Çok mu zordu?

592 79 73
                                    

Alec şu an biraz pişmandı.

Olanların üstünden birkaç gün geçmişti ve Magnus'u öylece yargılamadan, dinlemeden bir köşeye atmış olduğuna kendi şu an inanamıyordu.

Jace'e inanıyordu. Ama ya gerçekten o an Magnus'u kıracak bir şeyler de olmuşsa? Ve Jace bunu yumuşatarak anlatmışsa?

Birkaç gündür bu düşünceler yüzünden gözüne uyku girmiyordu Alec'in. Normalde böyle aptalca davranmazdı.

Artık bu düşüncelere daha fazla dayanamadığı için telefonu eline aldı ve düşünmeden Magnus'u aradı. Belki düşünse vazgeçerdi.

Magnus telefonu birkaç çalış sonunda açmıştı.

"Ne var Alec?"

"Magnus... bir an açmazsın sanmıştım."

"Ben de öyle düşünmüştüm ama sonuç olarak açtım, ne söyleyeceksen söyle hemen."

"Bak ben..." Alec derin bir nefes almıştı. "Doğru şeyi yapmamış olabilirim. Orada seni dinlemeyerek."

"Ah bunu fark etmen ne büyük mutluluk, gerçi biraz geç olmadı mı?"

"Bak ben... bana olan hislerinin uzun zamandır farkındayım tamam mı? Ve o an Jace bu şekilde söyleyince..."

"Sana olan hislerim?" Deyip gülmeye başlamıştı Magnus. "Sana karşı ne hissim varmış benim?"

"Yapma Magnus, benden hoşlandığını çok iyi biliyorum."

"Çok iyi biliyorsun. Vay be, benim hakkımda doğru yanlış kararlar almak konusunda çok iyisin. Senden hoşlanmıyorum ben, ama bir şeyden hoşlanıyorum o da seninle oynamaktı. Ah evet oynamak... ben egoist bir insanım, her şeye tek sahip olmak istiyorum. Senden hoşlanmıyorum, sadece senin hayatına başka birileri girince içimden bir canavar çıktı. Ayrıca bilmiyorsun diye söylüyorum, senle seks ilişkimiz bitince asla rahat durmadım. Kaç kişiyle olduğumu saymamı ister misin?"

"Şu an..." Alec'in sinirden bir an için eli titremişti. "Bunlar doğru değiller, öyle değil mi?"

"Bilmem, sana sormak lazım. Benim hakkımda neyin doğru neyin de yanlış olduğunu benim açıklama yapmama bile müsaade etmeden karar veren kişi sensin sonuçta. Doğru mu söylüyorum sence Alec? Ah belki de Jace'e sormalısın, tek karar vermen zor oldu çünkü."

"Şu an bunu neden yapıyorsun?"

"Neden mi yapıyorum? Sen benimle dalga geçiyorsun sanırım. Sinir krizinin eşiğinden döndüğüm bir anda bana tek kelime açıklama yaptırmadın, bakışlarınla ve sözlerinle uzak durmamı istedin. Şimdi bir anda vicdanın rahat etmediği için beni arayıp bir açıklama bekliyorsun benden. Neler olduğunu duymak istiyorsun. Hayır Alec, benden o açıklamayı o an almalıydın."

"Magnus..."

"Çok mu zordu ya? Çok mu zordu ikimizi de dinleyip hangimizin hatalı olduğuna daha sonra karar vermek. Bu şey senin için bu kadar mı zordu? Daha önce sana kırgınlıklarımı açmışken, önceden defalarca yapmadığım şeyler yüzünden suçlanıp manyak, deli damgaları yediğimi ve bir süre sonra çaresizlikten bunları kabullenmeye başladığımı söylemişken bana yaptığın bu haksızlığı şimdi öylece kabul mü etmemi bekliyorsun benden? Aslında, haklı olduğumu ispat etmek çok kolay biliyor musun? Birkaç insan bulup karşına getirmem yeterli ama bunu yapmayacağım. Çünkü artık senin buna değdiğini düşünmüyorum."

"Bak her şey için özür dilerim senden. Yalnızca bana olayı anlatamaz mısın?"

"Anlatamam. Ben seni hayatımdan çıkardım Alec. Sen de beni çıkardın. Niye bu olayı merak etmeye devam ediyorsun ki?"

"Çünkü sana haksızlık yaptığım düşüncesi yüzünden geceleri uyuyamıyorum."

"Çok iyi, bu şekilde devam et bence. Belki ileride anlamadan, dinlemeden insanlara suçlu damgası yapıştırmadan önce iki kez düşünürsün. Bu da senin için bir hayat dersi olur değil mi?"

"Jace o gün sana seni kıracak bir şeyler söyledi değil mi? Bu yüzden öyle davrandın."

"Sadece tek bir şey söyleyeceğim, bu da sırf kafanı daha da karıştırmak için. Jace bana, seninle olan arkadaşlığımıza engel olacağını söyledi. Ben de bunu yapma dediğimde tek bir şartla dedi. Ama bu şartı sana söylemeyeceğim. Al bu bilgi ile ne yaparsan yap."

Magnus Alec'in cevap vermesine müsaade etmeden telefonu kapatmıştı. Zaten Alec ne cevap vereceğini de bilmiyordu.

Magnus şu an kafasını daha da karıştırmıştı  cidden. Jace ona ne demiş olabilirdi?

Alec telefonu yana bırakıp hızlıca lavaboya yöneldi ve yüzüne birkaç kez soğuk su çarptı. Magnus'un lafları yenilir yutulur cinste laflar değildi ve resmen her lafı boğazına dizilmişti.

Onu aramayı düşündüğü zaman böyle bir konuşma beklemiyordu. Magnus'un ona kendisini açıklayacağını, daha serinkanlı bir konuşma yapacağını sanmıştı ama Magnus resmen Alec'i lafları ile dövmüştü. Son cümlesi ile de eline pimi çekilmiş bir bomba tutuşturmuştu adeta.

Ama Alec ne bekliyordu ki? Magnus yeri gelince babasına bile kafa tutan, herkesi tek kalemde silip hayatından çıkarabilen birisiydi. Alec'i çıkarmamak için her şeyi yapmıştı ve Alec bunu kendisine kendi yapmıştı. Sanırım kendi değerinin Magnus'ta çok fazla olduğunu düşünüp onu kırmaktan çekinmemişti.

Nasıl bu kadar bencil olduğuna kendisi de şu an hayret etmişti.

....

Bunlar daha iyi günlerin gerizekalı...

Just Friends(?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin