11

5.9K 419 303
                                    

🌌

Steve endişeyle odasından çıktığında güneş doğmak üzereydi. Kulenin salonundan gelen sesleri duyduğunda ilk düşündüğü şey içki içerek ortalığı dağıtan bir Bucky idi. Sarhoş olmayabilirdi ancak bir sarhoş kadar ortalığı dağıtma potansiyeline sahipti. Leda'nın kendisine geri dönüş yapmadığı her geçen gün daha çok umutsuzluğa kapılıyordu.

Açıkçası Steve'in Leda ile olan konuşması oldukça iyi geçmişti. Onun mantıklı bir kadın olduğunu biliyordu. Durumu en iyi şekilde değerlendirmişti ancak hâlâ Bucky'le konuşmamıştı, ki konuşmalarına rağmen cevabının hangisi olduğunu tahmin edememiş olan Steve'de meraklıydı ama kadın zamana ihtiyacı olduğunu söylemişti ve sekiz sene bekleyen Bucky'nin biraz daha sabırlı olması gerekirdi.

Steve salonda ağlayan bir Bucky bulmayı bekler iken birkaç gündür Avengers kulesinde olan ve kimsenin Stark kulesine gitmesini istemediği Revlis'i kucaklamış dostunu gördü. Beyaz köpeğin büyük bedenini sarmış salonun ortasında dans ediyordu. Oldukça sevinçli ve mutlu görünmesi Steve'in kaşlarını çatmasına sebep olurken onun delirip delirmediğini anlamaya çalışıyordu.

"Bucky?"

"Steve!"

Revlis'i koltuğa bırakıp başını seven Bucky, aynı sevinçle dostuna ilerleyerek sarıldı. Onun sıkı sarılışına şüpheyle karşılık verirken Sam de salona girmişti.

"Bu Metal Kollu Sürtük neden mutlu?"

Sekiz senedir yaşadığı çaresizliği tek bilen Steve olsada, son iki senedir Sam'de şahitti. Bununla ilgili ne zaman boş bir an bulsa dalga geçiyordu ama aynı zamanda iyi sır tutuyordu. Sadece Bucky ile uğraşmak onun yegâne göreviydi, bundan epey zevk alıyordu.

"Mutluluğumu bozamazsın, Kanatlı Piç." diyerek ona da sarılmak için ilerleyen Bucky havaya kalkan elleri savuşturdu. "Gel buraya."

"Tanrım! Leda'dan umudu kesip beni mi gözüne kestirdin yoksa? Biliyorum, çok seksiyim ancak ilgi alanımda değilsin."

Sam, kendisine sarılan Bucky'i itip iğrenç bir şeye değmiş gibi üzerini silkelerken ona liseli ergenlere benzediğini ve asırlık bir tarihî eser olduğunu hatırlamasını söyledi. Onların atışmalarına alışık olan Steve derin bir nefes alırken Bucky'nin omzuna dokunup ne olduğunu ciddi anlamda sorguladı.

"Birkaç saat önce Leda buradaydı. Konuştuk ve denemek istediğini söyledi."

Genç kadının olumlu bir yanıt vermesinin pek mümkün olmadığını düşünen Steve, dostunun sevincini paylaşarak onun adına çok sevindiğini söyledi. Sam ise şaşırmıştı ama bu onun dalga geçmesine engel olmadı.

"Tony senin metal kolunu koparıp kuleden aşağıya atacak ve ben en önde, kucağımda patlamış mısırlarımla seni izleyeceğim!"

Bucky, ona çenesini kapatması için kızarken Steve doğru bir noktaya parmak bastığını ve Tony'nin söz konusu kızı olunca hiç paylaşımcı olmadığını söyledi. Bucky bunu düşünmemişti. Önemli olan Leda idi. Onun söyledikleri ve hissettikleri dışında kafa yorması gereken başka bir ayrıntıya dikkat etmezdi. Tony'nin ne yapacağına da dikkat etmiyordu. Kolunu koparabilirdi. Kuleden aşağı da atabilirdi, Bucky büyük ihtimalle ölmezdi. Leda'nın olumlu cevabının ardından herhangi bir zorluk kendisi için önem arz etmiyordu. Aynı zamanda kendisi düşünmemiş olabilirdi fakat Leda'nın düşündüğüne emindi. Bucky, onun için en değerli kişinin babası olduğunu biliyordu. Bu durumu da düşünmüş olmalıydı. Sonuçta zeki olan taraf Leda idi. Steve'in de düşüncesi bu yöndeydi. Leda'nın bu konu hakkında da bir plânı olmalıydı. Bu nedenle yeniden dostuna onun adına çok sevindiğini söyledi ve bu saate kalkmış iken sabah sporuna daha erken başlayabileceklerini belirtti.

"Ben gelmiyorum." diyerek Revlis'in yanına oturdu, Sam. "Siz moronlar sürekli 'Solundayım.' ya da 'Sağındayım.' derken spor yapılmıyor."

"Ah, Sammy." Bucky bir çocukla konuşuyor gibi eğildi. "Eğer tabağındaki tüm sebzeleri yersen bizim kadar güçlü olabilirsin."

"Siktir git, Metal Kollu Sürtük! Umarım Tony seni uzaya fırlatır."

Bucky karşılık vermeye hazırlanıyordu ki, kulenin içinde kırmızı uyarı ışıkları yanıp söndü. Bu iyiye işaret değildi.

"Friday, sorun ne?"

"Kuzey Amerika. Oregon. Tanımlanamayan yaşam formları. Bolivya ile aynı, Bay Rogers. Ölü sayısı 19. Patronlar şu anda olay yerinde."

Krater Gölü Ulusal Parkı'nın üzerinden uçan Leda, normal bir zaman diliminde büyüleyici görünen manzaranın canavarlar nedeniyle kirlenmesine öfkelenir iken savaş alanı koruma altına alınmasını sağlıyordu. Yerde olan babasına durum değerlendirmesini yolladı. Aynı zamanda Kaptan'a gelmelerine gerek olmadığını belirtiyor ve Orina'yu emanet ettiği Pepper'dan da şu anda nereye gitmekte olduklarını öğreniyordu.

"Biri Thor'a kuzgun yollasın. Onu ve geyik kafalı kardeşini daha ne kadar bekleyeceğiz?!"

Leda, babasının söylediğine aldırış etmeden canavarların başka kıtalarada yayılmakta olduğuyla ilgili bilgi verdi. İlk olarak Güney Amerika, sonra Kuzey Amerika ve son haberlere göre Avrupa ve Afrika'da ani hava değişimleri görülüyordu. Canavarların orada da ortaya çıkması muhtemel, Kral T'Challa ile konuşmaları gerekiyordu. Belki de takımın belirli sayılara bölünüp kıtalara müdahele etmesi gerekiyordu. Sorunun büyüme ihtimali yüksekti.

"Friday, koruma kalkanının gücünü arttır." diyen Tony, Iron Queen zırhı ile gökyüzünde süzülen kızının yanına yükseldi. "İyi misin, kraliçem?"

Güneş henüz doğmamış iken uyarıyı alarak yola çıkmak zorunda kalmışlardı. Geldiklerinde zor bir mücadeleye girmemişlerdi ancak bölge boşaltılana kadar canavarları geri püskürtmek için epey güç harcamışlardı. Elbette Tony kızının akıbeti için endişeleniyordu. Her daim olduğu gibi... Aynı zamanda hâlâ çözüm bulma evresine erişememişlerdi ve bu sinir bozucu şekilde Loki'den başka şanslarının olmadığını gösteriyordu.

"Evet."

Leda ona iyi olup olmadığını sormadı çünkü babasının sağlık değerlerini kontrol etmekte, sorunu olmadığını görmekteydi. Kendisine gönderilen arama ve mesajları da incelerken konuştu.

"Kral T'Challa ile konuşmalıyız. Hükümet bir açıklama bekliyor. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral bir toplantı talep ediyor ve dünya genelinde bir basın toplantısı da yapmak zorundayız."

🌌

Bir hevesle, ki ben tüm eylemlerimi bir hevesle yapıyorum zaten, Instagram hesabı açtım. Kolajlarımı paylaşıyorum. Destek olursanız çok sevinirim.

Adı; ledastarkbarnes

Adı; ledastarkbarnes

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Barnes | My Precious Gem 🌌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin