🌌
"Büyük bir adım atmışsın!"
Leda, ihtiyaç duyulan enerjinin tamamlanması üzerine gözlemlediği ayrıntıları not ederken bunun farkında olduğunu mırıldandı.
"Ne hissettin?"
"İnsanların öpüşürken hissettiklerini konu alan ve bunu teknik bir dil kullanarak da açıklayan makalelerden bahsedip kendi hissettiklerimi bunlarla bağdaştıran bir konuşma yapmayacağım."
"Bu kaçamak cevaptan hoşuna gittiğini mi çıkarmalıyım?" diye sorguladı, Wanda. "Yoksa daha fazlasını istediğini mi düşünmeliyim?"
Gözlerini deviren Leda ses dalgasının etki edeceği en yüksek kapasiteyi hesaplamak için yeni bir denklem kurmak adına defterine uzandı. Etrafını saran hologramlardan memnun olmasına rağmen hesaplama ve notlarını, dokunabileceği ve tutabileceği yüzeylerde yapmak zevk aldığı bir eylem idi. Aynı zamanda kalemin kağıda sürtünürken çıkardığı ses düşünmesine yardımcı oluyordu.
"Bu haksızlık! Ben sana Vision ile yaşadığım her şeyi anlatıyorum."
"Anlatmanı istediğimi hatırlamıyorum."
Wanda hırkasını ona fırlatarak çok sinir bozucu biri olduğunu söylediğinde Leda'nın yaptığı tek şey muzur bir sırıtışla ona mükemmel olduğunu bildiğini söylerek teşekkür etmek oldu.
"Gidip Bucky ile sohbet edeceğim. Eminim, o her şeyi anlatır."
"Hırkanı almayı unutma." diyerek Wanda'yı sinir etmeyi sürdüren Leda fazlasıyla eğleniyordu.
Bu sefer gözlerini deviren taraf kendisi olurken yaslanmak adına Leda'nın uğraşmakta olduğu icata elini koyduğu an zihninde canlanan görüntüyle çığlık atarak geriledi. Hızla ayaklanan Leda çevik bir hareketle Wanda'nın belinden tutarak düşmesine engel oldu. Endişe nedeniyle hafifçe kaşları çatılır iken ne olduğunu öğrenme isteğine rağmen nefes alması için ona zaman tanıdı.
Wanda en son Vision'un yaratıldığı, tam olarak Vision'un değil ama genel hatlarıyla öyle, cihaza dokunduğu zaman böyle bir öngörü ile karşılaşmıştı ve bu durumun üzerinden epey uzun zaman geçtiğinden dolayı bir şeyler görmek korkunç hissettiriyordu. Nefesini düzenleme konusunda sıkıntı yaşarken kızıl bir sisle parlayan gözleri de yaşlarla parlamaktaydı. Şok nedeniyle açılan ağzını eliyle kapatırken icatın yaratıcısına çevirdi bakışlarını.
"Bunu neden yaptın?"
"Ne?"
"Bu icat... Çok tehlikeli! Bunu neden yaptın?"
"Şairane bir nedeni yok. Sadece yaptım."
"Yapmamalıydın! Öylece yapmamalıydın! Bu icat çok tehlikeli."
Kendi kendisine sayıklamaya başlayan Wanda, Leda'nın tutuşundan kurtularak icattan ve yaratıcısından uzaklaşarak nefes almaya çalıştı. Bir açıklama bekleyen Leda ise aniden kendisinden uzaklaşan Wanda'ya kaşlarını çatarak bakıyordu.
"Sorun ne?"
"Yapmamalıydın!"
"Aylardır burada, neredeyse tüm yapım aşaması sırasında sen de yanımdaydın ve benimle sohbet ediyordun!"
"Ne yaptığını bilmiyordum bile!"
Diye bağıran Wanda zihninden atamadığı dehşet verici görüntüden kurtulmaya çalışarak yere çöktü. Kızıl bir sisle çevrili elleri başını tutuyordu. Leda, onun için endişe duymakla birlikte sorunun ne olduğu konusunda da merak duyuyordu. Aynı zamanda öfkeleniyordu da, sorunun ne olduğunu bilmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barnes | My Precious Gem 🌌
FanfictionAvengers kulesine bir Stark yetiyordu. Zekâsıyla, egosuyla, şikayetleriyle ve durmayan çenesiyle bazen fazla bile gelmekteydi. Onun kadar zorlu bir insan, kendi genini taşıyan birinden başkası olamaz. ☄ Metal kollu adam, kalbinin sınırlarını hırçın...