..........Ender beyi Hasta hanede bırakan Mustafa ,akşam yemeğini beraber yemek için, Erene kendisinin beklemesini söyledi. Eve giren Mustafa ,Ereni masayı hazırlarken buldu.
''Beni bekleseydin beraber hazırlardık.''
''Hoş geldin ağabey ,hiç önemli değil ,altı üstü iki tabak koydum şunun şurasında, yemekte hazır zaten, hadi ellerini yıka da gel.''
Hazırlamış olduğu makarna ve melemeni ,masaya servis eden Eren ,ekmeği de dilimleyerek masanın ortasına koydu, mutfakta asılı duran havluya ellerini kurulayan Mustafa
''Yine harikalar yaratmışsın.''
''Haşa ağabey ,yaratmak Allah'a mahsustur, bir kaç bir şeyler yapmaya çalıştım işte.''
''Baya güzel olmuşa benziyor, ben bu konular da pek becerikli değilimdir, yumurta kırmak ve haşlamak tan ötesi yoktur diyebilirim, sayende farklı şeyler yemeye başladım.''
''Mutlu olmana sevindim ağabey ,birkaç bir şeyler daha biliyorum, onları da zamanla yaparım yine, aklında olan bir yemek falan varsa söyle bilirim belki.''
''Valla anamın yaptığı sulu köfte vardı aklımda, bilir misin ?
''Bilmez miyim ağabey, bende çok severim. Anam arada bir yapardı, her zaman kıyma olmazdı evde, bir kere bende yapmışımdır ,uzun zaman oldu ,ama yaparım ağabey sen, istedikten sonra''
''Hay Allah razı olsun senden''
''Amin ağabey ,Allah hepimizden razı olsun.''
''İnşallah dediğin gibi, hepimizden razı olur.''
''Olur ağabey olur ,sen tüm kalbinle inan ve inanmanın esaslarını yerine getir, sık sık onun adını zikreyle ,zikreyle ki her kelimede ismi ağzından düşmesin.''
''Her kelimede aklıma gelse dediğin olur belki.''
''Olur ağabey olur, neden olmasın, bu işin temeli namazdır, günde beş vakit ihya edersen Allah'ın adı ne kalbinden, nede dilinden düşer, ben inanıyorum ,Allah bir gün o güzel ve merhametli kalbine namazın sevgisini koyacaktır ,neyse ben çıkıyorum ağabey, dergaha gitmem lazım bu akşam hocam zikir var dedi, sende gelmez misin.?''
''Yok şimdilik kalsın ,belki bir gün gelirim. Bu arada dergaha gideyim derken derslerini de aksatmıyorsun değil mi.''
''Olur mu öyle şey ağabey ,hamd olsun ne dünyevi dersimden, nede ahiret dersimden geri kalıyorum, son nefesime kadar her ikisini de sürdürmeye kararlıyım.''
''Bu azmini sevdim gerçekten, taktir ediyorum ,şu zikri diyorum Eren ,her akşam dergahta çekiliyor mu..?''
''Yok ağabey ,bazen Cuma akşamları ,yani perşembeyi cumaya bağlayan gece, bazen de kandil gecelerinde, katılmanı çok isterim ,insanın içi bir hoş oluyor ,bir rahatlık sarıyor bedenini, ilahi kudretin adını zikretmek ,tüm bedende sonsuz bir yolculuğa çıkma hissi veriyor insana, kötü olan her şeyin, daha da kötü olduğu siniyor ruhuna ve dünyevi hayatta yapacak olduğun bir yanlışta, hemen karşına çıkıyor ,ben eminim ki oraya gelenlerin hepsi de ,hemen hemen benimle aynı duyguları yaşıyor.''
''Senin kadar olmak, her kula nasip olmayacağı kanaatindeyim, sen tüm ruhunla ve duygularınla bağlısın dinine, o yüzden yaşadığın her an bir bütünlük içindesin onunla ,eminim seni tanıyan dini bütün bir insan, samimiyetini senin kadar yüceltmek ister, dinin esasını yerine getirmek farklı bir şey''
''Bazen senin de vaaz lığın tutuyor ağabey, peki ben tam olarak hangisiyim.?''
''En saf haliyle samimi olan, inanan herkesin olmak isteği gibi.''