25

4.7K 354 300
                                    

🌌

Altın sarısı saçlar büyük bir ışıltıya sahipti. Her bir tutamı metal parmaklar arasından kayarak beyaz çarşaflara dökülür iken kusursuz görünüyordu. Bucky hipnoz olmuşçasına tutamların kayışını izlemekteydi. Odaya vuran güneş ışığıyla yarışan saçları ara ara okşayarak öpmeyi de ihmâl etmiyordu.

Henüz birkaç saat önce en huzurlu uykusundan uyanmıştı. Gece Leda'ya sarılarak uyuma şansını elde ettiği için günün en şanslı adamı ilân edilmesi gerektiğini de düşünmeden edememişti.

Göğsüne yaslı olarak uyuyan kadının uysal nefes alışverişleri tişörtünü aşarak teninin belli bir bölümünü ısıtırken Bucky'nin günü aydınlanmıştı. Harika hissediyordu ve bunu bozacak hiçbir şey olamazdı. Ayrıca sevdiği kadının nasıl uyuduğunu da bilmekteydi. Yüzünü doğru nefes alışverişi olduğu zaman uyuyamıyordu mesela. Bu nedenle Bucky çenesini onun saçlarına yaslayarak nefesini başka tarafa vermişti. Kendisi sarılmayı seviyor ama başkasının ona sarılması daha çok hoşuna gidiyor fakat sarılırken çok fazla sıcaklamaması da gerekiyordu. Yorganı bacakları ve kolları arasında sıkıştırmayı da seviyordu. Uyurken dönüp duruyordu ama genelde sol tarafında rahat ediyordu... Onunla ilgili çok fazla ayrıntı vardı. Bucky hepsini öğrenmek istiyordu, bundan zevk alıyordu. Her şeyi bilmeliydi. Her ayrıntıyı.

Bakışları kalbini hızlandıran bedende gezindi. Sol bacağı, Bucky'nin bacakları arasındaydı. İnce yorganın bir kısmına sarılmış, adamın göğsünü yastık olarak kullanmıştı. Koyu mavi elbisesi yukarı doğru sıyrılmıştı ve Bucky'i zorlayacak görüntüleri cüretkâr bir şekilde sunuyordu. Leda'nın normal hâlinden bile bu kadar heyecanlanır iken başka şeyleri düşünmek istemiyordu. Bu nedenle güçlü bir iradeyle elbisenin uçlarını düzelterek neredeyse açılan kalçaları örttü. Eğer Steve bunu görseydi ayakta alkışlar ve büyük ihtimalle Bucky'nin aziz ilân edilmesini isterdi!

Derin bir nefes göğsünü şişirdiğinde hareketlilik Leda'yı rahatsız etmiş olmalı ki, aşağıya doğru kayarak başını adamın gerçek koluna yasladı. Bucky onun uyurken bu kadar masum oluşuna inanmakta zorlanmıştı. Gün içinde onu böyle masum yüz hatlarıyla görmek imkânsız idi. O her daim ya düşünceli ya öfkeli ya da duygusuzdu. Sürekli meşguldü. Belki de bunun sebebi de sürekli meşgul olmasıydı. Bucky, onun saçlarına yeniden daldığını fark ederek kendine geldiği sırada tamamiyle açılmış kahverengi irislerle karşılaştı. Bakışlarının anlatmak istediği fazlasıyla hâdise var gibiydi ve Bucky bu yoğun bakışlar altında nefessiz kalıyordu.

"Günaydın." diye fısıldadı.

Leda bir karşılık vermedi. Henüz yeni uyanmıştı ve kendisine gelmeden önce birkaç dakikayı yatakta harcamaktan zevk alan bir insandı. Az önce aşağıya doğru kayarak uykusuna dönmeye çalışmış olmasına rağmen şimdi yukarıya doğru çıkarak dudaklarını adamın boynuna yönlendirdi.

"Ter kokuyor olabilirim."

Bucky dün akşam yemeğinden sonra spor salonunda biraz vakit geçirmişti. Genelde sporun hemen ardından banyoya girerdi ancak dün akşam, uyumadan önce banyo yapabileceğini düşünerek Steve'in izlediği filme odaklanmıştı. Leda'nın gelmesiyle banyo aklından çıkmıştı ve şu anda sevdiği kadının dudakları tenine uzanırken düşünceli bir tavırla uyarıda da bulunmuştu ama doğrusu, bu ayrıntı Leda'nın umrunda değildi.

Sabahın ilk ışıklarında adamın boynuna tatlı ve tembel bir öpücük konduran Leda, bu öpücüğün Bucky'e özel olmasına karar vererek memnun bir mırıltı ile yeniden dudaklarını tene bastırdı. Huzurlu bir şekilde gözlerini kapatan Bucky ise ne tür büyük bir iyilik yaparak Leda'yı kazandığını ciddi bir şekilde düşünerek kadının beline sarıldı.

Barnes | My Precious Gem 🌌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin