmıyordu. Gizlenmek için harika bir bölgeydi. Tüm bunlar bir yana, burası Leda'nın dönüm noktası yaşadığı bir bölgeydi. Acıyı bedeninin her yerinde hissettiği ve boşluğu ruhunun bir kısmında taşıdığı zamanlardı.

"Nereye ineceğiz, patron?"

Jetin kokpitinde oturan ve yönlendirmeyi yapan Friday kendisine döndüğü sırada Leda kamulaf kullanma gereği duymadığı jeti gören askerlerin koşuşturmasını izliyordu.

"İnmiyoruz."

Ortamın gerginliğinin farkında olan ve bu nedenle sessizce başlayacakları anı bekleyen Clint, Bucky, Vision ve Wanda'dan oluşan, Peter'ın hâlâ kaburgalarına aldığı darbenin riskini taşıdığını söyleyen Leda onun gelmesini engellemeyi başarmıştı, küçük ekip genç Stark'ı anlamakta zorlanarak bakışlarını kokpite çevirdi.

"Jocasta."

Arkalarında seyahat etmekte olan, içinde ne olduğuna dair fikirleri bulunmadığı jet önlerine geçti. Leda'nın yapay zekâsına seslenmesinin bir kod olduğu açıktı. Kırmızı bir ışık, önlerine geçen jetten çıkarak bölgenin tamamında gezindi. Kapsamlı bir tarama yaptığı belliydi. Işık bir tesisin üzerine geldiğinde renk değiştirerek yeşil oldu, devamında ise gizli üssün bitişine kadar kırmızı kaldı.

"Devam et."

Leda'nın emriyle jetin kapısı aralandı. Matthew Lcopre sekiz sene boyunca donanımlı bir plân yaparak onu alt etmeye yaklaşmış olabilirdi ancak Leda Stark boş durmamıştı. Her daim bir tehditin geleceğini bilerek yaşamıştı, tıpkı babası gibi. Bu süreç boyunca tasarlamış olduğu tam 159 zırh jeti terk ederek tüm ihtişamıyla kırmızı ışığın yandığı tesislere saldırmaya başladı. Kar kütleleri arasında yükselmiş bu cehenneme yakışır bir ateş parladı. Görkemliydi ve yanan askerlerin sesini net bir şekilde kendilerine ulaştırıyordu. Bu ses Leda'nın gözlerini kapatmasına, zevkle gülümsemesine sebep oldu.

Gülümsemesi yüzünden düşmezken kendi jetlerinin ortasına bir hologram açtı. Yeşil ışığın yandığı tesis, diğerlerinin tam ortasında yer almıştı ve onlardan daha büyüktü. Tarama sonucu net ve eksiksiz olarak hologramda sunuldu. Kayıp ekip oradaydı. Matthew Lcopre oradaydı. Kopyalanmış icat da oradaydı. Girmeleri gereken tesis orasıydı. Diğerleri işe yaramazdı, yok edilmeliydi ki; ediliyordu da.

"Bu tesis tek katlı gözüküyor ancak Güney Amerika'da ziyâret ettiğimiz bina gibi altında geniş bir sığınak bulunuyor. Yerin altında iki kat var. Kopyalanmış icat ve ekip en altta. Askerler ile fazla vakit kaybetmeye gerek yok. Ekibi alıp çıkıyoruz. Gerisini ben hallederim."

"Halledilmesi gereken bir şey kalırsa, bunu hep beraber yaparız." dedi, Clint.

"Tüm yükü kendi omuzlarına alamazsın." diyerek Clint'i destekleyen Vision insan formunda olduğu için güven verici bir tebessümle genç Stark'a baktı.

"Ekibi çıkardığınızda diğer jete gideceksiniz çünkü sağlık kabinleri orda."

Leda onları dinlemediğini açıkça göstermekten çekinmedi. Ekibi kaybetmeleri hepsinin meselesi olabilirdi ancak Matthew Lcopre kendi meselesiydi ve kimsenin buna karışmasını istemiyordu.

"Görev tamam."

Jocasta'nın bilgilendirmesiyle başlayacakları anın geldiğini anladı. Bileklerini birbirine vurarak sağlamlığı arttırılmış zırhının bedenini sarmasına izin verdi. Bu sefer içinde bulundukları jetin kapısı açılmıştı. Beyaz kar kütlesiyle kızıl ateşin birleşimi Leda'nın gözlerindeki ateşi büyüttü. Jetin yok edilmekte olan tesislerin yanına inmesini beklemeden çıktı.

Barnes | My Precious Gem 🌌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin