🌌
Omuzlarına binen sorumluluğa, sinir sistemini alaşağı eden görüntülere ve şu an yapmak zorunda olduğu ameliyata karşı direnç gösteren Leda Stark titrek bir nefes alıp kendisini kontrol altında tutarak duygularını işine yansıtmamaya çalıştı.
Dünyanın tanıdığı en iyi ve kapsamlı doktorlardan biri idi. Aynı zamanda en genç yaşta 'profesör' ünvanını alan ilk insandı ancak kardeşi yerine koyduğu birinin ameliyatını gerçekleştirmek kimin başına gelirse gelsin; zordu. Leda Stark için bile. Avengers kulesine dönen jetin içinde aklı hâlâ kurtaramadığı ailesinde iken, Clint'in öfkeyle sarfettiği küfürleri ve kiminle karşı karşıya olduklarını tekrar tekrar sorgulamasını dinlerken Peter'ın sol tarafında, üçüncü kaburga kemiğinin kırılmış olduğunu tespit etmişti ve kırığın kan damarlarına, akciğere ya da kalbe zarar verme ihtimaline karşı kuleye varmadan müdahele etmesi gerektiğini bilerek ameliyata başlamıştı. Şu anda hayatî bir tehlike söz konusu olmasa bile ya da Leda henüz tespit etmemişti ancak ilk müdahele önem taşıyordu.
Kendisi harabeye yakın bir bölgeye düştüğü sırada jette olan Peter fenalaşmış idi. Henüz gördüklerini anlatamadan ve kalanların binanın altında bulduğu sığınakta ne gördüklerini öğrenemeden kardeşiyle ilgilenmeye başlamıştı ama bu kendisi için zordu. Küçük örümceğini böyle görmek, aynı zamanda hava aracında ailesinin dehşet verici hâlini hatırlamak nefes alışını zorluyordu.
"Manyetik rezonans görüntüleme hazır, patron."
Jocasta'nın sesiyle geri çekilen Leda, yapay zekâsının MR taraması yapmasına izin verirken göz ucuyla Wanda'nın yatmakta olduğu sağlık kabinine baktı. Onun durumu, Peter'ın durumunun aksine fiziksel bir hasar değildi. Sığınakta her ne oldu ise güçlerini etkileyen bir hasar idi ve zihinsel olarak etkilendiği açıktı. Tıpkı Vision ve Clint gibi. Ancak Leda şu an bunu düşünmek istemiyor çünkü zihin taşına sahip bir androidi bile etkileyen durumu düşünmek için doğru zaman sayılmaz.
"Sakin ol."
Diye mırıldandı, Bucky. Leda'nın ihtiyacı olduğu ameliyat malzemelerini hazırlamış, yanına getirmişti. Şimdi ise destek verircesine omzunu sıkıyordu çünkü Leda'nın stres altında olduğu zaman sağ kol kaslarının istemsizce kasılıp durduğunu bilirdi. Bu nedenle ufak kasılmaları hemen fark etmişti. Verebileceği iyi bir teselli yoktu fakat onun yanında olduğunu hatırlatmak istemişti.
MR tarama sonucuna göz atan Leda titrek nefeslerinden birini aldı. Tam da tahmin ettiği gibi, ki bu tahmininde yanılmayı çok isterdi, akciğerinde hasar vardı. Görüntüyü aceleyle kapatırken Wanda'nın sağlık kabinin yanında duran solunum cihazını kendine çekti. Çoğunlukla kaburga kırıkları kendiliğinden iyileşebilirdi ancak hasar oldukça fazlaydı ve kırık, normal kırıklardan farklıydı.
Kardeşini solunum cihazına bağlarken bir anlığına başını kaldırarak Bucky'e baktı. Olayların hızına yetişmekte zorlanıyordu ama işine odaklanmalı idi. Bu nedenle kendisine dikkatle bakan mavi gözleri kısa süreliğine izlerken konuştu.
"Lütfen, Clint'i susturur musun?" diye sordu çünkü onun durmak bilmeyen çenesini dinlemek işine yoğunlaşmasını zorlaştırıyordu. "Ve Coleite'e haber verir misin?"
"Elbette."
☄
"Pekâlâ."
Kaburga kemiğini sabitlendiği ama direkt sinir blokajı yapmak için henüz erken olabileceğini düşünerek minik örümceği Peter'ı üniversitede birlikte okuduğu ve şu an S.H.I.E.L.D. için çalışan Doktor Coleite emanet ederek Avengers kulesinin toplantı odasına inmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barnes | My Precious Gem 🌌
FanfictionAvengers kulesine bir Stark yetiyordu. Zekâsıyla, egosuyla, şikayetleriyle ve durmayan çenesiyle bazen fazla bile gelmekteydi. Onun kadar zorlu bir insan, kendi genini taşıyan birinden başkası olamaz. ☄ Metal kollu adam, kalbinin sınırlarını hırçın...