Magnus babası ve Collin ile akşam yemeği yerken aynı anda ağrıyan karnı yüzünden pek bir şey yiyememiyordu.
"Sorun ne Magnus? İki saattir yemeğine dokunmadın."
"Karnım ağrıyor biraz, yiyesim yok."
"Yine mi karın ağrıların başladı abi." Dedi Collin endişeyle. Magnus stres ve üzüntü anlarında karın ağrıları çekiyordu ve bu kronikleşmiş gibiydi.
"Sorun değil, her zaman oluyor biliyorsunuz."
"Yarın hemen hastaneye gidiyorsun." Dedi babası kararlı bir sesle.
"Cidden gerek yok."
"Magnus! Çocuk gibi seni kolundan tutup ben mi götüreyim istiyorsun? Bizim hastaneye git, randevu bile almana gerek yok biliyorsun."
Magnus'un babasının parasal ortaklığı olan bir özel hastane vardı. Magnus kendisini bildi bileli oraya gidiyordu ve her doktoru da tanıyordu.
"Yarın giderim o zaman."
"Collin, senin okulun nasıl gidiyor?" Deyip Collin'e dönmüştü Asmodeus. Bu aralar oğulları ile iyi geçinmeye çalışıyordu.
"Niye umurunda?"
"Collin, böyle yapmaya devam mı edeceksin?"
"Öyle olmasını umuyorum." Deyip yemeğine devam etmişti. Collin. Asmodeus Magnus'a küçük bir bakış attı ve Magnus boşver dercesine kafa salladı.
Yine de ne olursa olsun Magnus ona sırtını çeviremiyordu.
....
Magnus hastanelerden nefret ediyordu. Küçükken yaşadığı birçok stres temelli rahatsızlık yüzünden zamanının çoğunu hastanede geçirmişti.
Şimdi tekrar buraya gelmek onda kusma isteği yaratmıştı.
Randevu almak için danışmanlık kısmına ilerlerken karşısına doktoru çıkınca yüzüne bir gülümseme yerleştirmişti.
"Magnus? Seni ne zamandır göremiyorum buralarda."
"Henry nasılsın?" Deyip yanına ilerledi Magnus. "Evet uzun zamandır kendimi iyi hissediyordum ama şu sıralar karın ağrılarım baş gösterdi. Randevu almadan geldiğimi hatırladım ve şimdi randevu almaya gidiyordum."
"Aşk olsun, senden randevu mu isteyen var?" Deyip gülümsedi Henry. "Birkaç hastam var, onlara baktıktan sonra hemen seni alacağım tamam mı? Buralarda ol."
"Tamam, çok iyi olur benim için de."
"Baban nasıl? Onu da bu aralar pek göremiyorum."
"İşleri var bilirsin, bir de bolca kız arkadaşı." Dediğinde Henry gülmesine engel olamamıştı.
"Asmodeus hala Asmodeus diyorsun yani. Nedense şaşırmadım." Deyip saatine vakti Henry. "Şu an gitmeliyim, sana mesaj atarım. Numaram duruyor değil mi?"
"Evet evet, ben de kendime bir kahve alayım."
Henry yanından ayrılırken Magnus da diğer koridorda bulunan kahve makinesine gitme kararı almıştı. Şimdi kafeteryaya inmeye üşenmişti.
Kafası dağınık bir halde yürürken koridoru döndüğünde ileride sandalyeler üstünde oturmuş ağlayan birisini fark etmişti.
Biraz daha dikkatli bakınca ağlayan kadın kendisine tanıdık gelmeye başlamıştı.
"Maryse?"
Maryse başını kaldırdığı anda Magnus'u görünce yüzünü silmişti.
"Magnus?" Deyip gülümsemeye çalıştı Maryse.
![](https://img.wattpad.com/cover/223595904-288-k268197.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Friends(?)
FanfictionAlec üniversitenin okçuluk kulübünün kantininde, dans kulübünden Magnus adında birisi ile tanışır. Ve ikisi de ne olduğunu anlamamışken kendilerini boş bir kulüp odasında sevişirken bulurlar. Sıradan bir hikaye gibi başlayıp ilerleyen zamanlarda geç...