Magnus gece yatağında uzanırken gözüne bir damla bile uyku girmemişti.
Odaya çıktıktan sonra belirli bir süre daha ağlamış, ağlamaktan yorgun düşüp yatağa uzanmıştı. Ama yorgun dahi olsa uyuyamıyordu.
"Acaba çok mu ileriye gittim? Sonuçta ben de ona karşılık verdim. Tüm suçu ona atmamam gerekiyordu."
Magnus bu düşünce ile kafasını daha çok yastığa gömmüştü.
"Aciz bir insan gibi ondan sevgi dileniyorum." Deyip sertçe yastığı sıktı Magnus. "Ne ara bu kadar güçsüz oldum ben."
(Yiğidin başı sadece sevda için eğilirmiş Magnus, seninki de o hesap...)
Magnus bu düşünceler ile belirli bir süre daha cebelleşmeye devam etmişti. O sırada odanın kapısı tıklatıldı.
"Şu oda kartını yanına al artık Raphael." Diyerek ayaklandı Magnus. Kapıyı açtığında karşısında Alec'i görmeyi beklemiyordu.
"Raphael değilim."
"Görebiliyorum. Niye buradasın? Yoksa yarım kalan işi tamamlamak..."
Magnus konuşmaya devam edememişti çünkü Alec bir anda onu kendine çekip sarılmıştı.
"Biliyorum Magnus, çok fazla hata yaptım. Senin için iyi olan kişi ben olmayabilirim çünkü yargılayıcı, detaylara takılan ve geçmişte yaşamaya devam eden birisiyim. Ama seni hiçbir zaman seks objesi olarak görmedim, ne önceden ne de şimdi. Sana her zaman insan olarak değer verdim, yanında olmaya çalıştım ve destek oldum. Belki de seni hak etmiyorumdur, belki de Tanrı senin karşına benden daha iyi birisini çıkaracaktır. Bunu şu an ben de bilmiyorum ama değişmek için çaba sarf edeceğim. Beni olduğum gibi kabul etmeni senden isteyemem ama sen benim için değişmeye çalışıyorsun ve eski Magnus değilsin. Ben de değişmeye çalışacağım." Deyip geriye çekilmişti Alec. "Kesin bir şeyler söyleyemem, geçmişi tamamen silip atarım ve hiçbir zaman konusunu açmam da diyemem. Ama senin yanında olurum, arkadaş olarak ya da başka şekilde... bu ikisinden birisini sen seçeceksin çünkü kararı sana bırakıyorum."
Magnus bir süre uyuyup rüya mı gördüğünü düşünmüştü ama bunların hepsi çok gerçekçiydi.
"Kararı hemen vermemi mi istiyorsun?"
"Hayır, düşün ve ne zaman istersen cevabını ver. Ben seni iki anlamda da kaybetmek istemiyorum. Ve inan ki arkadaş da kalsak sana sevginin ne demek olduğunu göstereceğim."
"Ya ikisini de istemezsem." Demişti Magnus biraz depresif bir ses tonuyla konuşarak.
"Bunun olmaması için elimden geleni yapacağım. Farz edelim ki bu oldu, o zaman bu fikrine de saygı duyacağım."
"Anladım. Yine de her şekilde mücadele vereceksin, doğru mu anladım?"
"Evet, her şekilde mücadele edeceğim. Mesela şu an bu odada kalacağım ve seni yalnız bırakmayacağım. Belki birlikte uyuruz ve sabah birlikte kalkıp kahvaltıya ineriz, ne dersin?"
"Bilmem... yatak 2 kişilik."
"Sanırım kabul edildi."
....
Magnus Alec'e arkasını dönmüş bir şekilde yatarken Alec ona arkadan sıkı sıkıya sarılmıştı.
"Rahat olduğuna emin misin?" Demişti Magnus başını çevirip Alec'e bakarak. Alec başını olumlu anlamda sallayıp Magnus'un yanağına bir öpücük bıraktı.
"Baya rahatım, sen beni takma kafaya."
Magnus gülümseyip önüne döndükten sonra karnı üstünde duran Alec'in elini tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Friends(?)
FanfictionAlec üniversitenin okçuluk kulübünün kantininde, dans kulübünden Magnus adında birisi ile tanışır. Ve ikisi de ne olduğunu anlamamışken kendilerini boş bir kulüp odasında sevişirken bulurlar. Sıradan bir hikaye gibi başlayıp ilerleyen zamanlarda geç...