Kafayı yedirtme bana

590 70 49
                                    

Magnus evden ayrılalı neredeyse bir hafta olmuştu ve bu süreçte Raphael ile kalmaya devam ediyordu.

Çok sıcak olduğu için onun odasına ve kendi kaldığı odaya birer klima taktırmıştı. Babası bu sefer kartlarını iptal etmemişti ve Magnus da gurur yapmayı istemiyordu. Parasını sadece o kadın mı yiyecekti yani?

Gerçi Raphael bu duruma birazcık sinirlenmişti, elektrik faturası fazla gelirse faturayı senin bir tarafına sokarım diyerek Magnus'u tehdit etmişti. Magnus da "Alec'ten önce oraya fatura girerse bir miktar içerlerim" deyince ikisi de bir saat kahkaha atmışlardı.

Sınavları iyi geçiyordu. Bu hafta 2 sınavı daha vardı ve sonra sınavlar bitecekti. O yüzden bugün şu Peter denen adamla konuşmak için dans okuluna gitme kararı almıştı.

Elbette Alec de onunla gelmeyi istemişti.

Alec'in eski sevgilisi aradığından beri ikisi bu konu hakkında konuşmamışlardı. Aslında Magnus'un söyleyeceği çok şey vardı ama biraz zaman geçsin istiyordu. Alec'i üzmek istemiyordu.

"Sanırım burası."

Alec motosikletini dans okulunun önüne çekip kaskını başından çıkardığında Magnus önlerinde duran okula göz ucuyla bakmıştı.

"Evet, burası olmadı lazım." Deyip motordan indi Magnus ve kafasındaki kaskı Alec'e uzattı. Alec kaskı motorun koluna taktıktan sonra kendi kaskını da takarak motordan inmişti.

Ve bir anda bahçede olan herkesin gözleri ikilinin üstüne çevrilmişti. Gerçi bu gayet normaldi, havalı bir motordan inen iki genç erkek çoğu kızın dikkatini çekebilirdi. Hatta çoğu erkeğin de.

Alec üstlerinde hissettiği bakışlarla etrafına göz gezdirdi. Magnus böyle bakışlara alışık olduğu için takmamış olsa da Alec için aynı durum geçerli değildi.

Magnus bir anda elinin üstünde Alec'in elini hissetti. Şaşırmış olacak ki bir an ellerine bakakalmıştı.

"Burayı sevmedim."

"Elimi bu kadar sıkı tutarsan kimse beni elinden alamaz, kısaca endişe etme." Demişti Magnus alay dolu bir sesle. Üstlerine çevrilen çoğu bakış son bulmuş olsa da onlara bakan hala birkaç kişi vardı.

"Israrla bakıyorlar."

Alec bunu dediğinde Magnus uzandı ve Alec'in dudağına bir öpücük bıraktı. Bu sefer şoka girme sırası Alec'teydi.

"İki ateşli yakışıklı el ele tutuşuyor, bakmamak mümkün mü?"

Magnus bunu dedikten sonra Alec'i elinden çekiştirerek giriş kapısına doğru yürümeye başlamıştı.

"İnsanların içinde beni öpmen hoşuma gitti bu arada." Deyip gülümsedi Alec. "Yönelimini saklayan birisi değilim ve senin de bu kadar rahat olman ekstra hoşuma gidiyor."

"Onlar heteroseksuel olduklarını saklamıyorsa ben niye saklayacağım?" Demişti Magnus kapıdan içeriye girerken. "Ayrıca senin gibi mükemmel bir herifle birlikte olduğumu kimse bilmeyecekse ne anlamı kalır ki?"

"Laflara bak sen." Deyip elini Magnus'un beline attı Alec ve Magnus'u kendine çekti. "Lütfen böyle şeyler söyleme, buradaki dans odalarında da seninle sevişmek zorunda kalmaktan korkuyorum."

"Sorun şu ki burada yakalanırsak işler çok kötü sonuçlanır." Magnus bunu dedikten sonra parmakları üstünde kalkıp Alec'in kulağına yaklaşmıştı. "Ki bu da işleri daha heyecanlı kılıyor."

"Yapma... kafayı yedirtme şimdi bana."

"Yesen ne olacak?" Deyip geriye çekildi Magnus. "Hala sevişme adımı atmayı istemiyorum."

"Ne zamana kadar buna devam edeceksin?"

"Kudurduğun ana kadar."

"Bu gidişle çok beklemene gerek kalmayacak."

İkisi birbirine imalı birer bakış attıklarında yandan bir kız onlara doğru gelmeye başlamıştı.

"Hey, sanırım sen Magnus olmalısın."

Magnus kendisine seslenen kıza döndüğünde kız ona elini uzatmıştı.

"Ben Malia. Buranın sorumlusu ve aynı zamanda Peter'ın kızıyım."

"Ben de Magnus ki zaten sen bunu biliyormuşsun. Bu da sevgilim Alec."

Alec de karşısındaki kıza elini uzattığında kız onun elini sıkmıştı.

"İş görüşmesine sevgilin ile mi geldin?"

"Bunda bir sorun mu var?" Demişti Alec tek kaşını havaya kaldırarak.

"Hayır, aslında çok tatlı buldum. Benim aşırı toksik bir ilişkim var. Daha doğrusu vardı. Bir hafta önce ayrıldım ama hala küçük bir köpek yavrusu gibi peşimde dolanıyor. O yüzden  etrafımda sevimli çift görünce kaşıntı falan tutuyor."

Magnus onun bu söylemine istemsizce gülmüştü.

"Sevgilim olmadan önce ben de aynısını düşünüyordum ama şu an kaşıntı veren şeyler hoşuma gitmeye başladığı için kendime şaşırıyorum."

"Değil mi ya? Ayrılınca etrafta sevgili gördüğüm zaman sinir oluyorum ama barışınca da sinir olduğum şeyleri yapmaya başlıyorum. Garip bir paradoks. Neyse... çenem açıldı benim. Sizi babamın yanına kadar geçireyim en iyisi ben. Bu arada babam seni bir haftadır bana övüyor, bir an önce dans yeteneklerini görmek istiyorum. Büyük ihtimalle aynı sınıflara ders vereceğiz çünkü benim yanında yer alan partner şehir dışına taşındı. O yüzden ikimizin partner olması gerekecek."

"Ne tarz danslar yapıyorsunuz peki?" Demişti Alec. Aklına dans gösterisindeki danslar gelmişti.

"Her türlü dansı yapıyoruz." Demişti Malia yürümesini durdurup. Sonrasında aniden Magnus'a yaklaştı ve onun elini tutup onu birkaç adım öne çıkardı. "Mesela salsa..."

Malia birkaç hareket yapmaya başladığında Magnus anında ona ayak uydurup karşılık vermişti.

"Ya da hip hop."

Malia birkaç hızlı ayak hareket gösterdiğinde Magnus gülerek onu izlemişti.

"Ve daha bir sürü şey. Merak edersen izlemeye gelebilirsin. Tabii kıskançlık krizine girmeyeceksen. Açıkçası daha yeni psikopat ve kıskanç bir sevgiliden kurtuldum, yeni bir tanesini çekemem."

"Ha... hayır... öyle bir şey yapacak bir insan değilim."

Yani... umarım.

"Pek güvenmedim ama olsun. Temiz yüzlü olanlara güvenim 0. Benimki de öyleydi ama sonuç koca bir hayal kırıklığı."

Malia tekrar yürümeye başladığında aynı anda da konuşmaya devam etmişti.

"Malia o etek neden çok kısa? Malia neden bu erkekler seni eklemiş? Malia bu çocuk seninle dans ederken erkeklik organının kalktığına yemin edebilirim gibi bir sürü saçmalık. Sorun ne biliyor musunuz?" Deyip onlara dönmüş ve biraz bağırarak konuşmuştu. "Dans ettiğim kişi saçları kısa olan bir kızdı ve erkeklik organı bile yoktu. Ağh, tam bir baş belası."

"Bu kadar fazla konuştuğuna göre hala aklında çıkaramamışsın onu."

"Hayatından çıkarmak kolay ama aklından çıkarmak zor. Neyse... bu kadar edebiyat yeter. Babamın odası  burası. Siz içeriye geçin, ben bize içecek bir şeyler getireceğim. Özellikle istediğiniz bir şey var mı?"

İkisi de hayır dercesine başlarını sallamışlardı.

"Tamamdır, ben birazdan geliyorum."

Malia oradan uzaklaşırken ikisi de onun arkasından bakmaya devam etmişlerdi.

"Garip bir kız." Dedi Alec onun arkasından bakmayı kesip.

"Kıskançlık krizlerin yüzünden beni bu hale getirirsen seni en yakın köprüden aşağı atarım."

"Sen bunu yaparken sana destek olacağıma emin olabilirsin."

....

Malia seni keşke yesem ansmsmsm

Just Friends(?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin