Bölüm 55

64 2 0
                                    

......Masa üzerinde duran kahve fincanını eline alan Ferit, koltuğa oturmadan bir süre ayakta durup fincanında ki,son kahveyi de yudumlayıp..

''Evet ,belki otuz iki yaşındasın ama ,on sekizinde görünmen için, fazla bir çabaya ihtiyacın yok. Tahrip olan ruhunun, biraz neşeye ihtiyacı var o kadar.'' 

''Sana bir itirafta bulunmamı ister misin ?''

                                    Birden duraksayan Ferit..

''Tabi ki...''

''O bahsettiğin neşeyi ,sadece senin yanında yaşıyorum. Neden böyle bilmiyorum ama gülüşlerim hep içten geliyor. Eğer ruhum on sekiz yaşını yaşayacaksa ,bu ancak senin çabanla olabilir.''

                                  Bu sözün ardından, bir süre sessiz kalan  Ferit, sadece Feride'nin gözlerine bakıyordu. Kalbi yerinden çıkacak gibi olmuştu. Feride'nin kendisine karşı kullandığı cümleler Ferit'in onun yanında olmasının ne kadar önemli olduğunu en duygusal biçimde anlatıyordu. Ferit'in yanından ayrılan Feride, cama yaklaşıp perdeyi araladı. Dışarıda kar yağışı çoktan başlamıştı. Her yer bembeyaz olmuştu. Birden Ferit'e dönerek,

''Ferit dışarı bakar mısın...''

                                Cama yaklaşan Ferit, dışarıdaki karı görünce..

''Her yer bembeyaz olmuş ve hala yağmaya devam ediyor.''

''Küçükken de karın yağışını izlemeyi çok severdim.'

''Sadece izlemeyi mi  severdin ?''

''Kar topu oynamayı da severdim ama ,yoksulluk işte. Annem, fazla oynamamızı istemezdi. Sonra hasta olursak köy  yerinde çaresizlikten ne yapardı .O yüzden kar yağınca onu hep izlemek ile yetinmek zorunda kalırdık.''

                               Bu söze hüzünlenen Ferit, Feride'nin elinden tutarak...

''O zaman gidiyoruz.''

''Nereye ?''

''Kar topu oynamaya...''

''Kar topumu ... Yapma Ferit o günler geride kaldı.''

''Hiçbir şey geride kalmayacak, özlemini çektiğin her ne varsa ,bunu elimden geldiği kadar sana yaşatacağım.''

                                    Bu sözün ardından, bir süre duraksayan Feride...

''Peki gidelim o zaman... Ama bir dakika eldivenleri alalım.''

''Sen kendine al ve üzerine kalın şeylerde giy hava iyice soğumuştur.''

''Şu eldivenleri de sen al, ellerin üşümesin.''

''Beni düşündüğün için teşekkür ederim.''

''Senin düşünmenin yanında, benim düşünmemin sözü bile edilmez.''

                                 Apartmanın dış kapısından önce Ferit çıktı. Hava kararmış ve iyice soğumuştu her yer bembeyazdı. Özellikle sokak lambalarının altında ki kar yağışı izlemeye değerdi. Her bir tanesi ,adeta dans ederek lamba altından yere iniyordu. Kısa sürede yağan yoğun kar yerdeki kalınlığı bir karışı bulmuştu. Sevinçle kendini sokağa atan Ferit, apartmanın dış cephesine bakarak, camlarda biri olup olmadığını inceledi. Bazı kişilerin camda olduğunu gördü. Dış kapıda bekleyen Feride' ye yavaş, yavaş yürüyeceğinin işaretini verdi. Önceden bunu konuştukları için, Feride başını sallayarak durumu anladığını belirtti. Başı önde ağır adımlarla apartmandan, bir kaç adım kadar uzaklaşan Ferit ,Feride'nin kendisine yaklaşmasını bekledi. Feride çam ağaçları altında bekleyen Ferit'e tam yaklaşacak iken ,Ferit önceden elinde sakladığı kartopunu Feride'ye fırlattı. Bunu beklemeyen Feride, gülerek üzerindeki karları süpürdü...

FERİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin