Beni bekler misin?

547 71 119
                                    

"Hani bugün Raphael seni ekmeyecekti?"

Bar kısmında Magnus ve Alec baş başa kalmışlardı ve Raphael çoktan arazi olmuştu.

"Bu gece baş başa kalalım diye yaptığına eminim." Dedi Magnus elindeki içkiyi kafaya dikerek. Sonrasında etrafına bakındı. "Burası önceden beni eğlendirirdi, şimdi sıkıyor."

"Dans etmek ister misin? Bu konuda berbatım ama eminim ki sen çok iyisindir."

"Dans?" Deyip bir Alec'e bir de ileride dans eden çiftlere baktı Magnus. Bugün gay bar yerine herkesin tercih ettiği barlardan birisine gelmişlerdi. "Emin misin dans etmek istediğine?"

"O kadar mı berbat olduğumu düşünüyorsun?"

"Hayır da... dans eden çiftleri izlemedin sanırım."

"O kadar yapışık dans etmeyiz bence." Deyip elinde duran bardağı yana bıraktı. "Hadi, ne kaybederiz ki?"

"Aklımız ve fikrimiz dışında mı?" Deyip gülmüştü Magnus. Ama yine de Alec'in elini tutup onunla birlikte dans eden kişilerin arasına karışmıştı.

Alec bunu yaptıktan sonra Magnus'u belinden kendine çekti ve iki elini onun beline sıkıca sardı. Magnus ikisinin temas eden bedenleri yüzünden bir anlık elektrik akımına kapılmış gibi hissetmişti.

Alec'in azıcık da olsa sarhoş olduğunu fark etmişti Magnus. Kendisinin de kafası biraz güzeldi.

Bu yüzden iki elini Alec'in ensesinde birleştirdi. Yerinde hafif hafif sallanıyordu çünkü Alec'in kolları onu çok sıkı tutuyordu.

Açıkçası bu Magnus için güzel bir şeydi.

Şu an etrafta olan kimseyi takmadan hareket ediyorlardı. Alec yarın sabah bir domates olarak uyanacaktı ama bu gece bunu düşünmek istemiyordu.

"İnsanları böyle dans ederek mi baştan çıkarıyorsun?" Demişti Alec Magnus'un kulağına yaklaşarak. Sesi bunu söylerken bir nebze de olsun sinirden titremişti.

"Niye? Çok mu etkilendin yoksa?"

Magnus yüzünü geriye çekip parmakları üstünde yükselerek Alec'in yüzüne yüzünü yaklaştırdı.

"Ne o, yoksa kaçırdığın şeyler yüzünden pişman mısın?"

Magnus bunu derken Alec'in, belinde duran elini tutup sıkmıştı. Flört, baştan çıkarma konularında Magnus'un eline kimse su dökemezdi, bu bir gerçekti.

"Hala bir şeyler kaçırmış sayılmam bence."

Alec bunu dedikten sonra uzanıp Magnus'un boynuna yüzünü gömmüştü. Magnus anlık bir şok yaşasa da bunu bölmeyi düşünmüyordu. O yüzden bir elini Alec'in saçlarına geçirdi ve onun boynunu emmesine izin verdi.

Etraftaki herkes kendinden geçtiği ve benzer durumda olduğu için kimse ikisini takmıyordu, ikisinin rahatlığı da bu yüzdendi.

"Bundan sonra..." deyip yüzünü Magnus'un kulağına yaklaştırdı Alec. "Benden başka kimseyle böyle bir yakınlık kurmanı istemiyorum."

(Oldu canım başka isteğin?)

"Bunu hangi sıfatla istemiyorsun?" Deyip dalga geçer biçimde gülmüştü Magnus. "Sahibim gibi davranmaya kalkma sakın."

"Zamanında insanlarla benle yaşadığın şeyleri yaşadığını düşününce çileden çıkıyorum ve önceden binlerce hata yaptığım için bunu belli bile edemiyorum." Demişti Alec içkinin az da olsa verdiği rahatlıkla. "Ama bu saatten sonra kendimi o kadar da fazla kasmaya niyetim yok."

"Yerinde olsam kendimi kasmaya devam ederdim. Bu tarz sahiplenici tavırların hoşuma gideceğini düşünmüyorsundur herhalde."

İkisi bir süre birbirlerine diklenen bakışlar atmışlardı. Sonrasında Alec Magnus'un ensesine elini çıkarıp onu kendine çekerek öpmüştü.

Magnus da anın verdiği rahatlıkla ona karşılık verirken ikisi müziği de dansı da unutmuşlardı. Magnus kollarını Alec'in boynuna sıkıca sarmış, Alec de onun beline sarılmıştı.

Birbirlerinden kısa bir an uzaklaştıklarında Alec Magnus'un elinden tutarak onu kalabalıktan uzaklaştırdı ve insanların olmadığı kuytu bir köşeye çekip duvara yasladı. Birbirlerini yine aynı şehvetle öpmeye başladıklarında Alec kendisini Magnus'a dokunmaktan alıkoyamıyordu.

Magnus ise bilincini kaybetmek ve bilincini geriye kazanmak arasında gidip geliyordu. Bu olayın sonunu görebiliyordu, böyle devam ederlerse kendilerine hakim olmaları imkansızdı.

Şu an birisi onları izliyorsa o bile çileden çıkıp azabilirdi, görüntüleri hiç de masum değildi.

Magnus başına gelecek her şeye razı olabilirdi, Alec ona böyle dokunurken kendini ona teslim etmemek imkansızlaşıyordu.

Tabii tek bir sorun vardı, bunu yapması her şeyi daha kötü hale getirirdi. Magnus Alec ile olmak istiyorsa doğru yolu bu değildi.

Ayrıca Alec ile yatacaksa bunun eski zamanlarda olduğundan bir farkı olmasını istiyordu. Gerçekten hissederek, duygu barındıran şekilde...

Magnus hayatının hiçbir evresinde böyle bir seks yaşamamıştı ama bunun mükemmel olduğunu tahmin etmek zor olmuyordu. Şimdi geriye dönüp bakıldığında yaptığı her hatadan ölümüne pişmandı ve sonucunda Alec'e sahip olacağını bilse o hataların hiçbirini yapmazdı.

Magnus Alec'e karşılık vermeyi bırakmıştı. Zaten birkaç saniye sonra Alec yüzünü ıslatan bir şeylerin etkisiyle geriye çekilmiş ve Magnus'un dolan gözlerine şaşkınca bakmıştı.

"Senin için bundan başka bir anlam ifade etmiyorum değil mi?"

"Ne?"

Alec anlamaz bir halde ona baktığında Magnus onu iterek yanından çekip gitmişti.

Magnus hızlı bir şekilde barın çıkışını bulduğunda Alec kendini toparlayıp onun peşinden gitmişti.

"Magnus... Magnus beni bekler misin?"

"Sence silebilecek olsam silmez miydim Alec?" Deyip Alec'e dönmüştü Magnus. "Geçmişimi silip atabilecek olsam bunu yapmaz mıydım?"

"Neden simdi durduk yere bu konu açıldı?"

"Durduk yere mi? Her fırsatta bunu hatırlatan senken durduk yere açıldığını mı iddia ediyorsun cidden? Dün gece bana böyle pis adamlar ile zamanında takılmak iyi bir şey değilmiş diyen sen değil miydin? Az önce dans ederken önceden de insanları böyle mi baştan çıkarıyordun diyen kimdi madem? Her defasında yüzüme bunları vuracak mısın? Vuracaksan eğer haberin olsun diye söylüyorum, yaptığım şeylerden ben de gurur duymuyorum. Ama sen böyle yapmaya devam edersen hiçbir şey düzelmeyecek."

"Öyle söylemek istememiştim Magnus, lütfen ağlamayı keser misin?"

"Ağlamama da mı karışacaksın yani? Bir o kaldı zaten, ona da karış." Deyip yüzüne biriken yaşı silmişti Magnus. "Sen benimle barışmak, yakın olmak istiyorsan önce kendine çeki düzen ver Alec. Çünkü benim düzelteceğim bir şey kalmadı, düzeltebildiğim kadar düzelttim zaten. Ama isterdim ki... daha saf olalım artık. Saf sevelim isterdim. Ama bizden olmuyor baksana, iki günde ikidir birbirimizin üstüne atlamaktan başka bir şey yapmıyoruz. Bana sevmek nasıl bir şey öğretsene Alec, bilmiyorum ben bunun nasıl bir şey olduğunu. Ama yok, senin meşgul olduğun başka şeyler var çünkü."

"Neden sadece tek taraflı bir durummuş gibi söz ediyorsun bundan? Orada ikimiz de birbirimize karşılık verdik."

"Evet verdik. Bir daha olmayacak, kısaca ümitlenme."

Alec bir şey diyecek gibi olsa da ne diyeceğini bilememişti. Zaten Magnus da ona arkasını dönüp çoktan asansöre ilerlemeye başlamıştı.

"Niye sürekli bir şeyleri batırıp duruyorum ben?"

....

Bilmem, beynin olmadığı için olabilir mi acaba?

Just Friends(?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin