Kafayı mı yedin sen?

479 62 109
                                    

"Benimle ne konuşmak istiyorsun Asmodeus?"

Alison evde Asmodeus'un karşısına oturmuştu. Asmodeus o sırada önündeki içkiden bir yudum almıştı.

"Ben bir şeyler öğrendim Alison."

"Ne gibi şeyler?"

"Öncelikle doktorunu araştırıp buldum ve onunla konuştum. Bu çocuğun düşük tehlikesi falan olmadığını öğrendim ondan." Demişti Asmodeus elindeki bardağı sıkarken. "Bana neden yalan söyledin?"

"Asıl sen neden bunu araştırdın?"

"Bana neden yalan söyledin dedim!"

Asmodeus bir anda sesini yükseltmişti.

"Öyle bir risk oldu ama kısa süreliydi, doktor önemsiz görmüş ve söylememiş olabilir."

"Bana hala yalan söylüyorsun. Ayrıca, öğrendiğim başka şeyler de var. Karnındaki bebeğin babası ben değilim, öyle değil mi Alison?"

"Sen beni şu an neyle suçluyorsun? Gerçekten inanmıyorum sana!"

"Maryse seni sevgilin ile konuşurken duymuş Alison."

"Ne? Ne sevgilisi? Ne saçmalıyorsun sen?"

"BANA YALAN SÖYLEME!" Deyip bir anda ayaklandı Asmodeus ve Alison'ı kolundan tutup kaldırdı. "Şimdi konuş yoksa elimde kalacaksın."

"Beni sakın tehdit etme Asmodeus, ben senin oğlun değilim."

"O zaman konuş. Konuşmazsan da birkaç aya babalık testi ile gerçeği öğrenebilirim zaten ama beklemek istemiyorum. Bu çocuğu başkasından peydahladın değil mi? Sonra da benim çocuğummuş gibi göstermeye çalıştın. Anlat, sabrım varken anlat."

"Pekala öyle olsun." Deyip sinsi bir şekilde güldü Alison. "Maryse sana ne anlattıysa doğru şeyler anlatmış. Evet, bu bebeğin babası sen değilsin. Zaten ben de senin gibi iğrenç bir adamdan çocuk yapacak kadar aptal değilim."

"Ama paragözsün."

"Sen paragöz değil misin sanki? Elinde olmasına rağmen benden daha paragözsün. Aynı zamanda pisliğin önde gidenisin. Kendi kanından, canından olan çocuklarına bile kötü davranıyorsun. Senden çocuk yapılır mı be! O kadar kafayı yemedim ben."

"Çeneni kapat ve hemen şu evden defol. Hamilesin diye bir şey yapmıyorum sana şu an."

"Yap da donuna kadar alayım senin. Saçımın teline bile zarar veremezsin, süründürurüm seni. Zaten senden sıkılmıştım, para için bile katlanılmaz bir herifsin. Yazık, iki tane gül gibi oğlun var, sana bunca zaman katlanmışlar ama sen kıymet ne bilmiyorsun. Umarım yalnız ölürsün, çünkü hak ettiğin şey bu."

Alison çantasını yandan aldıktan sonra kapıya yönelmişti. Sonrasında tekrar Asmodeus'a baktı.

"Zavallı bir adamsın."

Alison evden çıktıktan  sonra Asmodeus arkasına yaslanıp derin bir nefes almıştı. Gerçekten zavallı bir adamdı.

Kimsesiz ve zavallı.

Eline telefonunu aldı ve ilk başta Maryse'i aradı. Aslında açmaz diye düşünmüştü ama Maryse onu şaşırttı ve telefonu açtı.

"Efendim Asmodeus."

"Haklıymışsın." Deyip iç çekti Asmodeus. "Özür dilerim. Lütfen beni affet."

"Alison ile mi konuştun?"

"Evet. Bebeğin babası cidden ben değilmişim. Seni dinlemediğim için üzgünüm. Dinlemeden seni kovdum, lütfen işe geri dön."

"Asmodeus, özrünü kabul ediyorum ama işe geri döneceğimi sanmıyorum. En kısa zamanda da ameliyat için verdiğin parayı sana geri vereceğim, birkaç krediye başvurdum."

Just Friends(?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin