26

4.7K 340 311
                                    

🌌

İncelikli bir tarama yapmak için klavye başına geçen Tony, oldukça sakin bir şekilde ağ sistemine bakan kızını şüpheyle inceledi. Sistemde bulunan herhangi bir sorunda öfkeden kızaran yüzüyle klavyenin tuşlarını beceren Leda'nın şu anda bu durumda olması beklenmedik idi fakat Tony'i asıl şoka uğratan şey tanıdık sesti.

"Sizi tekrar görmek çok güzel, efendim."

Tony o kadar ani bir şekilde ağ sistemine ve Leda'ya baktı ki, boynunun kütleme sesini duyan kızı hafifçe yüzünü buruşturdu.

"Bu imkânsız!" diye mırıldanarak sisteme baktı. "Jarvis?"

"Yeniden hizmetinizdeyim, efendim."

Babasının yüzüne yansıyan o duyguları görerek iki sene boyunca boşa uğraşmadığını, aksine her şeye değdiğine şahit olan Leda büyük bir sevinçle gülümsedi. Babasını böyle bir heyecanla, aynı zamanda büyük bir şok yaşarken görme şansı çok olmuyordu. Onu böylesine mutlu etmenin kendisine yaşattığı sevinci tarif etmenin bir yolu yoktu. Babasını sayesinde yüzlerce kez güzel duyguların esiri oluyordu. Tony her daim Leda'nın varlığının bile kendisini mutlu etmek için yeterli olduğunu söylesede, genç Stark farklı şeylerle de onu mutlu ettiği için oldukça gururluydu.

"Bu nasıl mümkün olur? Jarvis... Ölmüştü!"

Tony bu olayı yeterince net hatırlıyordu. Partinin nasıl sona erdiğini, Ultron'un yanlarına gelip yaptığı konuşmayı... Tam olarak dediği şey 'Çok korkunç bir ses vardı. Ve ben iplere dolanmıştım. Diğer adamı öldürmek zorunda kaldım. İyi bir adamdı.' idi. Ultron, Jarvis'i yolundan çekmemiş onu vahşice yok etmişti. Öldürmüştü.

"Biliyorum."

"Bunu sen mi yaptın?"

Dolu gözleriyle şaşkınlığı tüm hücrelerinde hisseden adam kızının karşısına dikildiğinde yanağı merhametli bir dokunuşla okşandı.

"İki sene önce, Pepper'la aramızda bir sohbet geçti." diye başlayan Leda babasının yanağını okşamayı sürdürdü. "Bana Jarvis'i anlattı. Onu ne kadar sevdiğini, değer verdiğini, vaktinin büyük çoğunluğunu onunla konuşarak geçirdiğini... Biraz şaşırmıştım çünkü hiç Friday'le normal bir şekilde konuştuğunu görmedim. Sadece görevler ve istekler... Ama Dummy ile konuştuğunu gördüm. O da eskiydi. Jarvis'in Dummy'le ilgilendiğini söylediğini hatırladım ve biraz araştırma yapmak istedim. Jarvis'in sadece yapay zekâ olmadığını öğrenmek kolay oldu."

Derin bir nefes alma ihtiyacı hisseden Tony kızının elini tutarak durmasını sağlarken bunu gerçekten öğrenip öğrenmediğini merak ediyordu.

"Edwin Jarvis. Howard Stark'ın uşağı, senin bakıcındı. Büyükbabamı tanımadım ama sana babalık yapmamış iken bana büyükbabalık yaptığını hayal edeceğim biri değilmiş. Sana babalık yapanın, her daim arkanda duranın Jarvis olduğunu öğrendim ve onun adını yaşatmak için ilk yapay zekâna bu isimi koyduğunu da."

Okulda elde ettiği için başarılarını, ilk robotunu, teknoloji ve bilim ödüllerini, erken yaşta aldığı diplomalarını, burs kazandığını bildiren MIT mektuplarını gösterdiği ilk kişi Jarvis olurdu. Zaten tek önemseyen ve ciddiye alan da o olurdu, babası değil. O! Onu küçük yaşta makine üretmesi için demir parçalarının arasına koyan babasının aksine ona oyuncak veren ve normal hissettiren Jarvis'ti. Ona sevdiğini söylemekten asla gocunmayan, yeri geldiği zaman ağzının payını veren, her başarısını gururla takdir eden Jarvis'ti. Tony çoğu zaman onun yanlarında parayla çalışan biri olduğu için kendisine iyilikle yaklaştığını düşünsede gerçeğin öyle olmadığını da içten içe bilirdi. Jarvis onu ciddi anlamda sever, gurur duyardı. Babasının ölümünde bir damla gözyaşı dökmeyen ve içkisini yudumlayan Tony Stark, Jarvis'in ölümünde kendisini banyoya kapatarak saatlerce ağlamıştı. Tam da kızının söylediği sebeple yapay zekâsına Jarvis adını vermişti. Aslında daha fazla sebep sıralayabilirdi çünkü kendisini sevecek birinin olmasını istemişti. Yanlız kalmak yerine geceleri üzerine ekstradan battaniye örten Jarvis'in varlığını bir şekilde sürdürmek istemişti, ki yapay zekâ olan Jarvis de adını aldığı adam gibi yapmış ve Dummy'e emir vererek sahibinin üzerini çoğu gece örtmüştü.

Barnes | My Precious Gem 🌌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin