........''Vaaavvv....üçüncü bir şahıs ha, beni iyice merak sardı şimdi, keşke onu da dese idin.''.
Sağ kolunu Erenin omzuna atan Mustafa..
''Onu da anlatırım, şimdi eve gitme vakti ,senin yarın sınavın yok muydu..?''
''Maşallahın var ağabey, hiçbir şeyi de unutmuyorsun.''.
''Keşke bazı şeyleri unutabilmek ,benim tekelim de olsa..''
Xxxxxx
O günü kendi ofisinde geçiren Ferit ,yeni işi ile ilgili kendisine verilen tüm dosyaları inceledi. İş çıkışına doğru yanına gelen Mete ile, ofisten ayrıldı. Kendisine serzenişte bulunana Mete..
''Yanına gelmese idim, her halde gece yarısı çıkardın Ferit, sen hiç değişmeyecek misin, iş bitmez Ferit...! ömür biter ama iş bitmez.''
''Bazen senin bu rahatlığına imrenmiyor değilim, ama işte maalesef olamıyorum.''
''Sen alayını geç bakalım ,kırkına varmadan ,senin saçlar, kafandan firar eder bu gidişle''
''Bırak şimdi saçımı sakalımı ,sen kendine bak, hala bekar ve dağınık adamlar gibi yaşıyorsun birkaç yıl sonra ,artık evlenmekte istemezsin.''
''Ne evliliği Ferit, bekarlık dünyanın en zengin yaşam tarzıdır, hiç bir ayak bağın yok''.
''Ömrünün sonuna kadar böylemi yaşayacaksın''
''Valla orasını bilemiyorum, âmâ hiçbir acelem de yok, aslına bakarsan bu yapı meselesi Ferit. Mesela senin evli ve çocuklu bir aile reisi olman ,senin kişiliğine uyum sağlıyor, âmâ ben kendimi bu duruma şu an için hiç yakıştıramıyorum, üzerinden yılar geçmesine rağmen hala Ferideyi aklından çıkarmaman ,evlilik yaşamı ile ne kadar bağdaş kuran bir insan olduğunu gösteriyor.
''Feride ile ne alakası var bu işin şimdi.''
''Çok alakası var sevgili müdürüm, iki cami arasında kalmış bir beynamaz gibisin.''
''Durumu bu kadar vahim görüyorsun yani öylemi.''
''Kesinlikle, Ferideyi aklımdan çıkaramaman buna en büyük örnek, ama ne yalan söyleyeyim ki, Ferideyi merak etmiyor değilim, nasıl bir kadın ki aradan 10 yıl geçmesine rağmen onu hala unutamadın, hem de sen den de on yaş büyük olmasın rağmen .Gerçekten çok etkileyici bir kadınmış, sahi Ferit o kadar etkileyici bir kadın mıydı.''
İçinde yıpranmış duyguların verdiği sızı ,Ferit in yüzünde okunuyordu.
''Evet ...hem kalbi ,hem kendi kusursuzluğun en mükemmel abidesi idi ,yılların ona verdiği zarar tüm duygularını ve hataya bakışını yerle bir etmişti, âmâ güzelliğine hiç dokunmamıştı, onu tanıdığımda otuz iki yaşında olmasına rağmen, görselliği bu yaşın kat ve kat altında idi ,şimdi aradan on yıl geçti ve Feride de kırk iki yaşında ,hiç şüphe yok ki ,o çocuksu yüzü ve altın kalbi hala onunla birliktedir.''
''Onu düşlerinden yavaş, yavaş çıkarmaktan başka çaren yok bu saatten sonra, her hangi bir yerde karşısına çıksa ne yapabilirsin ki, her şey bekar olduğun dönemde kaldı Ferit ,artık o senin karşına çıksa bile ,geçmişte kalan bir arkadaşlıktan öteye gidilemez.''
''Yer ki onun ile karşılaşayım Mete, benim ile tek kelime etmesine de gerek yok, yeter ki onu son bir kez daha göreyim.''
''Bence bu bile doğru değil, yani onunla karşılaşmam çünkü ne yatığını nerede oturduğunu soracaksın, bu tür konularda duygularının kontrolü senin elinde olmayan birisin. Bak Ferit unutma ki ,Aymira saf ve akılsız bir kadın değil, gayet zeki ve başarılı bir avukat. Feride ile karşılaşman demek evliliğine ciddi zararlar geleceği anlamına geliyor, bu konuda gerçekten çok ciddiyim, seni iyi tanıdığım için bu uyarıları yapıyorum, çünkü onunla karşılaştığında ve sonrasında neler olacağını az çok tahmin edebiliyorum.''
