Bölüm 69

57 2 0
                                    

........''Sınıfta ders anlatan bir öğretmen gibi konuştun yine ağabey, tıpkı benim ile ilk karşılaştığında konuştuğun gibi ,konulara bu şekilde açıklık getirmen hoşuma gitmiyor değil, âmâ şu semavi dine inanmayan insanlar kafamı karıştırıyor, sonuçta bunlar bir nevi günahkar sayılıyor, ne yaratanı kabul ediyorlar ,nede peygamberini, içlerinde puta da inanan var ,her hangi bir hayvana da. Şimdi bizim inanışımıza göre, insan 13 yaşından sonra yaptığı tüm eylemlerden kendi mesüldür,13'e kadar ailesinin verdiği eğitim çok önemli ,ağaç yaş iken eğiliyor, biz durumu bu şekilde ele alıyoruz, ele alınan bu durum, tüm insanlar için geçerli olmalı yarın bu insanlar hakkın rahmetine kavuştuğunda, bize sorulan sorular onlara da sorulacak.''

                                                Bilge bakışlar ile birden Eren'in sözünü kesen Mustafa ..

''Bence sorguda ikimizde eşit olacağız''.

''Nasıl olur ağabey, ben Allah'a da ,Peygamberlerine de ,gönderdiği kitaplarına da inanıp iman ettim.''

''Peki insanlığa fayda sağlayan bir insan olmak için bunlar yeterlimi ..?Tabi ki hayır, âmâ kişi inanmayıp ta, inanmış bir insanın, inandığı dininin  insanlığa getirecek olduğu faydaları bir bakmışsın, inanmayan getiriyor. Bir karıncayı dahi incitmeyip, tüm insanlığa fayda sağlıyor, yani beşeri anlamda fayda sağlıyor, ilahi anlamda hiçbir inanış bağlantısı yok, kişinin ömrü boyunca işlediği hiçbir günah yok, yaptığı tek şey inanmamak(Eğer bunu günah olarak kabul etmez isek tabi). Vatanına milletine  ,inanana ve inanmayana, aynı zamanda onların mabedine de saygı gösterip bu şekilde yaşamış bir insanı ele alalım. Diğer tarafta, inanmış ama devletinden vergi çalmış, insanlığa zulüm etmiş, yeri geldiğinde ailesini aç bırakıp etrafına küfürler savurmuş ,hatta inandığı dininin yasak kıldığı zinayı ve içkiyi de kullanmış ,şimdi bu kişiyi nasıl imanlı bir kul olarak ele alabiliriz.''

''Seni anlıyorum ağabey ,önce insan ve insanlığı ele almışsın. Esasen bu konulara girmem deki amaç ilk günden beri fark ettiğim ,senin kafandaki farklı dünyayı anlayabilmek .Sen konuştukça düşünme yetimin arttığını hissediyorum.''

                                                      Erenin bu sözüne tebessüm gösteren Mustafa ..

''Sen yine de benim sözlerimle  yola çıkma, bir birileri ile zıt düşen kitapları oku. Düşünce yetini en iyi onlar kuvvetlendirir. Şimdi bu konuları kapatalım istersen Eren. Şimdi birer porsiyon baklava yeme zamanı...Yeriz değil mi..?''

''Yeriz ağabey, âmâ baklavalar benden olacak..''

''İşte bu olamaz, benimle olduğun sürece sana tek kuruş ödetmem, bunu biliyorsun.''

''Ama ne zaman yemeğe gelsek ,hep sen ödüyorsun ağabey.''

''Sen okuyup başarılı bir öğretmen olacaksın, bu tür şeyleri düşünme her zaman, söyledim, yine de söylüyorum, bana kendini borçlu hissetme bana olan borcun okulunu en iyi şekilde bitirmek anlaşıldı mı''

''Tamam ağabey anlaştık ,Allah senden razı olsun, hayatımda tanıdığım en merhametli insansın. Bir gün evlenmeye karar verdiğinde karşına inşallah kendin gibi iyi yürekli bir kişi çıkar.''

''O kadar da iyi niyetli değilim canım. Sen bakma yemek ısmarladığıma.''

''Güldürme beni ağabey, sadece yemek mi.''.

''Boş ve ne demiş atalarımız ''Yaptığın iyiliği unut ,ama yapılan iyiliği unutma' 'bende hep farkında olmadan  bu sözü izliyorum her halde, neyse baklavalarımız da geldi...hımmm...mükemmel görünüyorlar. Buranın baklava ustası Anteplidir o yüzden ne yersen ye, hemen ardın dan birkaç dilim baklava yemek lazım.''

FERİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin