Bölüm 65

52 1 0
                                    


........Şirketten ayrılan Ender, kendisini bekleyen makam aracına binerek iş yerinden ayrıldı. Araç şoförüne eve gideceğini söyleyen Ender ,arka koltukta  yan camdan dışarıyı izledi. Aracın geçtiği yollara bir süre dalıp gitmişti. Bakışlarında ise bir boşluk vardı. Baktığı ile düşündüğü şeyler ,aynı kapıya çıkmıyordu. Her ne kadar şirketin müdürüne ,ekonomi ve tarih dersleri verse de ,aynı sağlamlığı ve iradeyi, aile hayatında bir türlü kuramıyordu. Bir kaç ay önce Avrupa'dan buraya kesin dönüş yapması ,babasının vefatı ve aile problemleri ,bu yük ağır geliyordu. Tüm bunların arasında babası ile küs iken onun hayata veda etmesi ,Enderde ayrı bir vicdan sızısı yaratıyordu. On yıl önce Nubar ile Avrupa'dan döndükten sonra ,babası ile tekrar bir sözlü kavga yaşaması, aralarının açılmasına sebep olmuştu, tıpkı yıllar önce olduğu gibi ,yaşanan bu ikinci kavganın sebebi ,Enderin, Nubar ile Avrupa'ya gidişi ve orada yaşanan olaylar. Enderin babası onu meğer takip ettirip olan biten her şeyden haberi olmuş. Ender Avrupa'dan dönünce şiddetli bir kavga tutuştular ,bu kavga sonrası eşini de alan Ender, bir daha dönmemek üzere Avrupa yerleşti, taki babasının vefatına kadar.

                                                Araç şoförü bir ara aynadan, Enderin dalgın bir şekilde dışarıyı izlediğini gördü ,kafasını Endere çevirmeden..

''On yılda çok şey değişti Ender bey.''

''Efendim..''

''On yılda diyorum.. hem Avrupa, hem de burası ,yani Anadolu yakasında çok şeyler değişti.''

''Evet öyle ,her iki tarafta çok değişti.''

''Sizde eminim camdan bakarak, Anadolu yakasında ki değişimi hayret ile izliyorsunuzdur.''

''Evet evet ,değişim beni çok şaşırttı''.

''Yapmayın Ender bey ,biz bir birimizi 20 yıldan daha aşkın bir süredir tanıyoruz, sizin camdan dışarı bakmanız buraların değişimi için değil, siz yine de hiçbir şeyi sıkıntı etmeyin, geçecek olan zaman, gelecek olan zaman ile mutlak değişime uğrayacaktır.''

                                                   Yüzünde tebessüm oluşan Ender..

''Bu aforizm tarzı sözler, ara ara yine dilinde dönüp dolaşıyor, doktorun dediklerini sakın unutma tüm ilaçlarını saatlik içeceksin''.

''Taşı gediğine koydunuz Ender bey, tümüne dikkat ediyorum. Bu kadar işin gücün arasında benim ilaçlarımı düşündüğünüz için, ayrıca teşekkür ederim''.

''Teşekküre gerek yok Mustafa, sen güvendiğim ve değer verdiğim bir insansın ,yıllar öncede yurt dışı seyahatlerimde, oturduğumuz o apartmanda güvendiğim tek sağlam kişi sendin. O yüzden Avrupa'dan gelince yanıma aldığım ilk sadık kişi yine sensin.''

                                               Bir süre Enderin sözlerini hiç kesmeden dinleyen Mustafa, sözü bitince bir süre sessiz kaldı.

''Tekrar teşekkür ederim Ender bey ,beni yanınıza almak ile yetinmeyip, bizzat doktorum ile de görüşmeniz, beni gerçekten kendinize minnettar bıraktı.''

''Bunlar, sadakatin hakim olacağı bir ortamda ,yer edinmemeli, her işin başında önce sağlık sonra güven, ben güven ortamının aramızda bir sorun teşkil edeceğini düşünmüyorum o yüzden uzun yıllar birlikteyiz.''

''Siz nasıl istersiniz.''

''Bu arada ,ailen hala benim ile çalıştığını bilmiyor değimli.''

''Hayır bilmiyor, Anadolu tarafında çalıştığımı biliyor sadece''

''Bu durumu neden gizlemek istiyorsun.''

''Ender bey ,okuma konusunda çok ısrarcı olmuşlardı ve sonunda okuyup mezun oldum,ama maalesef bir yere yerleşemedim. Şimdi sizin şoförünüz olarak çalıştığımı bilirlerse, bunu iyi karşılamayacaklardır. Okuduğum bölüm ile iş bakmamı istedikleri için, bu durum sorun oluşturacaklardır, bende sizin ile birlikte olduğumu onlara söylemedim.''

''Anlıyorum, inşallah bir gün okuduğun bölüm ile ilgili bir işe girersin.''

''Benim pek bir umudum yok ,bu yaşıma kadar olmadı, bu yaştan sonrada olacağını zannetmiyorum.''

                                                   Araç bir süre sonra Enderin yaşamış olduğu villa evler sitesine giriş yaptı, doğruca Enderin yaşamış olduğu evin önünde durdu, aracından inip Enderin kapısını açan Mustafa..

''Buyurun Ender bey''

''İyi akşamlar Mustafa, yarın aynı saatte görüşürüz.''

''İyi akşamlar efendim''.

                                            Aracın yanından ayrılan Ender ,ağır adımlar ile evinin kapısına yaklaştı, tam zili çalacak iken birden kapı açıldı.

''Hoş geldin baba..''

''Hoş bulduk canım oğlum ,nasıl geçti bu gün okul.''

''Güzeldi,  bu gün uzun uzun resim yaptık, öğretmenim yaptığı resimleri çok beğendi. Gelecekte iyi bir ressam adayı olabilirmişim.''

''Bu çok güzel bir haber annen nerede''

''Üst katta''

                                      Evin ikinci katının tırabzanlarına yaklaşan Feride..

''Hoş geldin Ender''

''Hoş bulduk canım, oğlumuza öğretmeninin dediğini sana söylemiştir her halde.''

''Söylemez olur mu, geldiğin den beri anlatıyor.''

''Bence bu durumu ciddi olarak ele alalım. Eğer öğretmeni oğlumuzda böyle bir yetenek görmüş ise ,bizde anne ve babası olarak ona gereken desteği sonuna kadar verelim. Çatı katındaki güvercinlik çıkıntılı, mini balkonu olan boş oda var, sessiz ve sakin bir yer, burayı oğlumuza resim odası yapabiliriz, bence hiç vakit kaybetmeden bu durumu öğretmeni ile istişare edelim.''

''Yaşasın ...bu çok güzel olur baba..''

''İlk okul üçüncü sınıfa giden bir çocuk için, bu biraz erken olmaz mı.''

''Zannetmem, bence yarından tezi yok ,bu durumu kesinlik le öğretmeni ile görüşelim, resim odası için de ne gerekiyor ise alalım.''

                                      Koşarak babasına sarılan küçük Ömer..

''Çok teşekkür ederim baba''

''Bir şey değil ,canım oğlum benim, bu arada kucağıma atladın ,ama seni artık tutamıyorum eskisi gibi, bu demek oluyor ki yavaş yavaş kocaman bir adam oluyorsun, boyun nerede ise benim boyuma kadar erişti.''

''Annem ,rahmetli dayımın da boyunun uzun olduğunu söylüyor, onun ismini bana taktıysa bende o yüzden onun gibi uzun boylu olacağım demek ki.''

''Eğer boyun uzun olursa, hem ressam hem basketçi olursun. Şimdi yemek hazırlanana kadar site içinde biraz bisiklet sürmeye ne dersin..''?

''Tamam derim..''

''O zaman üzerimi değişip geliyorum.''

                                                  Üst kata çıkan Ender ,odasına girildiğinde Feride'nin gardırobunu düzelttiğini gördü, yanına yaklaşarak onu boynundan öptü.

''Nasılmış benim bir tanem bakalım..''

                                              Ağır hareketler le, Endere dönen Feride ,zorda olsa yüzünde küçük bir tebessüm oluşturdu.

''İyiyim Ender, günün nasıl geçti.''

''Zor ve odun kafalı insanlara laf anlatarak ,Avrupa'da 10 yıl kalmanın bana çok şeyin kattığını buradaki işlerin içine girince daha iyi anladım, âmâ sonuna kadar gitmeye kararlıyım. Neyse boş verelim şimdi bunları, biz Ömer ile site içinde biraz bisiklet süreceğiz, kıyafetlerimi giyip alta iniyorum ben..''.

FERİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin