''Hadi Ferit geç kalıyoruz, ben gidiyorum''.
Ayla hanımla konuşmasını bitiren Ferit ,koşarak Mete ye yetişti.
''Geç kaldığımızı biliyorsun Ferit ,ne diye kadınla bu kadar konuşuyorsun 'ki''
''Yapma Mete, kadına borçluyuz, ne yapmamı bekliyorsun. Onu gördükten sonra hiç bir şey yokmuş gibi yolumuza devam edemezdim. Sende duydun ,kadın bize seslendi''.
''Bir şey soracağım Ferit''
''Tamam sor ,ama biraz yavaş koşalım, nefesim kesilecek''.
''Ayla teyze''
''Evet''
''Yıllar önce karnındaki bebeği ölmüş, öyle duydum 'da''
''Evet bende öyle biliyorum''.
''Söylenene göre, eğer ölmeseydi ,şu an bizim yaşlarımızda olacakmış''.
''Evet aynen öyle , farkında değil misin kadın bizimle konuşurken yüzünde gülücükler oluşuyor''.
''Buna hiç dikkat etmedim''.
''Kadınla doğru dürüst konuştuğun yok ki ,nereden bileceksin. Zavallı kadın kim bilir belki de bizimle konuşmak için evden çıkmamızı bekliyor ve ona devamlı camda denk geliyoruz. Bunu aklımdan geçirmiyor değilim ,ne kadar zor bir durum''.
Bir süre sonra üniversite de olan Mete ve Ferit hiç vakit kaybetmeden konuşmanın olacağı salona geçtiler. İçerideki insan sayısı yavaş, yavaş artıyordu. Konuşmanın henüz başlamaması Mete ve Ferit'i sevindirmişti .Konuşmanın olacağı sahneyi en iyi gören yerlerden birine oturup Aymira'nın konuşmasını beklemeye durdular.
xxx
Geceyi ayrı yataklarda geçiren Ender ve Feride ,güne hiç bir şey yokmuş gibi sessizlik içinde uyandılar, ağızlarını bıçak açmıyordu. Bu tür aşağılama ve dayaklara alışık olan Feride için yapacak hiç bir şey yoktu.
Kaçmayı veya ayrılmayı bir kaç kez düşünmüştü ,ama ne yapacaktı ,maddi durumu pek iyi olmayan babasının yanına dönmesi, mutsuzluğu için çare olmayacaktı.
Feride geçmişte yaşadığı sıkıntıları ,her ne kadar detaylı bir şekilde Endere anlatmasa 'da, o büyük facia yaşandığında Feride 20 yaşındaydı, o ana kadar hayatta olan tek erkek kardeşi vardı. Kendinden büyük ,işi olmayan serserinin biriydi diyebiliriz. Her ne kadar o işlerle uğraşmadığını iddia etse de uyuşturucu işinin içinde bataklığa sürüklenmişti. Sorumsuz ve alkolik bir babaları vardı .Emekli olduğu tütün fabrikasından aldığı maaşla ,tek katlı evini geçindiriyordu. Baba'da ,oğulda farklı saatlerde eve sarhoş geliyorlardı. Baba bazen yol kenarında bir yerlerde ,alkolünde etkisiyle uyuya kalır, gün açtıktan sonra eve gelirdi. Ömrü kocasından dayak yiyip, azar işiterek geçiren anneleri yine de vefalı bir eş olarak, bazı geceler onu sızdığı yollarda bulur evine getirirdi. Sırf bu yüzden bile, kocasından dayak yediği olmuştu. Ama o yine de tüm bunlara rağmen, eşi eve gelmediğinde, gidip onu arardı. Feride ve ailesinin başına gelen o üzücü olay, yine babasının bir gece bilinmeyen bir yerde sızıp kaldığı gecenin sabahında olmuştu. Günün erken saatleriydi, kapıları çalmıştı. Annesi eşinin geldiğini zannedip, kapıda kim olduğunu sormadan, birden açıverdi evin kapısını. Karşısında duran eşi değil ,oğlu yaşlarında, iri yarı kaba sakallı biriydi. Adam Feride'nin annesini iteleyerek içeri girdi, yüksek bir sesle'' Oğlun nerede ''diye bağırmaya başladı. Ne olduğunu anlamayan yaşlı kadın, ürkek ses tonuyla ''ne oluyor evladım ne yapacaksın oğlumu dedi'' eliyle yaşlı kadını iten adam ,evdeki odaların kapılarını tek, tek açmaya başladı. Salondaki bu bağrışmayı duyan Feride'nin ağabeyi tam odasının kapısını açacakken, onu arayan kişi ile burun buruna geldiler. O sırada Feride uyanmıştı, ne olduğunu anlamak için odasının kapısını açtığında ,ağabeyinin odasının kapısında birini gördü. Ağabeyi tarafından kapı adamın yüzüne kapatılmıştı. Çılgına dönen adam ,kapıyı yumruklayıp tekmelemeye başladı. Şok geçiren Feride ,yerinden kımıldamayıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. İyice deliye dönen adam, belinden çıkardığı silahıyla kapıya doğru bir iki el ateş etti. Silahın patladığını gören annesi, ani bir hamle ile adamı durdurmaya çalışıp kolunu tutuyordu. Adamın gözü dönmüştü ,elindeki silahın kabzasıyla Feride'nin annesinin suratına sert bir şekilde vurup anlında derin bir yarık oluşturdu. Kısa bir sersemleme geçiren yaşlı kadın yüzü gözü kan içinde çılgına dönen adamı durdurmaya çalışıyordu. Annesini o halde gören Feride, ne yapacağını bilmez bir halde, hemen annesine koşup ,yüzündeki kanları silmeye çalışıyordu. Adamın tekmelediği kapı ,daha fazla dayanamayıp ,menteşelerinden kopmuştu. Elinde silahı olan adam, birden içeri daldı. Uzun süredir kapıyı tutan Feride'nin ağabeyi hemen üzerine atıldı. Aralarında sert bir boğuşma başladı. Güçlükle yerden kalkan annesi ve Feride onları ayırıp adamın elindeki silahı almaya çalıştı. Adamın güçlü olması ,elindeki silahın alınmasını zorlaştırıyordu. Feride'nin ağabeyine ardı ardına ağır yumruklar indirip, onu savunmasız hale getirdi .En son aldığı darbeyle yatağının üzerine yığılmıştı. Beklenmedik bir anda yastığının altından çıkardığı silahla kendine saldıran adama ateş etti .Kurşun adamın sağ omuzuna saplandı. Her şeyin çığırından çıktığı bu anda, adam elinde bulunan silahı hiç vakit kaybetmeden Feride'nin ağabeyine doğrulttu. Ardı ,ardına iki el ateş etti. Göğsüne giren iki mermiyle hemen oracığa yığılı vermişti. Oğlunu kanlar içinde yerde gören anne bu kez adamın elindeki silahı son bir hamle ile almak istedi. Ne olduysa o anda oldu. Adamın elindeki silah tekrar patladı. Bu kez mermi Feride'nin annesine isabet etti. Yaşlı kadın olduğu yere yığıldı. Hesapta olmayan bu durum evi basan adamı iyice korkutmuştu. Telaşlı bir şekilde hemen kapıya doğru yönelip hızla evden uzaklaştı. Evdeki durum tam bir faciaydı .Bir yanda ağabeyi bir yanda annesi acı içinde can çekişiyordu. Bu tablo Feride ye sinir krizi geçirip çığlık içinde feryat ettirdi. Eve gelen komşular gördükleri manzara karşısında şok olmuşlardı, Hiç vakit kaybetmeden ambulansı aradılar ama her şey için artık çok geçti....