... ''Mektup burada bitiyor. Bu yazıları yazan buradaki edebiyat öğretmenin oğlu, mektubun son kısmın da şöyle bir not ile devam ediyor''.
Babam bize o gün, geçmişte dedemin yapmış olduğu hataları anlattı. Kardeşlerim ile beraber onu can kulağı ile dinledik. Anlattığı şeyler gerçekten öğüt niteliği taşıyordu. Bizlere her zaman en mükemmel babalığı yapmıştı. Yaşımız, her ne kadar ilerlemiş olsa da yaşamış olduğu tecrübelerden almış olduğu dersleri, bizlere her zaman anlatmıştır. Çünkü insanlığın insan gibi devam edebilmesi için daha çok insana ihtiyaç vardı. Onun amacı bizleri duyarlı birer insan olarak yetiştirmek idi. Çok şükür ki hepimiz okuyup eğitimimizi en üst düzeyde tamamladık. Şimdi ders vermiş olduğumuz okullarda, babamın öğütlerinden ve dedemin ders niteliği taşıyan hatalarından derlemiş olduğumuz bilgileri öğüt olarak yeni Nesil'e aktarıyoruz .Babam o gün belki de daha çok sözler anlattı. Âmâ iyi-kide aklımda kalan bu sözleri yazmışım .İnşallah kaybolmaz ve nesilden Nesil'e devam eder...
''Mektubun sonunu böyle bitirmiş, o gün babasını dinleyen bu kişi, çok ilginç değil mi Feride abla. Yaşanan acı insanı derin düşüncelere sevk ediyor. İnsanlık ne kadar zavallı ki ancak böyle bir acı olay karşısında derin düşüncelere dalıp doğru yola çıkabiliyor. Kim bilir mektubu anlatan kişi daha neler .Ne kadar öğütleyici cümleler kurmuştur.Yinede buna şükür ki o gün ki konuşmasını dinleyenlerden bir kağıda döktü''.
Sessizliğini bozan Feride..
''Sözlerine katılıyorum .İnsanı derin duygulara itiyor. Özellikle kuyuda can veren o zavallı kadının çektiği çile ,yetmezmiş gibi birde acı çekerek can verdi. Masum bir yavru, oda bu sıkıntılar arasında minnacık bedeni toprak ile tanıştı.''
''Bu kağıtları ilk bulduğumda pek dikkat etmemiştim. Özellikle Romanları inceledim daha sonra tesadüfen mektuptan birkaç dize okuyunca dikkatimi çekti .İlk okuduğum gün içime ağır bir hüzün çökmüştü. Bu yazıları anlatan da yazanda kim bilir ne duygular yaşamıştır. Konu ile hiçbir bağım olmamasına rağmen beni bu kadar etkilemiş ise onları düşünmek bile istemiyorum. Bu mektuplar içimde bir acıma duygusu oluşturdu. Her insan da olduğu gibi benim de acıma duygularım var. Âmâ bunları okuduktan sonra o duyguların içimde zirve yaptığını anladım. Hüzünlü bir hayat süren insanlara farklı bir acıma duygusu ile baktım. Aslında o duygu bana zarar veriyor.çünkü kontrol edemiyorum. Yaşımın ilerlemesine rağmen okumuş olduğum bölüm ile ilgili bir şeyler yapmam lazım. Âmâ yapamıyorum. Hayata olan bakış açımı sıradan normal bir insan gibi uygulayamıyorum. İşte bu bu yüzden senin hayatın dikkatimi çekti Feride abla. Bu benim elimde olmadan gelişen bir durum''.
Elindeki kağıtları katlayarak odadan çıkan Mustafa onları tekrar aldığı yere koydu. Bir süre koltukta oturup başını iki elinin arasına aldı. Aklından geçirdiği tek şey Feride'ye okuduğu mektuplardı. Koltukta bir süre böyle dalıp gitti. Bulunduğu odadan çıkan Feride .Onu koltukta başı önde oturur halde görünce ağır adımlar ile yanına yaklaştı, sağ eli ile Mustafa'nın omzunu tutarak..
''Yaşadığın duyguları senin kadar derinden hissedemezsem de ,seni anlıyorum. Âmâ hayat böyle geçmez Mustafa ,önünde yaşayacak olduğun uzun yıllar var. Buraya geldiğimizde de sana aynı şeyleri söyledim. Bir doktora gitmelisin .Muhakkak ki bunun bir tedavisi vardır. Düşündüğün bazı konular ,senin duygularını ele geçirdi ,ruhun rahat değil. Hadi Mustafa ne olur buradan gidelim''.
Öfke ile başını ayağı kaldıran Mustafa..
''Neden gitmek istiyorsun bu kadar..? O zulüm içinde geçen hayata gerimi dönmek istiyorsun. Buraya geldiğimizden beri sana anlattıklarımı hiç mi anlamadın haaa..''