Bölüm 60

70 1 0
                                    

...........''Şimdi gidiyorum ama ,gün gelecek ebediyen beraber ve mutlu kalacağız. Her ne kadar seni burada bırakmak istemesem de, gelecekteki mutlu günler için buna mecburum. Sana duyduğum o büyük aşkı ,seninle bir ömür boyu yaşayabilmek için buna mecburum Feride. Sana söz veriyorum, yaşadığın tüm sıkıntılı ve zor yılları, sana unutturacak bir geleceğin olacak.''

''Sana tüm kalbim ile inanıyorum Ferit .Bundan sonraki dualarım da ,senin ile bir ömür huzurlu ve mutlu bir hayat yaşamak  için semada olacak ellerim. Sen zor günlerimde tanrıma yaptığım duam sın. Benim halime acıyıp gönderdiği en büyük mucizemsin.''

                                          Bu sözün ardından Feride'nin başını iki eli ile tutan Ferit ,onun dudaklarına kondurduğu uzun öpücükten sonra, hüzünlü bakışlar ile ona bakarak..

''Seni çok seviyorum. Seni çok seviyorum..''

                                         Evden ayrılan Ferit, düşünceli bakışlar ile evinin yolunu tuttu, apartmana girerken ki sevinç ve huzur yerini hüzün ve düşünceye bırakmıştı. Aslında içinde hüzün ile beraber gelen birde huzur vardı. Çünkü Feride'ye aşkını ilan etmişti.

                                                                    xxxxxxxx

                                                       ------ON YIL SONRA-------

                                       Güzel bir akşam yemeği...

''Ferit ..! hayatım yemek hazır hadi masaya..''

''Tamam geldim.''.

''Anne sen otur lütfen, ben dökerim çorbaları, büroda çalışmaktan ev yemeklerini yapmayı unuttum, bari çorbaları ben dökeyim..''

                                      Bu sözlere gülen Alev hanım..

''Olur mu öyle şey kızım ,yemek yapmak hemen unutulur mu.''.

                                    Konuşmaya kulak veren Ferit, söze karışarak

''Bence de unutulmaz, üniversite yıllarında iken makarna yemeği yapardım, aradan on yıl geçmesine rağmen, bu gün yine yaparım her halde''.

                                      Ferit'in tabağına çorba dökmeyi durduran Aymira

''Eminim makarnanın en iyisini sen yaparsın hayatım. Bundan hiç şüphem yok''.

''Neden bu kadar eminsin?''

''Nasıl olmayayım ki dört yıllık üniversite hayatın boyunca ,hemen hemen her akşam makarna yapan bir insan öyle zannediyorum ki ,bunu yapmayı ölene kadar unutmaz.''

                                Masada sesli kahkahalar oluşurken, evin en küçüğü oturduğu sandalyeden ayağa kalkarak, annesinin çorbasını kendine çekerken onu masaya dökmüştü. Masada ki bu içten kahkahayı yarıda kesti.

''Ah benim yaramaz kızım , beş yaşında oldun hala sabretmeyi öğrenemedin.''

                                 Araya giren Alev hanım..

''Tamam Aymira ,sen bırak ben hallederim''.

''Lütfen anne, zaten akşama kadar onun la uğraşıyorsun.''

''Evladım ben senin gibi avukat değilim ki ,başka işlerde uğraşayım. Kalk bakalım ayağa küçük yaramaz ,çıkar şimdi şu tişortunu tamam hadi bakalım şimdi yemeğine kaldığın yerden devam et. Aymira ver bakalım küçük prensesimin  çorbasını.''

''Teşekkür ederim anne anne ''..

''Bir şey değil benim küçük kuzum''.

                                            Masada bir süre kaşık ve çatal sesi hakim oldu. Bu sesi bozan Aymira..

''A..aaaa unutuyordum az daha, küçük kızımızın oyun parkı yarın geliyor. Bahçemizde onun için ayrılan yere gelen amcalar oyun parkını kuracaklar ,artık bahçede dilediğin gibi oynayabilirsin. Bunun için babana teşekkür edebilirsin. Bahçeye kurulacak olan oyun parkının fikri ondan çıktı.''

                                            Sandalyesinden kalkan Ferit, kızının yanına giderek

''Sen sandalyeden kalkma küçük prenses, artık anne annenle biz işte iken bahçede sadece bisiklet sürmeyip, artık oyun parkın dada oynaya bileceksin.''

                                                Kızının tombul yanaklarından öpen Ferit..

''Tabi ki anne annenin  sözünden çıkmayıp, onun uygun gördüğü zamanlarda ,dilediğin gibi oynayacaksın. Sen Artık beş yaşında kocaman bir kız oldun. Bir daha ki yıl ,ana okuluna başlayacaksın. Öğretmeninde Feride adında senin gibi tatlı bir öğrencisi olduğu için oda bizim gibi çok şanslı olacak''.

                                             Oturduğu sandalyeden ayağa kalkan küçük Feride, babasının boynuna sarılarak

''Seni çok seviyorum babacığım''

''Bende seni çok seviyorum benim küçük prensesim, sen bizim her şeyimizsin.''

                                            Aymira'nın biten çorba tabağına sulu köfte koyan Alev hanım..

''Anlatın bakalım, gününüz nasıl geçti, neler yaptınız bu gün.''.

                                           Masa ortasındaki salata tabağından kendine biraz salata alan Aymira..

''Her zaman ki gibi anne ,adliyede koşturmak ile geçti. Bu hukuk sisteminin iyi bir Rönesans'a ihtiyacı var. Davalar çok uzuyor, sonuçlar gecikiyor, doğal olarak davasına baktığım insan tarafından sık sık aranıyorum. Ne zaman biter, ne zaman bir sonuca varılır, acaba bizim istediğimiz gibi sonuçlanır mı ,sonuçlanmaz ise ne yapmamız lazım, bu ve bunun gibi bir sürü sorular ''.

                                           Elindeki kaşığı masaya koyan Alev hanım ..

''Rahmetli babanda yıllarca böyle uğraştı. Kaç kez gecenin bir yarısı eve gelirdi ve evden ayrılırdı. Bir telefon gelirdi savcım cinayet var. Bir telefon gelirdi savcım hastane morguna .Sonunda da sevdiği mesleği uğruna şehit oldu. Allah mekanını cennet eylesin.''

                                         Masadaki he kes aynı anda ''Amin. .''hüzünlü havayı değiştirmek isteyen Ferit..

''Benim de hastane hasta hane dolaşmaktan ayaklarım şişti. İlaç mümessilliğinin kötü taraflarından biride her türlü hastanın arasında doktorun müsait anını kollamaktır her halde, gerçi bu aralar eskisi kadar sık çıkmıyorum dışarı. Müdürle bu durumu birkaç kez istişare ettik. Zannediyorum yakın bir zamanda bölge müdürlüğü gelecektir.''

''İnşallah hayatım bunu fazlası ile hak ediyorsun, peki senin günün nasıldı anne başın ağrıyor mu yine ?''..

''En son aldığım ilaçlar iyi geldi. Ağrıyı hemen hemen yok etti. Birde şu akşama kadar müzik çalarak dolaşan  seçim araçları olmasa, belki kafam biraz daha rahat edecek''.

''Aynı sıkıntıyı bu gün bende ofiste yaşadım anne. Bir ara fırsat bulup birkaç dosyayı inceleyeyim dedim. Dosyayı açmam ile kapamam bir oldu. Hukuk fakültesinden arkadaşlarım karı koca ikisi de avukat oturup birkaç kelime konuşalım derken konu dönüp dolaşıp siyasete geldi. Şu yeni kurulan parti var ya Erbakan hocadan ayrılan kişilerin kurduğu parti. Adam bu partinin mutlak zafere ulaşacağını söylüyor. Eşi de bunun imkansız olduğunu ve bu onların girdiği ilk seçim ve asla iktidar olamayacaklarını söylüyor. Uzun bir süre 2002 seçimlerini kim kazanırım kavgasını dinledim. Arada bir araya girip Çocuklar ben siyasetten anlamam ve bu konuda tartışmayı da hiç sevmem diyerek defalarca araya girdim. Âmâ nafile bu kez kendi aralarındaki parti tartışmalarını bitirip her ikisi de kendi partilerinin artılarını ve icraatlarını bana anlatmaya başladılar. Yani onları tanımasam vekil adayı diye ofise girip oy istiyorlar zannedeceğim''.....

FERİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin