.......Uzun bir süre camdan pierre lotiye bakan Ferit, yıllar önce orada, Feride ile yaşadığı güzel anıları düşündükten sonra, masasına oturup ,kendine bir kahve söyledi, aklının bir ucunda ise hala dünkü Ferideyi görmesi yatıyordu, bu durumdan bir şekilde kurtulmalıydı. O sıra kapı çalındı ve kahvesi geldi, bir yandan kahvesini içerken, bir yandan da, onunla bir şekilde karşılaşıp konuşmanın hesaplarını yapıyordu. ''Bir şekilde konuşmalıyım, evet evet konuşmalıyım. .''diye geçirdi aklından, belki de bana söyleyecek olduğu şeyler ,ona karşı duymuş olduğum ilgide bir denge mesafesi oluşturur diye de düşündü..
Kolundaki saate bakan Ferit 9.30 a geldiğini gördü, parktaki iş yerine ait araçlardan birini alıp ,karşıya geçebilirdi. Ama önce Mete'nin kendisini görmemesi lazımdı odasından ayrılıp, araçların park edildiği yere doğru gitti, görevliye Meteyi sorduğunda ,onun bir süre önce aracıyla çıktığını söyledi ,görevliden başka araçlardan birini alan Ferit, hemen yola koyuldu ,heyecanından meydana gelen kalp atışını duyabiliyordu, sakin olmaya çalışıp sıradan bir durummuş gibi düşünmeye çalışıyordu, tabi bunda başarılı olduğu söylenemezdi ,Ferit bir yandan aracı kullanırken, bir yandan da hem heyecanını, hem de onunla karşılaşıp konuşma imkanı bulursa, neler söyleyeceğini düşünüyordu. Tıpkı dün yanına giderken düşündüğü gibi onunla karşılaştığı anda neleri söyleyeceğini düşünmek ,onu bir anda yıllar öncesine getiriyordu, her ne kadar düşünmek istemeyip ,sağa sola baksa da, ister istemez gözünün önüne bir perde gibi iniyordu. Özellikle yaşamış oldukları o son gece ,yaşanılan aşkın tek bedende birleşmesi ve ilk gördüğü Feride'nin hüzünlü bakışlarının bir süre sonra Ferit'in sayesinde mutluluğa dönüşmesi, kar topu oynarken ki çocuksu halleri ,ve salıncaktaki mutluluk göz yaşları, bunlar Ferit'te hüzünlü duygular oluşturuyordu.(Acaba yaşanan o güzel günleri ,oda benim gibi zaman zaman düşünüyor mudur) diye de aklından geçirmeden edemedi ,zaten karşılaştığımız da, eğer bahsedersek ,oda bu konuya girecektir, eğer hiç düşünmeyip hayali dahi kurmamış ise karşılaşmamız ve konuşmamız başlamadan bitecektir.
Sıkıcı ve yorucu İstanbul trafiğinden sonra, Anadolu yakasına geçen Ferit Feride'nin yaşadığı sitenin hemen kenarında durdu ,buradan baktığında, Ferideyi görmüştü ,belki yine görebilirdi, site içi ne girmek imkansızdı, buna içeriden birinin onayı lazımdı, bunun farkında olan Ferit ,sadece site dışından bakabiliyordu, bazen de içine bir tedirginlik kaplıyor her an biri tarafından tanınacağından korkuyordu, durmuş olduğu nokta bir cadde üzeriydi, nede olsa gelen geçen araçlar vardı.
Ferit ,küçük bir kamufle de olsa ,araçtaki güneş gözlüklerini taktı. Gözlerini bu şekilde kapatması ,tanınmasını biraz daha zorlaşıyordu .Bir ara camlarında siyah filmler çekilmiş lüx bir araç Ferit in yanında durdu .Aracı fark eden Ferit, onun geldiği yöne doğru bakmadan önüne bakıyordu. Araç tam yanında duru camını açtı. Gelen ara Ender beyin makam aracıydı, direksiyonda oturan Mustafa, siteye doğru bakan kişinin Ferit olduğunu anlayınca durdu. Ferit in ise sırtı hala araca dönüktü, aracı park eden Mustafa, Ferit in yanına gelerek ona omzundan dokundu, birden yüzünü Mustafa'ya dönen Ferit yanına gelen kişinin Mustafa olduğunu görünce rahatladı ,gözlüklerini çıkararak.
''Merhaba Mustafa..''
''Merhaba Ferit ,burada durarak, kendini tehlikeye attığının farkında mısın?.''
''Her hangi bir taşkınlık yapmadıktan sonra''
''Burada durup sabit bir şekilde bakman bile suç ,içeriden telleri gözetleyen kameralar var, sen yine de bir daha buradan içeri bakma.''
''Haklısın, belki de yaptığım doğru değil, ama neden burada olduğumu çok iyi biliyorsun, amacım onu birkaç dakika görebilmek''
''Seni anlıyorum Ferit ,lakin bu tehlikeli bir durum, sen dün buraya geldin mi..?
''Evet geldim.''
''Ferideyi görebildin mi.?''
''Evet onu gördüm ,hiç değişmemiş.''
''Peki o seni gördü mü..?''
''Hayır.''
''Bak Ferit, doğru yada yanlış, bilmiyorum ama, dün akşam ona senden bahsettim.''
Yüzünde heyecanlı bir sevinç oluşan Ferit..
''Ne dedin ona..? o ne dedi sana?..''
''Sakin ol, sadece yanıma gediğini söyledim ,muhtemelen buraya gelip, sizi dışarıdan bir yerlerden görmek istemiştir dedim o kadar..
''Peki o ne dedi..''
''Pek bir şey söylemedi, söylediyse de kaçamak cevaplardı bunlar ,şimdi vaktim kısıtlı Ferit benim içeri girip Ender beyi almam lazım ,sende buralar da fazla kalma istersen''
''Senden bir şey istiyorum Mustafa, ne olur beni bir şekilde onunla görüştür,bir kaç kelimede olsa ,ondan duymak istiyorum.
''İstediğin şey çok zor ,tehlikeli de''
''Bunu biliyorum ama, onunla konuşursam, belki de bir daha buraya gelmem, onu aklımdan çıkaracak sözler kullanabilir ,belki yıllar sonra ilk ve son konuşmamız olabilir, bunu ancak sen sağlayabilirsin.''
''Peki bunu yapacağım, yani senin talebini ona ileteceğim ,eğer kabul ederse görüşürsünüz. Etmez ise, zaten buda anlamlı bir cevap olur, şimdi ben içeri giriyorum, sende burada bekleme artık, telefon numaran bende var, seni ararım.''
''Tamam Mustafa ,senden haber bekleyeceğim.''
Aracı ile oradan ayrılan Ferit, iş yerine doğru giderken Mustafa ise siteye giriş yapıyordu ,saat çoktan öğleyi bulmuştu, normalde bu saatlere kadar kalmazdı ,Ender beyin hastahaneden geç çıkması ,onun bu saatte eve gelmesine sebep oldu, bir süre onu bekledikten sonra, Ender bey evinden çıkıp araca geldi ,onu karşılayan Mustafa
''Günaydın Ender bey''
''Günaydın Mustafa''
''Dün gece beni aramadınız , sizi gelir hastahaneden alırdım.''
''Gerek kalmadı ,Nubar bıraktı beni, hadi iş yerine geçelim.''
''Hemen efendim.''
Aracı çalıştırıp, yola çıkan Mustafa ,bir yan dan da Ender bey ile konuşmak için bir konu arıyordu. O bunları düşünürken konuyu Ender bey açtı.