15

5.8K 392 210
                                    

🌌 

"Birinin sevgisine layık olmaya çalışmak, onun için çabalamak ama karşılığını alamamak..."

Genç kadının dudaklarından sıkıntı dolu bir nefes havaya karıştı. Hemen ardından çayını yudumlayan tanrıya onu anladığını söyledi çünkü anlıyordu.

Elbette kendi yaşadıkları ile onun yaşadıklarını karşılaştırılamazdı. Loki'nin daha uzun ve tecrübe dolu bir hayatı olduğunun farkındaydı ancak arada benzerlikler bulmak da mümkündü. Gerçekleştirdiği eylemlerin sebebini öğrenmiş ve onu haklı bulduğu yanlar görmüştü. Bu nedenle küçük, sıcak bir ortama sahip ve pek kalabalık olmayan bir mekânda oturmuş çay içiyorlardı. Genç kadının zevkleri daha çok kahveden yana olsada İngiliz havası taşıyan tanrıya eşlik etmenin daha doğru olacağına karar vermişti.

Loki, Asgard'a özgü kıyafetlerinin aksine tamamı siyah renge sahip bir takım giyiyordu. Aslında, tam olarak da giyiyor sayılmazdı çünkü bu bir illüzyondu. Gerçekte hâlâ sabah üzerinde bulunan kıyafetlere sahipti ve Leda biraz odaklandığı zaman onun takımının aksine asıl kıyafetlerini görüyordu. Yarattığı illüzyonu anlamak başını epey ağrımıştı ama hayranlık duyduğu bu gücü çözümlemekten de gurur duyuyordu.

"Birinin acısını anlamak için aynı acıyı yaşamak gerekir." diyen Loki, kimseye göstermediği bir içtenlikle gülümsedi. "Sen ne için çabaladın?"

İkisinin de ailevî sorunlar yaşadığı bilindik bir durumdu. Loki, kendisinden beklenmedik bir şekilde ona güvendiği için kimseyle paylaşmadığı çoğu şeyi kadına anlatmıştı, ki anlatmamış olsaydı Leda zaten onun bakışları ardında sakladığı şeyleri görebiliyordu. Sonuç olarak onun kendisine güvenmesi, Leda'nın da ona güvenmesini gerektiriyordu. Elbette Thor'un anlattığı onca olayı dinleyen tek kişi olarak Loki'nin güçlerini ve karakterini biliyordu ama bir ihanetin gündeme gelmesini beklemiyordu. Loki'nin illüzyonlarını zor da olsa çözümleme yeteneğine sahipti ve bu uzun sohbetin ardından kardeşine takındığı tavırı, ki Thor ve Loki'nin birlikte büyüdüklerine inanmak oldukça zordu çünkü Thor'un aksine Loki görgü kurallarının farkında nazik bir insanı andırıyordu, göreceğini sanmıyordu.

Leda, kendi çabalarını anlattığında çoğu kişiden duyduğunun aksine daha gerçekçi ve doğru tesellileri Loki'den alırken gülümsüyordu.

Henüz birkaç saatir burada oturuyorlardı ama bir dakika bile sessizlik olmamıştı. Loki ile sohbet etmek, hem de oldukça derin bir sohbet, Leda için hayranlık uyandırıcı bir deneyimdi. Aynı şekilde Thor'la da epey paylaşacakları bilgi ve anı olmasına rağmen Loki farklıydı. İkisi arasında favori seçimini rahatlıkla Loki'den yana kullanabilirdi.

"Aslında, Thor'a dışarıya yansıttığından fazla önem veriyorsun. Değil mi?"

Leda cevabı biliyordu ama sorgulamadan edememişti. Loki'nin bu zamana kadar gerçekleştirdiği tüm eylemlerin sebebi layık olmaya çalışması ama kimsenin onu layık olacak kadar değerli görmemesinden kaynaklanıyordu. Onun gerçek kimliğini, benliğini saklamışlar ve sırlarla büyütmüşlerdi. İkinci plânda kalmasını sağlamayı da başarmış, onu olması gerektiği gibi davranmamışlardı. Herkes takdir edilmek isterdi. Bunun insan ya da daha büyük bir varlık olmakla ilişkisi yoktu. Emek verilen işin fark edilmesi emekçinin en büyük sevinci olurdu.

"Evet." Çay fincanını tabağa geri koyan Loki bakışlarını kadına çevirdi. "Ona sürekli ihanet ettiğimi düşünüyor. Güveni kalmamış olmalı ama evet... O benim kardeşim."

Loki cümlenin sonunda bunu Thor'a söylememesi için Leda'yı tehdit etmeliydi ancak kadının tehditlerle kanmayacağını anlamıştı ve aslında tehdit etmesine gerek de yoktu. Konuşanların aralarında kalacağına emindi. Kendi yaşadıklarını, tecrübelerini ve sırlarını paylaşmakla beraber Asgard'tan da bahsetmişti, Loki. Onu Asgard'a götüreceğine söz vermişti. Thor, Odin'in kurallarına uyarak bunu yapamıyordu ama Loki yaramaz olandı ve genç kadını istediği gibi oraya götürebilirdi.

Barnes | My Precious Gem 🌌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin