Allah'ım ben niye böyle bir hikaye yazıyorum ajskksksdb
Alec kahvesini alıp boş masalardan birisine oturdu ve telefonunu çıkartıp bir şeyler ile ilgilenmeye başladı.
Normalde kulüp bitimi Magnus ile aynı saatte olurdu ama bugün eğitmenleri dersi erken bitirmişti. Alec de bu yüzden Magnus'u beklemek zorundaydı.
Gerçi... beklediğine değerdi.
Magnus hayatında birlikte olup bu kadar zevk aldığı tek insandı. Bu da onunla yaşadıkları her sevişme için heyecan duymasına neden oluyordu.
Onun hakkında bildiği tek şey dans kulübünde olduğu ve mimarlık okuduğuydu. Onun dışında birbirleri hakkında bir şey öğrenmekten özellikle kaçınıyorlardı. Zaten ikisinin de umurunda değildi bu.
Kahvesini içmeye devam ederken kısa zaman sonra Magnus da kantine giriş yapmıştı. O da Alec gibi bir kahve aldı ve Alec'in yanına ilerledi.
"Erkencisin bugün."
"Antrenman kısa sürdü." Deyip Magnus'u süzdü. Tarzı çok farklıydı. Renkli şeyler seviyordu ve sürekli renkli şeyler kullanıyordu. Alec ise koyu tonlara aşıktı.
"Sınıflar 15 dakikaya boşalır, 15 dakika beklememiz lazım."
Magnus bunu dediğinde Alec istemsizce iç çekti. Bekleme işi ikisi için de zordu. Bazen Magnus daha da zorlayıcı şeyler yapıyordu.
Şu an olduğu gibi.
Sandalyesini iyiden iyiye Alec'e yaklaştırdı. Etrafta çok az kişi olması işine geliyordu.
Elini Alec'in bacağı üstünde gezdirmeye başladığında Alec başını geriye verip gülmeye başlamıştı.
"Rahat dur."
"Rahat durmayı sevmem bilirsin. Hem şimdiden ısınmaya başlayalım. Ne kadar çok ısınırsak o kadar verim alırız değil mi?"
"Kaşınıyorsun böyle yaparak. Sonra ah Alec yavaş ol lütfen diye inliyorsun."
Magnus sinsi bir şekilde gülümseyip sandalyesine yayıldı.
"Hızlı olmanı seviyorum, biliyorsun."
"Evet bunu birçok kez söylemiştin." Deyip etrafına baktı Alec. "Bu insanlar burada olmaya ne meraklı."
"Kantinde de yapmazsın be..." dedi Magnus muzip bir tonla konuşup.
"Sen tahrik ediyorsun ama."
"Tahriklere kanmayınız lütfen."
Bu sefer bacağını yavaşça Alec'in bacağına sürtmüştü. Alec her ne kadar itiraz etse de bunları fazlaca seviyordu. Magnus onu çileden çıkarmayı çok iyi biliyordu.
"Bugün aklında bir şey var mı?" Dedi Alec Magnus'un ona sürtünen bacağını yavaşça okşarken.
"Kucağında olmak istiyorum."
"Zaten genelde öyle oluyor."
"Duvarla aranda kalmak istemiyorum. Tamamen benim kontrolüm olsun. Dans kulübünde yere serilen minderler var, onları kullanabiliriz."
"Güzel fikir." Deyip Magnus'un kahvesine uzandı Alec. Kahveden bir yudum aldı ama şekerli tat hoşuna gitmemişti.
"Şekerli kahve sevmem."
"Ben seviyorum." Deyip bardağı eline aldı Magnus. "Şeker bağımlısı bir insanım."
"Yine de şeker pek de yararlı bir şey değil haberin olsun."
"Seks arkadaşı da pek yararlı bir şey değil, sürekli arkamda bir acıyla gezmek zorunda kalıyorum. Senin gibi uzun bir arkadaş iyi olmuyor."
Bunu derken uzun kısmına özellikle vurgu yapmıştı.
"Üstüne bir de kaşınıyorsun."
"Hoşuma gidiyor." Deyip elini aniden Alec'in kasıklarına çıkardı. Alec ani gelen temasla irkilirken Magnus onun bu haline gülmüştü.
"Bence, odalar boşalmıştır." Dedi Alec ayaklanarak.
"Bence de."
....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Friends(?)
FanfictionAlec üniversitenin okçuluk kulübünün kantininde, dans kulübünden Magnus adında birisi ile tanışır. Ve ikisi de ne olduğunu anlamamışken kendilerini boş bir kulüp odasında sevişirken bulurlar. Sıradan bir hikaye gibi başlayıp ilerleyen zamanlarda geç...