64

1.9K 158 150
                                    

🌌

[56. bölümden on sene beş ay sonra]

"Baba..."

Ensesinde topladığı altın sarısı saçları tokanın gevşek tutuşundan kolayca sıyrılmış, odanın sıcaklığı nedeniyle kızarmış yanaklarının yanına özenle düşmüştü. Uzun süredir uyumadığı ve işine aşırı odaklandığından dolayı acıyan gözlerini ovuştururken başını hafifçe kaldırarak karşısında oturan babasına seslenmişti, Leda.

"Krank milleri konusunda yardımcı olur musun?"

"Ben olmadan hiçbir şey yapamıyor musun, kraliçem?"

Diye söylenmesine rağmen oturduğu yerden kalkan Tony kahvesini kenara koyarken kraliçesinin krank mili yataklarını çoktan yağladığını, sadece krank millerini o yatağa göre konumlandırıp yerleştirmesi gerektiğini fark etti. Bu normalde zor bir iş değil fakat Leda'nın her daim büyük düşündüğünü ve icatlarının genelde tehlikeli olduğunu gerçeğini kabul ettiğinden yardım istemesi gerekliydi. Yine de Leda'nın tek başına dünyada hâkimiyet kuracak nitelikle biri olduğunu da unutmamak gerekiyordu, bu da yardım istemesini gereksiz kılıyordu.

"Gerçek şu ki; yapabiliyorum." Tornavidayı birkaç saniyeliğine dişleriyle tutup eline bulaşan motor yağını silmek için masanın ucundan düşmek üzere olan havluya uzandı. "Ama seninle yapmak daha eğlenceli."

"Tabii öyledir. Ben en iyisiyim!"

"Ayrıca son zamanlarda birlikte çok vakit geçiremiyoruz. Bir şekilde zaman yaratmaya çalışıyorum burada!"

"Hazırlıklar yüzünden biraz yoğunum-"

"Biliyorum."

Krank millerini Leda ile aynı zamanda kaldıran Tony çalışma katının tam ortasında duran ve çevresi diğer parçalarla çevrili olan makineye ilerlerken yerdekileri ayağıyla itekleyip düşme tehlikesini azalttı. Bu sırada yüzüne düşen saçları nedeniyle ifadesini göremediği ancak her hareketinden, kelime telâffuz şeklinden ve tek bir kasının hafifçe oynatmasından bile nasıl olduğunu anladığı kızına baktı.

"Biraz gergin gibisin, kraliçem. Bir sorun mu var?"

"Hayır." Harfleri uzatırken milimetrelik hassas hareketlerle milleri yerleştirmeye çalıştı. "Her şey iyi. Haftasonu babamım düğününe katılacağım. Ne sorun olabilir ki?"

"Hah, yakaladım." Milleri yerleştirildiklerinde kızının yüzüne bakarak güldü. İşaret parmağını havada ona doğrultmuştu. "Şimdi Bucky'le evlendiğinde nasıl hissettiğimi anlıyorsun, değil mi?"

"Adil oynamıyorsun."

"Dünya adil değil, beni suçlama!" diyerek kendini savunan Tony onun bu halinden zevk alarak devam etti. "Hem Pepper'la evlenmemi istemiyorsan; Bucky'den boşan ve ikizleri de alarak ülkeyi terk edelim."

"Uum. Ben buradayım." İki Stark'ın aksine daha hafif bir ses tonuyla aralarına girdi, Bucky. "Yani tam arkanızda oturuyorum ve sizi duyabili-"

"Kapa çeneni. Husky'ler konuşamaz." diye çıkıştı, Tony.

"Ne güzel... Yine köpek oldum."

"Endişelenme, gidişata göre ben de birazdan kraliçeden çocuğa düşeceğim." diyerek eşine göz kırpan Leda babasına döndü. "Pepper'la evlenmeni istemiyor değilim. Sadece... Bilmiyorum-"

"Gideceğimden mi korkuyorsun? Bilirsin, bunu yaşadım. Sana söyledim de ama sen benim gibi mükemmel bir adamı bırakıp gittin."

"Avengers üssü ve ev arasında yarım kilometre bile yok! Abartıyorsun."

Barnes | My Precious Gem 🌌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin