Magnus Alec ile olan olaylarından sonra eve döndüğünde babası neyseki çok fazla soru sormamıştı.
Raphael ile haftasonu çıkacakları tatil için bavul hazırlarken parasının pek de fazla olmadığını fark etmesi geç olmamıştı.
"Babamın yanına gidip yağcılık yapma zamanım gelmiş anlaşılan."
...
Arabasını babasının şirketi önüne park ettikten sonra hızlıca şirketin kapısından içeriye girmişti. Sürpriz bir ziyaret yapıp bir iki kez babası ile sohbet edip ondan para koparma niyetindeydi. Aksi halde zırnık alamazdı, biliyordu.
Bu yüzden en iyi haline büründü, sevimli bir çocuk gülümsemesi yerleştirdi yüzüne. Şirketteki kişilere selam vererek babasının olduğu kata ilerledi.
Babasının odasına girmeden sekreterlik kısmına gideceği sırada bir anda şoka uğrayıp yerinde öylece kalmıştı.
"Maryse?"
"Aa, Magnus. İnanmıyorum, geleceğini bilmiyordum." Deyip ayaklandı Maryse ve Magnus'a sarıldı. "Gerçi nerden bilebilirdim ki?"
"Sen ne zaman başladın işe?"
"Bugün itibariyle başladım, babam ne zaman istersen başla demişti. Ani oldu, babana da dün gece haber verdim zaten."
Maryse geriye çekilirken Magnus dayanamayıp ona tekrar sarılmıştı.
"Bundan sonra sık sık şirkete geleceğim demek oluyor bu." Deyip gülerek geriye çekildi Magnus. "Çok sevindim. Babamla iyi anlaştınız mı?"
"İyiyiz merak etme. Senin geldiğini babana haber vereyim istersen, az önce nişanlısı da geldi çünkü."
"Uf, o kadın da mı burada? Bilsem gelmezdim."
Maryse onun tepkisine gülmüştü.
"Öyle deme, sonuçta babanın nişanlısı. Gerçi... kızım yaşında duruyor."
"Evet öyle zaten. Sen niye biraz mutsuz gibisin. Sana bir şey mi söyledi yoksa?"
"Yok... bir şey yok. Ben babana haber vereyim."
Maryse yürüyeceği sırada Magnus onu engellemişti.
"Emin misin Maryse? Böyle olmadığı açıkça görülüyor."
"Gençler biraz pervasız olabiliyor, hepsi bu. Takılmıyorum ben."
"Maryse, ne yaptı söyler misin bana?"
Maryse bir şey demeden koltuğuna oturduğunda Magnus da oturmuştu.
"Bu konuyu kapatalım, bir şey olmadı. Ben babana haber veriyorum şimdi."
Maryse telefonu eline aldığında Magnus sinirle nefes vermişti. Şu Alison denen kız bir gün elinde kalacaktı.
"Tamamdır Asmodeus, oğlun geliyor şimdi yanına." Deyip telefonu kapadı Maryse. "Seni bekliyor."
"Ben gidiyorum ama bunu yine konuşacağız." Diyerek ayaklandı Magnus ve babasının odasına ilerledi. Odaya girdikten sonra da kapıyı kapatmıştı.
Alison, babasının masası üstünde oturuyordu. Magnus kapıyı çalmadığı için Asmodeus o içeriye girince Magnus'u fark etmişti
Alison'a küçük bir bakış attığında Alison masadan kalkıp koltuğa ilerledi.
"Rahatını bozmasaydın Alison, istersen babamın kucağına otur."
"Terbiyesizleşme Magnus." Dedi Alison saçını arkaya atarak. "Zaten bugün gerginim, benimle uğraşma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Friends(?)
FanfictionAlec üniversitenin okçuluk kulübünün kantininde, dans kulübünden Magnus adında birisi ile tanışır. Ve ikisi de ne olduğunu anlamamışken kendilerini boş bir kulüp odasında sevişirken bulurlar. Sıradan bir hikaye gibi başlayıp ilerleyen zamanlarda geç...