Benim ne suçum var?

708 73 70
                                    

Magnus dans kulübünden çıktıktan sonra kantinde öylece oturmaya başlamıştı. Biraz ileride Alec'i fark etti.

Alec birkaç kişi ile konuşup gülüşerek biraz uzaktaki masaya oturmuştu. Magnus'u fark etmemiş gibiydi ya da belki de görmezden gelmişti.

"Harika, başa döndük. Yine yapayalnız kalacağım."

Telefonunu çıkarıp kulaklığını kulağına taktı ve bir müzik açtı. Başını masaya yaslayıp müziğin dünyasına kendini bırakmıştı.

Çok geçmeden omzunda bir el hissetti ve irkilip başını kaldırdı.

"Seslendim ve beni duymadın. Şarkı mı dinliyorsun?"

Alec yanına oturduğunda Magnus arkasına baktı. Masada hala insanlar vardı ama Alec onun yanına mı gelmişti?

"Şey... evet."

"Yanımıza gelsene, masasakiler benim kulüpten. Çıkışta bir yerlere gideceğiz. Sen de gelirsin diye düşünmüştüm."

"Ben mi? Ama sen demiştin ki..."

"Bir süre seni görmek istemiyorum demiştim, evet hatırlıyorum. Onu sinirle söyledim. Hiçbir şey senin suçun değil, bunun farkındayım Magnus. Kendini lütfen kötü hissetme." Deyip elini Magnus'un bileğine yerleştirdi Alec. "Sen o yüzden mi bana selam vermedin?"

"Beni görmek istemezsin sandım."

"Sen beni takma, annemi öyle görünce birazcık tepem attı sadece. Hadi bak, bir şeyler içmeye gidiyoruz. Sen de geliyorsun, itiraz istemiyorum."

"Onları tanımıyorum."

"Ama beni tanıyorsun. Hadiii, burada oturup sabaha kadar şarkı mı dinleyeceksin?"

Alec ayaklandığı zaman Magnus da gülümseyip ayaklandı.

"O zaman seninle geliyorum."

"Mükemmel bir karar."

....

Yaklaşık 8 kişilik grup birlikte okulun biraz uzağındaki bara gitmişlerdi.

Bir masaya yerleşip kendilerine birer bira söylediler.

"Siz ikiniz... nereden tanışıyorsunuz?"

"Biz mi?" Dedi Alec Magnus ve kendisine bakarak. "Bu kulüpler sırasında tanıştık biz de."

"Magnus'u sürekli görüyordum ben." Dedi Cassie gülerek. "Çok iyi dans ediyorsun, sana hayran kalmamak elde değil."

"Teşekkür ederim."

"Araban da muhteşem." Dedi Cameron içkisinden bir yudum alarak. "Son çıkan modellerden olsa gerek."

"Evet, bu senenin üretimi. Yarış arabası olarak dizayn edildi aslında, seviyorum o tarz arabaları."

"Babana da hayranım." Dedi Cassie laubali bir tonla konuşup. "Adam işinde çok iyi ve yaşına göre aşırı genç ve dinç gözüküyor."

Magnus göz devirmek istemiş olsa da kendine engel olmuştu.

"Evet... birçok insan hayran zaten babama."

"Genç yaşında onca proje, onca emek... hayran olmamak elde mi?"

Magnus rahatsız olmuş bir halde yerinde kıpırdandı. Alec de bunu fark edip konuyu değiştirmişti.

"Bugünkü ok antrenmanı çok iyi gitmedi mi sizce de?"

"Antrenörden daha iyi ok atışı yaptığında adamın aldığı yüz ifadesi beni bitirdi." Deyip gülmüştü Sasha. "Sen antrenör olmalısın bence, adam beceriksizin teki."

"O kadar abartmayalım. Bu bir okul kulübü, daha fazlasını bekleyemeyiz. Ben 3 yaşımdan beri özel eğitim alıyorum bu konuda."

Muhabbet başka yöne kaydığı için Magnus biraz daha rahatlamıştı. Böyle ortamlar onu fazlaca geriyordu.

"Ben bir tuvalete gidip geliyorum." Dedi Magnus ayaklanarak. Onunla beraber Cassie denen kız da ayaklandı.

"Ben de geleyim seninle. Makyajımı tazelemem lazım."

Cassie Magnus'un yanına giderken Alec ikisine küçük bir bakış atıp önüne dönmüştü.

"Bu arada tarzına bayılıyorum." Dedi Cassie abartılı bir şekilde gülerek. "Erkeklerin hepsi bu konuda çok zevksiz."

"Teşekkür ederim."

Magnus erkeklerin olduğu tuvalete yöneldiği sıra Cassie onu tutup önüne geçmişti.

"Telefon numaranı versene bana, belki başka zaman baş başa da görüşürüz seninle."

Magnus telefonun cebinden çıkaran kıza baktı bir süre. Aslında ona numarasını vermek istemiyordu ama vermese de ayıp olacaktı.

Hızlıca numarasını söyledi ve sonrasında ondan uzaklaştı.

"Sana mesaj atarım, kaydedersin beni."

Magnus iç çekerek tuvalete girdi ve hızlıca kapıyı kapattı. Böyle insanların etrafında olmasından nefret ediyordu.

...

Tuvaletten çıktıktan sonra Cassie'yi kapının önünde görmüştü. Oysa ondan önce çıkmayı umuyordu.

"Ah ben de seni bekliyordum." Deyip telefonu işaret etti. "Sana mesaj attım, kaydedersin."

"Kaydederim."

Magnus geçeceği sıra Cassie yine onun önüne geçmişti.

"Alec ile sevgili filan değilsiniz değil mi? Gerçi sen pek sevgili adamı değilsin."

"Sevgili değiliz."

"Anladım. Neyse... içeriye dönelim artık. Bizimkileri çok beklettik."

....

Herkes yavaş yavaş dağılırken barda sadece Magnus ve Alec kalmıştı.

"Şu Cassie denen arkadaşın çok yapışkan bir şey, zorla numaramı aldı. Umarım fazla sıkmaz beni."

"Numaranı mı aldı? Geçmiş olsun şimdiden sana."

"Sağ ol ya, başıma bela açtım senin yüzünden."

"Benim yüzümden mi? Vermeseydin numaranı kıza. Benim ne suçum var?"

"Sonuçta arkadaşın..."

"Sorun olmaz ya, en fazla her gün mesaj atar."

"Bir iki kez yatsam peşimi bırakır mı sence?"

"Olabilir ama bence yatma. Belki daha çok yapışır sana, belli olmaz."

"Doğru... hem zaten yatmak da içimden gelmiyor. Seninle iyiyiz zaten, başka birisi ile olup kendimi yormak istemiyorum. Ama gerçi... kızlarla olmayı özlemedim diyemem."

"Ben sorun etmem. Yani... sorun etmem derken... benimle seks ilişkini kesmeden böyle bir şey yapmanı istemem. Ama ilişkimizi kesebiliriz."

"Öyle bir şey ister miyim sence?" Deyip koltukta Alec'e yaklaştı Magnus. "Kızı boşver, ben seninle olmayı seviyorum."

Öne uzanıp Alec'e küçük bir öpücük vermişti. Alec de dayanamayıp ona karşılık verdi.

"Seni özlemişim. Barın arka odaları var, az önce gördüm. Birisini kullansak mı sence?"

"Sanırım buna hayır diyemeyeceğim."

...

Yeter artık Rüya adam, şu ikisi birbirinden hoşlanmaya başlasınlar artık.

Just Friends(?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin