Zamanlaman çok yanlış.

511 74 114
                                    

"Sanırım benimle dalga geçiyorsun Alec."

"Seninle dalga falan geçmiyorum. Az önce kendin bana söyledin, her saniye bana daha fazla aşık olduğunu. Benim de benzer duygular içinde olduğumu bilmelisin. Bu yüzden seninle olmak istiyorum, bunu denemek istiyorum."

"Sadece denemek için mi bunu istiyorsun?"

"Laflarımı neden yanlış anlıyorsun?"

"Çünkü açıkçası samimi olduğuna inanmıyorum." Deyip ellerini göğüsünde birleştirmişti Magnus. "Hislerin ne kadar çabuk değişti, yakın zamana kadar bana karşı hiçbir hissin yoktu."

"Çabuk değiştiğini düşünmüyorum, bir anda bambaşka birisi olmadım sonuçta. Uzun zamandır senin için çaba sarf ediyorum ve devamının gelmesini istiyorum."

Alec son cümlesinden sonra derin bir nefes almıştı.

"Bana bu şansı vermeyecek misin?"

"İnan bana, ben de seninle olmak istiyorum. Ama ağzın kapalı ve kulakların duymazken bunu yapmak istiyorum. Zira duyduğun yalan dolan çoğu şeye inanma ve insanları sözcüklerin ile kırma tarzında kabiliyetlere sahipsin."

"Aramızdaki hiçbir sorunu aşamadık mı, buradan bunu mu anlamalıyım?"

"Seni affetmek için zamana ihtiyacım var derken yalan söylememiştim."

"Tahmini ne kadar zamana ihtiyacım var? Çünkü ne kadar çaba sarf edersem edeyim bunu göremiyor gibisin."

"Aksine, sana karşı oldukça yumuşak davrandığımı düşünüyorum."

"Son cevabın bu mu? İstemiyor musun benimle olmak."

"Şu anlık istemiyorum. Gerçekten... insanların kalbini kırıp bu kadar kolay düzelmelerini umut etmek çok kötü bir şey. Ne yani, seninle olmak istiyorum diye anında tüm hatalarını unutmam mı gerekiyor? Beni iki kez düşündün, bana aylar sonra ilk kez güvendin diye sana sonsuz güven mi duymam lazım? Üzgünüm Alec, aşk romanında ya da genç kurgu hikayelerinden birisinde değiliz. Ağzına sıçılsa da sesini çıkarmayan bir karakter değilim ben. Sevgi çok güzel bir şey, affetmek de nitekim öyle. Ama güvenmek ve ilişkiye başlamak için tereddüt yaşamamak gerekiyor. Ben sana baktığımda bile tereddüt yaşıyorum, karşımda koskoca bir hayal kırıklığı duruyor çünkü."

"Seninle olmak istediğim için ağzıma sıçmadığın kaldı tek."

"Çünkü zamanlaman çok yanlış Alec, zamanlaman çok yanlış. Keşke zamanı iki ay öncesine sarabilsek de geceleri gözüme uyku girmemesine neden olan o olayları, güvensizlikleri, ettiğin lafları hayatımdan çekip atabilsem. O zaman bana ilişki istediğini söylesen her şey daha kolay olurdu."

"İnsanlar her zaman aynı anda birbirinden hoşlanmaya başlamazlar Magnus, bazen birisi daha sonra bu hislerini fark eder."

"Evet ama hislerini fark edene kadar beni kendinden nefret ettirmene de gerek yoktu." Deyip sinirle ona arkasını dönmüştü Magnus. "En kötü zamanlarımda yanımda yoktun."

"Magnus..."

"Kardeşimin uyuşturucu kullandığını öğrendiğim zaman yanımda yoktun. Babam o kadını bizim eve getirdiği zaman yanımda yoktun. Kendimi senin yüzünden iğrenç bir bok parçası gibi hissedip değersiz gördüğümde de yanımda yoktun. Şimdi gelmişsin, her şeyi batırdıktan sonra benden şans istiyorsun." Magnus yüzünü tekrar Alec'e çevirmişti. "Üzgünüm, ağır olacak ama bir şey söylemem gerekiyor. Ben senin yanında değilken bile senin yanındaydım. Annenin tedavisinde senin yanındaydım. O Alison denen kız annene küçümseyici konuştuğu zaman anneni ona karşı savunurken annenin yanındaydım. Babam senin hakkında aptalca şeyler söylerken ona karşı seni savunan bendim. Jace ikimizin arasını bozmak için bir şeyler yaparken sırf sizin aranız kötü olmasın diye susan da bendim. Ben senin yanında değilken bile senin yanında oldum ama sen olman gerektiği zamanda bile yanımda olmadın Alec."

Magnus derin bir nefes alıp vermişti. O sırada Alec konuşmalarda belirli kısımlara takılmış ama şu an bunları sormanın saçma olduğuna karar vermişti.

"Yanında olmadığım için özür dilerim, bundan sonra yanında olacağım. Gerçekten olacağım."

"Bence arkasında duramayacağın sözler verme bana, tutamazsan kalbim daha çok kırılır çünkü."

Magnus dolan gözlerini saklamak için tekrar arkasını dönmüştü.

"Bu sefer tutacağım."

"Eminim tutarsın. Ayrıca annen ile olan olayı da annene sorup öğrenebilirsin, sana anlatacaktır. Eminim şu an kafana takılmıştır senin."

"Ona sorarım. Şimdi... gitmem mi gerekiyor?"

"Gidersen mutlu olurum. Söyleyecek başka şeyim kalmadı benim."

"Kalbini kırdığım her an için senden defalarca kez özür diliyorum. Bir daha olmayacak, bir daha ben dahil etraftaki kimsenin seni üzmesine izin vermeyeceğim. Bu sözüme inanıp inanmamak sana kalmış ama ben kolay kolay tutamayacağım sözler vermem."

Alec bunu dedikten sonra gitmek için kapıya dönse de bir süre odadan çıkamamıştı. Açıkçası Magnus'u öylece bırakmak istemiyordu.

Ona arkasını dönmesinden gözlerinin dolmuş olduğunu anlamıştı Alec.

Sonunda dayanamayıp Magnus'a yaklaştı ve Magnus'un beklemediği bir anda ona arkadan sarıldı.

"Güvenilmez bir adam olduğumun farkındayım ve bunu kendime yine kendim yaptım. Bu yüzden  yine bu pisliği kendim temizleyeceğim."

"Öyle yapsan iyi edersin. Açıkçası ben de böyle olmamızdan nefret ediyorum."

"Hadi gel, seni Raphael'in yanına bırakayım. Burada seni tek bırakmayı içim el vermiyor."

Magnus başını tamam dercesine salladığında Alec onu kendine çevirmişti. Magnus'un dolan gözlerini parmakları ile silip ona tekrar sarıldı.

Magnus da bu sefer ona sarılmıştı.

"Yanında olmadığım zamanları telafi etmek için elimden ne geliyorsa yapacağım."

"Yine büyük sözler veriyorsun."

"Büyük sözler vermeyi seviyorum demek ki."

....

Magnus abarttı diyenler?

Magnus iyi yaptı, keşke kafasını duvara sürtüp kıvılcım da çıkarsaydı diyenler?

Just Friends(?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin