"Olayı sormadın"

1.2K 92 82
                                    

Bu bölüm bir tık fazla açık olmuş benden demesi ansmmssl

"Bugün değişik bir şeyler yapalım mı?" Diyerek Alec'in yanına oturmuştu Magnus.

"Ne gibi bir değişiklik?"

"Odada olmaktan daha farklı şeyler yapmak istiyorum artık."

"Benim evime gidemeyiz, annemler var."

"Ben de babamla yaşıyorum zaten ve hayatta seni eve götüremem. Zaten eve gitmekten söz etmemiştim."

Elini Alec'in bacağı üstüne koyup biraz dolaştırdı.

"Arabamda yapabiliriz."

"Bu güzel bir fikre benziyor." Deyip ona bakmıştı Alec. "Ama ben buraları pek bilmiyorum. Nerede rahat ederiz bir fikrim yok."

"Orasını ben hallederim, sen merak etme." Deyip elini biraz daha Alec'in bacağında gezdirdi.

"Böyle şeyleri de çok iyi biliyorsun anlaşılan."

"Tecrübe ettim zamanında."

İkisi gülüşüp sonrasında ayaklanmışlardı. Birlikte Magnus'un arabasının yanına indiler çünkü Alec'in motoru vardı ve onunla gidip geliyordu.

"Dönüşte seni yine buraya bırakırım, olur değil mi?"

"Olur tabii ki, motorumu burada bırakmak istemiyorum."

Magnus'un arabasına bindikten kısa bir zaman sonra Magnus onları gerçekten ıssız bir yere getirmişti. Tepelik bir yerdi, şehri görüyordu ama gelen geçen neredeyse hiç araba yoktu.

"Burayı seviyorum. Bazen tek başıma gelip şehrin ışıklarını izlerim." Deyip Alec'e baktı Magnus. "İstediğin değişik bir pozisyon var mı?"

"Bana fark etmez. Sen nasıl istersen öyle devam ederiz."

"Ben senin kucağında olmak istiyorum. Koltuğu biraz daha geriye al ki sığalım. Sonra da arkaya geçeriz."

Alec başını tamam dercesine sallayıp koltuğu geriye aldı. Hemen ardından Magnus onun kucağına yerleşmişti.

"Biliyor musun? Ten rengin çok güzel." Deyip Alec'in yüzünü okşadı Magnus. "Beyaz ten beni her zaman kendine çekmiştir. Ayrıca dudaklarının rengi de baş döndürücü."

Kendisini ona yavaşça sürtmeye başladığında dudakları da birleşmişti. Magnus onu öpmeyi nedensizce çok seviyordu. Dudakları fazla uyumluydu.

Alec de bir yandan eliyle onun bedenini okşamaya başlamıştı.

İkisi de olaya yavaş yavaş adapte olurken olayı telefonun sesi bölmüştü.

Magnus geriye çekilip derin bir nefes almıştı. Kendi telefonu çalıyordu.

"Özür dilerim." Diyerek cebinden telefonu çıkardı ve babasının adını gördüğü anda kendisini koltukta yana attı. "Babam arıyor, lütfen sesini çıkarma tamam mı?"

Alec başını tamam dercesine salladığında Magnus telefonu açmıştı.

"Efendim baba?"

"Neredesin sen? Neden hala eve gitmedin?"

Babasının gür çıkan sesini Alec'in duymaması imkansızdı.

"Danstan yeni çıktım, oradakiler ile oturuyoruz biraz. Bir sorun mu var?"

"Collin evde yalnız kalmış."

"Collin 14 yaşında ve evde bir sürü hizmetçi var baba."

"O senin kardeşin ve bir dönemden geçiyor. Onun yanında olmalısın."

Just Friends(?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin