''Neden evlendiğimi biliyorsun Nubar'' .
''Neden evlendiğini biliyorum ,ama niye evlendiğini anlamak istemiyorum .Sen işle aşkı birbirine karıştırmış sın . Başarılı bir iş adamı olma yolunda ,emin adımlarla ilerliyorsun, ama aynı başarıyı evinde elde edemiyorsun'' .
''Ne yani, şimdi suçlu ben miyim'' .
''Bak dostum ,bilirsin bir söz var '' minareyi çalan kılıfını hazırlar '' . Evlilikte böyle, Feride senden fazla bir şey istemiyor . Bir eş olarak, ona istediklerini vermek zorundasın ,senden hakkı olan şeyi istiyor . Kaldı ki onu memleketinde görüp , çok güzel bir kız olduğunu söyleyip beni telefonda arayan sen değimliydin..? Sonuçta ona aşık oldun ve bu şekilde ilişkiniz başladı'' .
''Evet , bu şekilde başladı doğru , ama tek taraflı bir ilişki . Ben Feride ile severek evlendim, o ise bulunduğu yerden uzaklaşmak için benimle evliliği kabul etti'' .
''Bence, seni sevmediği algısına düşmen doğru değil . '' Senden ilgi bekliyorum'' diyorsa muhakkak sana karşı içinde bir sevgi vardır . Hem Feride çok iyi bir insan ,şunu bil ki, bir gün evlenmek gibi bir hataya düşersem, bu kişi Feride gibi bir insan olmasını çok isterim, ama zannetmiyorum ki tanrı bana o iyiliği yapsın'' .
''Neden böyle düşünüyorsun'' ?
''Neden düşünmeyeyim ki . Bu yaşıma kadar yatağıma giren kadın sayısını ben bile bilmiyorum . Sende biliyorsun ki ,evli kadınlarla da, hayat kadınlarıyla da beraber oldum . Artık yaşım kırklar da, hala içimde evlilikle ilgili bir düşünce yok . Yani senin anlayacağın , günahımız çok . Bu günahlar yanıma kar kalmaz . Daha dün gece eşinden ayrılmış bir kadınla beraberdik . Gündüz tanıştık sabaha aynı yatakta uyandım . Bu kahrolası hayatın çivisi çıkmış . '' Sevap veya günah '' bir şekilde biz de o çarkın içinde yoğruluyoruz . Şimdi gidip kadınlara sorarsan erkekler , erkeklere de sorarsan, kadınları anlamak zor . Bu düşünce devam ettiği sürece şunu akıldan çıkarmamak lazım ki ne sen Feride ile bir uyum içinde olursun , ne de benim yatağımda tek kadın olur'' .
''Bilmiyorum Nubar , bu işin sonu nereye varacak'' .
''Belki bir müddet ayrı kalırsanız, bazı şeyler yoluna girer'' .
''Nasıl yani'' ..?
''Ne bileyim ... Mesela bir Avrupa seyahatine çıkabiliriz . Feride'ye iş için Avrupa'ya gitmen gerektiğini söylersin olur biter'' .
''Bu iyi bir fikir , ikimiz için de iyi olabilir'' .
''Feride buna itiraz eder mi'' ?
''Zannetmiyorum , hem etse ne yazar ben karar verdikten sonra'' .
''O zaman tamam bu iş'' .
''Peki , ben bu akşam onunla bu konuyu konuşurum'' .
xxxx
Pierre Loti tepesinden ayrıldıktan sonra ,Feride'yi takibe alan Ferit, onu evine kadar takip etti . Sokağın başına kendini gizleyerek, hangi binaya gireceğini görmeye çalışıyordu . Kendinin takip edildiğinden habersiz olan Feride . Başı önde ağır adımlarla yaşadığı apartmanın dış kapısına geldi . Ferit ise gizlendiği yerden bir adım daha öne çıkarak, hangi binaya girdiğini görmeye çalışıyordu .( İçinden bir ses )..
''Ne yapıyorsun Ferit ,sapık mısın , sen ne diye bu kadını
evine kadar takip ediyorsun . Allah'ım inşallah kötü bir
şey yapmıyorum dur . Bir dakika ''Feride'nin yanına biri
yaklaşıyor '' , kim bu acaba ? Kocası mı yoksa ? Bu çok
genç birine benziyor, acaba kimdir'' ?
Apartmanın kapısına yaklaşan Feride tam kapıyı açacakken birden kapı açıldı . Karşısında duran kişi
''Merhaba Feride abla , nasılsınız'' ?
''Teşekkür ederim Mustafa, sen nasılsın'' ?
Mustafa apartman görevlisi Numan Efendinin oğluydu ,üniversite mezunu ,yirmi beş yaşında olmasına rağmen hala bir iş bulamamış, babasına yardım ediyordu . Aslında bu durum canını sıkmıyor değildi .Öyle ki bazı, hareketleri etrafındaki insanların dikkatini çekiyordu . İş bulamayışı ve kendini bir türlü İspatlayamamış olması, onu farklı biri durumuna getirmişti . Ailesi onun bu haline her ne kadar dikkat etmese de bir psikoloğa göstermeyi çok istiyorlardı . Ama ne var ki Mustafa'yı buna bir türlü ikna edemediler.
Bir kaç saniye sessiz kalan Mustafa, Feride'nin '' nasılsın ''sorusuna cevap vererek .
''İyiyim Feride abla, yürüyüşten mi geliyorsun'' ?
''Evet , öyle de diyebiliriz'' .
''Bunun verimini alıyorsunuz'' .
''Teşekkür ederim Mustafa'' .
''Rica ederim Feride abla ,bu bir gerçek , bazen düşünüyorum da, tanrı kadını insanüstü bir güzellikte yaratıyor . Ama bu tümü için geçerli değil'' .
''Bugün senin iltifat günün galiba'' .
Feride'ye bir adım daha yaklaşan Mustafa..
'' İltifat diye bir kavram yoktur . İnsanlar övgü dolu sözleri karşısındakine iki sebepten ötürü söyler . Ya söylediği sözleri içten gelerek, gerçek olarak söyler, ya da bu sözleri söylemesinde bir çıkar vardır, ve kişinin gözlerine bakarak yalan söylüyordur . İkinci söylediğimi yapanlar en aşağılık kişilerdir çünkü onun amacı çıkardır , karşısındakinin gözlerine bakarak yalan söylüyordur . Güzel olmadığını gören kişinin tek amacı çıkar olduğu için aklına gelen tüm övgü dolu sözleri ardı ardına sıralıyordu , ve işin en acı kısmı da karşısındaki bunlara inanarak hülyalara kapılmasıdır . Ne kadar acı değil mi ?. Siz söylediklerinizin bir tanesine bile inanmıyorsunuz , ama karşınızdakinin inanmasını bekliyorsunuz'' .
Mustafa'nın ruh halini bilen Feride, ona kısa cevaplar vererek konunun uzamasın engellemeye çalışıyordu .
''Evet Mustafa , sözlerine katılıyorum ,keşke herkes senin gibi bu tür konulara daha samimi ve içten yaklaşsa ... Neyse tekrar görüşürüz Mustafa, kendine iyi bak''.
''Teşekkürler Feride abla, sende kendine iyi bak'' .
Mustafa'dan uzaklaşan Feride, hızla dairesine doğru yol aldı . Tüm bu olan biteni uzaktan izleyen Ferit ,ne olduğunu ve Feride'nin konuştuğu kişinin kim olduğunu anlamaya çalıştı . Apartmandan ayrılan Mustafa'nın ardından bir süre baktıktan sonra kendi evine doğru yol aldı ama kafası rahat değildi . Bütün sorular ardı ardına dizilmişti . Feride'nin kim olduğu , konuştuğu kişiyle olan bağı Ferit'in kafasını karıştırıyordu...
